Bölüm 12 : Art Gallery

73 15 2
                                    

İhtiyar gülümsemesini hiç bozmadan kapının kilidiyle oynamaya başladı. Çok mutlu görünüyordu. Aslında bu ne kadar sinir bozucu olsada çok sınırlı insan beni gördüğüne sevinirdi. Mesela büyükannem, sonra büyükannem ve tabii ki de büyükannem...

Kapının kilidini açtı ve ;

- Buyrun.. dedi

Odaya sırtımı dikleştirip girdim. Burası pek de ihtiyar odası gibi değildi.

Sol tarafta duvarda cam raflar vardı. Üzerlerinde koleksiyonluk eşyalar vardı.

Kendi masası ahşaptandı. Önünde sağ ve solda iki ahşap sandalye ve ortada ahşap bir sehpa vardı. Masanın üzeri düzenliydi. Masanın arkasındaki duvarda çok değişik bir tablo vardı. Bu, bu Yaratılış'ı anlatıyordu. Çok güzel ve gizleyiciydi.Yani bakanın tam olarak ne olduğunu anlayacağını sanmıyordum.

İhtiyar kıkırdamaya başladı yine.

Agresif bir tavırla

-Ne??? dedim.

- Yok bi şey. Sadece tabloyu anladığını görüyorum. Bir de inkar ediyorsun Yedi Krallık'tan geldiğini...

Bozulmuştum.Bu adam sanırım çok meraklıydı. Bu yüzden bi şekilde öğrenmişti Yedi Krallık'ı...

Ona sinirli sinirli baktıktan sonra cebimden bir drahmi çıkardım.

Gözleri büyüdü. Birden çılgına döndü. Hızlıca geldi ve elimden drahmiyi aldı. Gözlerinin önüne kaldırdı iki elinin arasında. Deliye dönmüştü resmen. Drahmiye aşık aşık bakıyordu.

-Haaaaa. dedi değişik bir haz alıyordu drahmiden.

- Seni yaşlı sapık! Ne halt yediğin umurumda değil. Şimdi... dedim ve kıyafetimi düzelttim. Sandalyelerden birine oturdum.

Elimle ona kendi koltuğuna geçmesini işaret ettim. Gitti ve oturdu.

- Bak ihtiyar. Burada oyalanmayacağım. Bunu satmaya geldim. Dünya parasına ihtiyacım var. Şimdi bunu ne kadara alırsın???

İhtiyar tekrar kıkırdadı ve ;

- 10 bin sterlin.

Çüşşş. Bu kadar da değil. Yani bu kadar değerli miydi bu drahmi kaçık ihtiyar için???

- Seve seve. dedim

- Nakit mi istersin yoksa çek mi ???

Yanımda o kadar nakit parayla gezemezdim. Hele de daha kalacak bir evim bile yokken.

- Çek, dedim.

Elindeki kağıda bi şeyler karalayıp bana verdi. Düşündüm ve ;

- Dinle İhtiyar. Eğer beni oyuna getiriyorsan seni parçalar, parçalarını Acheron'a atarım.

Salak salak kıkırdıyordu yine.

- Size hiç yamuk yapar mıyım?? Bir Thriyetrin'e oyun çevirmek en son aklıma gelecek şey olur.

-İyi. Eğer bi sorun çıktığında seni burda bulamazsam ihtiyar gidip kendine mezar taşı beğen. dedim

Hızlıca kalktım. Botlarımın altı ahşap zeminde gürültü yapıyordu. Döndüm ve son kez ihtiyara baktım. Drahmiyle anlam veremediğim bi ilişki yaşıyordu.

Odasından çıktığımda çeki ceketimin cebine koydum. Bu ceket ateşe korumalı üretilmişti. Nimfalardan almıştım. Onlar kumaş konusunda ustadırlar.

Yoluma devam ettim. Bi grup kız saçma ve anlamsızca bana gülüp duruyorlardı. Arkalarını dönüp dönüp bakıyorlardı. En sonunda dayanamadım.

- Ne??? Oradan şebeklik yapıyo gibi mi görünüyorum ?? Bence belediye sizi toplatmalı. Sahipsiz köpek gibisiniz. dedim

Kızların rengi attı. Öylece kaldılar. Kendilerine geldiklerinde;

"Seni adi pislik. Nasıl bu kadar terbiyesiz olabilirsin" diye başlayıp sayamadığım kadar çok şey söylerken benden uzaklaşmaya başlamışlardı.

Büyükannemle Luka'nın yanına gelmiştim. Beni görünce büyükannem ayağa kalktı.

- Nerde kaldın Samuel kaç saattir???

- Seni ilgilendirmez. dedim.

Tmm diğerlerine sert davranmalıydım fakat o kadın beni büyüttü ve bu kadar sorunlu bir çocuk olmama rağmen bana katlandı.

- Özür dilerim büyükanne. Yolda yaşadığım bir olaydan dolayı sinirliydim.Seni kırmak istemedim.

Bu yaşlı kadının incindiğini biliyordum çünkü çabuk kırılırdı.

- Tamam tamam Samuel sorun değil. dedi

Luka'yı, bavulları ve büyükannemi alıp yola koyuldum.

Clavicula SalomonisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin