Bölüm 27 : Darach

60 6 0
                                    

Multimedya Samuel ^^

Samuel

Artık bir Darach olduğuma emin oldum. Ak Meşe'de beni asacaklarına emindim.

Druidler, Gölge Yolculuğu yapamazdı. Yani yaparlardı da Druid olarak değil. Gölge Yolculuğu yapan Druid artık bir Darach olmuştur.

Peki ben Darach mıydım???

Bunu nasıl yaptığımı bilmiyorum. Acaba bu da mı Macros'du..

Ama ilk seferki gibi değildi. Yani sanki gölge değil gibiydiler..

Gözlerimi açtığımda ellerim yere doğru yumruktu.

Ve "Knavesmire" tabelasının önündeydik..

Ellerimi saçlarımın arasına aldım. Kendimi.. Kendimi çok kötü hissediyordum.

Biz adamın kalbini söküp atmıştım. Bir çok Ginnus katletmiştim.

Ve üzerimde hâlâ kanları vardı.

Yürümeye devam ettik. Andrew'in arkasından yürüyordum. Petrus kendi kendine söyleniyordu yine.

Kendimi "Darach" gibi hissetmiyordum. Ama bir "Druid" gibi de..

Sadece çok şey bilen, hayatı bir turp gibi bir şeye bağlı olan, bir yüzüğün tutsağı, gereksiz biri gibi hissediyordum...

Amy ve Rut çitlere yaslanmıştı. Mikael, arabanın önüne yaslanmıştı. Büyükannem,  ağacın dibindeki otlarla uğraşıyordu.

Amy başını çevirdi. Andrew'i görünce koşa koşa gelmeye başladı. Andrew'e sarıldı. Andrew, O'nu kaldırıp etrafında döndürdü.

Rut ve Mikael'de buraya geliyordu. Büyükannem kalkmıştı ağacın altından.

Rut'ta sıkıca sarıldı Andrew'e. Amy, O'nu çekip konuşmaya başladı."Bu kanlar ne?"...

Mikael, geldi yanıma. Omzuma bir yumruk attı.

- Sonraki sefere beni şöför yapma. Hele kadınlarla hiç bırakma. dedi gülerek

Gülümsedim.

-Ordakiler seni aramaya gelmişler. Macros'tan ya da benden haberleri yoktu. dedim

- Sanırım gitmem lazım. Başınıza bela oluyorum. dedi

Omzuna yumruk attım.

- Seni ben öldüreceğim. Bu fırsatı kimseye veremem. dedim

Güldü. Elim omzunda yürümeye başladık. Çapraz adımlar atıyordum.

Büyükannem, karşıdan geliyordu. Yüzümü görünce ellerini başına koydu ve;

- Yüce Tanrı'm!!! Yine mi Samuel!!! Dünyada da mı???!!! Tanrı'm!!! Bu sefer neresini kırdın!!!??? diye sitem etti.

Elimle ağzımın kenarını sildim. Dudağım patlamışdı ve kan durmuyordu.

Başımı diğer tarafa çevirdim. Biraz bekledikten sonra;

- Bu sefer kaburga kırdım büyükanne. Ve ek olarak bir kalbi söküp attım. Zevkine de birkaç Ginnus öldürdüm. dedim alayla

-Gözün moraracak. Tanrı'm!!!

Büyükannem, hâlâ ne olduğunu anlayamıyordu.

- Kaburga mı?? Yüce Umir aşkına!!! Ne zaman akıllanacaksın!!!!! dedi ve hızlıca çekip gitti.

Şaka yaptığımı sanıyordu. Başımı önüme eğip bir iki dakika ellerim cebimde bekledim.

Anlamıyordu. Macros'un ne olduğunu, neden burada olduğumuzu anlamıyordu..

Clavicula SalomonisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin