Bölüm 26 : Tren

61 5 0
                                    

Multimedya Andrew ^^

Andrew...

Uzun zamandır sıkıntısını çektiğim şeyi öğrenmişti sonunda. Dövüşürken tıpkı bir şeytan gibiydi...

Adamın kalbini söküp atışı gitmiyordu gözümden...

En önemlisi de..

O kadar emeğim gitmişti... O odadakine aylarımı vermiştim... Benim kıymetlim..

Petrus'un dediğine göre bir daha asla dönemeyecektik oraya...

Her şeye yeniden başlamak...

O kadar üzüldüm ki... Başımı çevirip Samuel'e baktım.

Gözlerinde hâlâ o korkunç ifade vardı. Petrus'a döndüm. Elinin birini pelerinin içine koymuştu ve diğer eline de bir türlü hakim olamıyor gibiydi..

Petrus'la Rut'un istediği otları almak için bir aktarda tanışmıştık. İstediğim otlar orada yoktu ve Petrus evine gelmemi, orada bulabileceğimi söylemişti.

Bu garip ihtiyar beni eve götürdüğünde evde bir çok insan vardı. Çok fazla oda.. Bana bir han işlettiğini söylemişti.

O günden sonra, eşyalar için dükkana geliyordu. Bana anlamadığım bir sempatisi vardı.

Onu düşünürken telefonum çaldı.

-Efendim???

- Andrew iyi misiniz??? dedi Mikael.

- Evet, hallettik. Nerdesiniz??

-York'un dışındaki çifliklerin birindeyiz.

- Bana konum gönder.

- Tamam. 

Samuel bana baktı.

- Yerlerini öğrenirim şimdi. dedim

Elinin omzuma vurdu. Gülümsedim.

Aramızda anlatamayacağım bir bağ olmuştu. Göründüğü gibiydi bazen..Bazen de çok farklı... Ani ruh değişimleri vardı. Bir an gülüyor bir an duvara yumruk geçiriyordu.

Ellerime baktım. Kan kurumuştu. İğrenç yaratık kanı... Kıyafetlerimde de iğrenç organ kalıntıları..

Samuel'in elleri de kan içindeydi. Hırkasının kollarında ve gömleğinin yakasında kan vardı. Saçları da kandı. Yüzüne de bulaşmıştı normal olarak.

Macros'u taktığı eliyle ağzının üzerinde ki kanları sildi. Bana baktı bir kaç saniyeliğine.

Mesaj gelmişti.

Gönderen: Mikael Hakim

Knavesmire, 300 m açıklarda ; at now

Orayı hiç sevmezdim.

- Evet, Knavesmire'deler. Yani çok yolumuz var.

Nedense eve girdiğimizde saat öğleye yakınken şu an neredeyse akşam çöküyordu. Bunu fark ettiğimde Petrus'a döndüm

-Neden şu an akşam oluyor??? dedim.

Samuel kaşları çatık bize döndü.

- Evet, evet bu.. dedi

Petrus başını kaldırıp bize baktı ve elini uzun saçlarında gezdirdi.

- Orası geçiş boyutu. Yani zaman çok farklı bir kavram orada. dedi

Düşünüyordum. Bu nasıl mümkündü??? Zamanın geçmesi için insanın evrendeki açısı önemliydi. Örneğin hareket etmeden bir saat oturursanız zaman sizin açınızda yavaşça geçerdi. Bir saati sürekli hareket ederek geçirirseniz evrende çok fazla açısal hareket yapmış olurdunuz. Yani hızlı geçerdi.

Clavicula SalomonisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin