Arkadaslar bu not benimle ilgili. Yazarlığını yaptığım Istanbul Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Fakültesi Bilim ve Teknik Dergisi olan Academy Garden için yazmış bulunduğum bu sayıda ki yazı. Sizden ricam elinizden geldikce bunu herkese okutmanız. Öğretmenleriniz, yakın arkadaşlarınız, aileniz, sevdikleriniz... Sosyal medya hesaplarınızdanda paylaşır ve tanıtıma yardımcı olursanız sevinirim. Çünkü bu yazı basit bir şeyden bahsetmiyor. Ve ben gerçekleri herkes öğrensin istiyorum. Şimdiden teşekkür ederim.
Nereden geldiğimizi merak ederiz. Evrenin niçin oluştuğunu, kimin yarattığını, neyden yaratıldığını, yaratılan şeyin ne olduğunu, yıldızların boşlukta nasıl durduğunu...
"Hâlâ işaret bekleyenler yıldızlara baksınlar"
Yaratıcı neden yıldızlarda cevabın olduğunu düşünsün? Daha yolculuğumun başındayız. Dünyama hoşgeldiniz...
Stephen Hawking'e göre evren Big Bang Theory ile oluşmuştur. Bu teorinin tarihini inceleyelim. Ilk defa 1922 yılında bahsedildi. Ve 1989 yılında da ispatlandı. Böylece yoktan varedebilme kanıtlanmış oldu. 1922 yılında Rus Fizikçi Alexandre Friedmann Einstein'ın genel izafiyet teorisine göre evrenin genişleyip durağan olmadığını hesapladı. Daha sonraki yıllarda Belçikalı Astronom George Lemaitre ise kozmosun patlamayla başladığını söyledi ve patlama anından arta kalan radyasyonun tespit edilebileceğini savundu. Kısa süre sonrada bu parçacığa "sıfır hacmi" atfedildi. 1989'da NASA'nın uydusu arta kalan parçaları doğruladı. Aslında bu süreç islam dini içinde böyleydi.
"Semayı azametle biz kurduk ve ona durmadan vücut veriyor ve genişletiyoruz. "
-Zariyat Suresi 47.ayet
Benzer âyetlere Bakara 2. ve 255. - Fatır 35. ayette rastlayabilirsiniz.
Patlama anında patlayan şeyin ne olduğuna geri dönersek Bediüzzaman Said Nursi patlama sonucu herşeyi oluşturan maddenin "esir maddesi" olduğunu söyler. Şöyle ki;
"Dest-i kudretin madde-i Esiriyeden yoğurmuş olduğu bir hamur şeklinde imiş. Madde-i Esiriye, mevcudata nazaran akıcı bir su gibi mevcudatın aralarına nüfuz etmiş bir maddedir. 'Arşı, su üzerindeydi'( Hut Suresi 7.ayet)
ayeti, şu madde-i Esiriyeye işarettir ki, Cenab-ı Hakk'ın Arş'ı, su hükmünde olan şu Esir maddesi üzerinde imiş. Esir maddesi yaratıldıktan sonra, Sani'in ilk icadlarının tecellisine merkez olmuştur. Madde-i Esiriyenin, yine Esir olarak kalmak şartiyle, sair maddeler gibi muhtelif teşekkülatı ve ayrı ayrı nevi'leri vardır. Buhar ile su ve buzun teşekkülatları gibi"..
Esir'in herşeye dönüşebildiğini, bitmediğini, değişmediğini söylüyor. İşte bu parçacıktan herşeyin oluştuğunu açıklar. Fakat bu maddenin oluşabilmesi için iki şey gereklidir: Tahavvül ( süreklilik) ve Tagayyür ( devamlılık).. Yani hareket (dönme) ve zamanla çekimlenebilme..
Peki Esir bitmediyse ona nerede rastlayabiliriz? Anti-madde? Evrende yaratılan herşeyin maddeden türediğini biliyoruz. Madde nedir? Kütlesi, hacmi, eylemsizliği vb olan herşey... Peki soruyorum; Anti-madde'nin kütlesi var mı? Var, ağırlıkta. Hacmi var mı? Var, yer kaplıyor. Zamanla çekimlenip mi oluştu? Evet. Peki o zaman Anti-madde'nin neresi maddeye aykırı.
Tıpkı Stephen Hawking'in dediği gibi " Evrenin dışına çıkmadıkça onu anlayamayız"...
O zaman Esir'in madde olmaması gerekmektedir. Ama evrendeki herşey maddedir. O zaman aradığımız şeyin evrenin dışında bir yerde olması gerekir. Cosmos'un dışında olsun ki patlamak için basınca, hacme, kütleye, zamana bağlı olmasın.. Ki bu da Esir'in evrenin başlangıcıyla varolmadığını, daha önce başka bir yerde yaratıldığını kanıtlar. Burası neresidir? Said Nursi'nin dediği gibi " Arş Alemi".. Hacme, kütleye, zamana ve atoma ihtiyaç duymayan bir boyut.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Clavicula Salomonis
Mystery / ThrillerSamuel L. Barton, eksik bir kehanetin başrolüydü. Sahip olduğu Macros ya onu şeytan yapacaktı ya da bir tanrı. Evren'in başka bir köşesinde onun için gelenlerin Ashenois'ten haberi yoktu. Samuel'inde öyle. Eksik büyümüş bir çocuğun kendiyle savaşı...