:BÖLÜM9:ANLIK DUYGU

20.5K 1.1K 202
                                    

Odamın içinde ayakta dolanıp duruyordum. Buradan kaçmam için iyi bir plana ihtiyacım vardı. Balkona çıktığımda etrafa baktım,bu kadar adam içinde ben nasıl kaçacaktım?
Her gün hiç dinlenmeden burada duruyorlardı.

Buradan bir tek Emel ile çıkabilirdim,
onun yardımı olmadan bir şey yapamazdım. Onun başına bir şey gelecek diye çok korkuyordum Ozan'ın beni durmadan onun hayatıyla tehdit etmesi içimdeki tedirginliği arttırıyordu.

Yatağımın üstündeki telefonu alıp Emel'i aradım. Telefon ilk çalışta açılmıştı,"Bir sorun mu var?" Emel teleşla cevap verince,"Hayır yok Emel. Ben sadece buradan gitmek istediğimi söylemek için aramıştım." Yatağa oturduğumda,"Ben tutsak bir hayat yaşamak istemiyorum,biliyorum seni tehlikeye atıyorum ama ben buna daha fazla katlanabileceğimi sanmıyorum." Kısa bir sessizliğin ardından,"Güçlü bir kadının ümitsizliğe düşmesi beni biraz üzdü. Hem benim için kendini suçlama çünkü bunun nedeni sen değil o Ozan olacak adam." Dediğinde derin bir nefes verdim.

"Emel bunu yapmak istemiyorsan-" Lafım yarım kalıp,"Bunu hiç söylemedin sayıyorum,şimdi beni iyi dinle yarın oraya geliyorum ve seninle o evden beraber çıkıp benim evime gidiyoruz. Sonra da hayatımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz. Şimdi iyice dinlen ve yarını düşün,
yarın senin için en iyi gün olacak. Seni seviyorum." Dediğinde gözümden bir damla yaş akmıştı.

"Ben de seni seviyorum." Telefonu kapattığımda elimle göz yaşlarımı sildim. Dediği gibi yarın benim için en güzel ve en mutlu gün olacaktı. Buna inanmaktan başka çarem yoktu.

Biraz hava almak için bahçeye çıkmaya karar verdim. Odamdan aşağıya inerken salondaki kapıdan bahçeye çıktım. Temiz hava gerçektende her şeye iyi geliyordu.
Bahçedeki koltuklardan birine oturduğumda karşımda koca bir havuz ve içinde yanan beyaz ışıkları vardı. Öylece durmuş onu izlerken birisinin beni izlediğini fark ettim.

"Yalnız kalmak insanı her zaman düşünmeye iter." Bu Burak'tı. Elleri takım elbisesinin cebinde bana gülümsüyordu. Yanıma doğru gelince ben kafamı çevirip kaldığım yerden manzaramı izlemeye devam ettim.

"Hele ki kadınlar,onlar yalnız kaldıklarında her şeyi düşünürler."
Yanıma oturduğunda ona bakmadan söylediği şeye cevap verdim."Bu yalnızlığın nedenini bildiğin halde bana bunları neden söylüyorsun?" Ona baktığımda düşünüyormuş gibi yaptı."Doğru söylüyorsun,peki yalnızlığına çözüm bulmaya ne dersin?" Bu söylediğine şaşırark tepki verdim.

Burak oturuşunu düzletip,"Benimle çıkmaya ne dersin? Hem yalnız da kalmazsın." Birden kahkah atıp geriye yaslandığımda gülmem çok kısa sürmüştü. Ozan kaşlarını çatmış Burak'a bakarken o hemen ayağa kalkıp,"Ozan ben aslında,yani o burada oturunca-"Burak lafları geveleyip durunca,"Siktir git! Seninle sonra görüşeceğim!" Burak bahçeden çıkarken bakışları benim üzerimdeydi."Gözlerini oymadan defol!" Burak giderken ben kollarımı birbirine dolayıp oturmaya devam ettim.

"Bu saate burada ne işin var? Ve neden onunla konuşuyorsun?"

"Birincisi bahçeye hangi saatler arasında çıkmamam için bana bir şey söylemedin. İkincisi o dediğin kişi senin adamın hem sadece konuştuk."
Ozan çenesini kaşıyınca bu hareketin sinirlendiği anlamına geldiğini biliyordum." Konuştunuz mu? Siktiğimin piçi az önce karşımda sana çıkma teklifi etti!" Yine bağırmaya başlamıştı. Sanırım ben artık onu çözmüştüm,vücud dilinden artık baya baya anlıyordum.

"Yani?"

"Sen de buna gülerek mi cevap verdin. Yoksa onun sana ilgi duyması hoşuna mı gitti?"

Ayağa kalkıp Ozan'ın yanına gittim tam önünde durduğumda,"Güldüm çünkü bunu söylemesini komik buldum. Hem burada esaret altında yaşayan kişiden kim hoşlanır ki? Onun bana ilgi duymasına gelirsek,
bunun gerçek olduğuna kendin inanıyor musun? Senin adamını tanımak için onunla vakit geçirmeme bile gerek yok. İyi geceler." Arkama döndüğümde durup," Bu arada sen neden böyle büyük bir tepki verdin ki?" Ozan'a baktığımda gözlerini benden hızla kaçırmıştı.

KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin