Altı Ay Sonra
"HyeBam, Jungkook seni bekliyor haydi."
"Geldim, geldim!" Genç kız dikkatli bir şekilde merdivenlerden inmeye çalışırken annesine seslenmeyi de ihmal etmemişti. Aklına yıllar önce de, Jungkook kapıda beklerken aynı merdivenlerden heyecanla indiği günler geldiğinde gülümsemeden edememişti. Sık sık merdivenlerin son basamaklarından yere düşerdi ve Jungkook da hızla yanında bitip onu kaldırmak için uğraşırdı. Fakat Jungkook'un hatırlamadığını düşündüğünde, aklına gelen şeyle muzipçe gülümseyerek, sayısını bildiği basamakların bitmesine son iki basamak kala kendini yere atmıştı.
"Ah!" Yapmacık bir şekilde sızlandığında, önce annesinin, daha sonra Jungkook'un sesini işitmesiyle içinden kıkırdamaya başlamıştı.
"HyeBam! İyi misin?" Jungkook endişeli bir şekilde kolundan tutup sorduğunda, genç kız başını kaldırıp Jungkook'a bakıyormuşcasına gözlerini kısarak gülmeye başlamıştı.
"Ne? Neden gülüyorsun?" Ne olduğunu anlayamayan Jungkook, şaşkınlığını üzerinden atamadan sormuştu. HyeBam Jungkook'un elinden tutarak yavaşça yerden kalkarken konuşmaya başlamıştı.
"Eskiden, sen beni almaya geldiğinde heyecandan bacaklarım titrer ve yere kapaklanırdım." HyeBam sesli bir şekilde kıkırdadığında, Jungkook yarım şekilde gülüp konuşmaya başlamıştı.
"Yani bilerek mi düştün şimdi?" Genç kız kıkırdamaya devam ederken usulca başını salladığında, Jungkook ağzı hafif açık bir şekilde başını yana yatırıp tekrar düzelttiğinde sesini yükselterek konuşmaya başlamıştı.
"Aah! Demek beni bilerek korkuttun! Sen şimdi görürsün." Son cümlesinde gülmeye başladığında, Bam anlamasına rağmen gülmekten oldu yerden kaçamadığında, kendisini Jungkook'un omzundan aşağı sarkmış bir şekilde bulmuştu, yani anlamıştı.
"Jungkook, annem görecek indir beni."
"Gördü zaten hiç boşuna yalvarma." Jungkook HyeBam'ın çırpınarak sırtına vurmasını umursamadan bahçeye çıktığında, yalandan sızlanarak genç kızı yere indirmeden omzundan çekip kucağında tutarken konuşmuştu.
"Ah cidden.. Görmüyorsun ama vuracağın yeri iyi biliyorsun. Acıttın!" Kollarını beline sarıp sıkıca havada tuttuğu kızın yüzüne baktığında, gözünü ondan ayırmak epey zor geliyordu. Birkaç saniye sonra kendine gelip kollarının arasındaki kızı yavaşça yere indirdiğinde sesini duymuştu.
"Bugün hangisini yapıyoruz?" Genç kız karşısında duran bedene sorusunu yönelttiğinde anında karşılık gelmişti.
"Han nehri!" Anlamamış gibi nereye çevirdiğini bilmediği gözlerini kısmıştı HyeBam. Jungkook'ta duran hatıra defterinden yaşamak istedikleri günü tamamen aynısı olmasa da tekrar ediyorlardı fakat Han nehrinde geçen günlerini Jungkook sayesinde beşinci kez tekrar ediyorlardı... HyeBam bıkkıntıyla çıkan ses tonuna engel olamayarak konuşmaya başlamıştı.
"Jungkook, bu sefer başka bir şey yapsak olmaz mı? Ezberledin artık.." Jungkook kaza yapmadan önce birlikte çok fazla biriktirdikleri anıları yoktu ve şimdi de yapabilecekleri kısıtlıydı, okula gidemiyordu mesela. Fakat başka şeyler yapmak yerine Jungkook'un tek istediği Han nehri kenarında vakit geçirmekti.
"Aah, stüdyoya şimdi gitmek istemiyorum şarkıyı sonra da dinleriz." Evet, ses telleri hasar gördüğü için konuştuğunda çıkan sesi aynı olsa da, artık şarkı söyleyebileceği kadar güçlü bir sese sahip değildi. Dudaklarını usulca ıslattıktan sonra konuyu değiştirmek için yeniden konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EYE WANT YOU [ Jeon JungKook ] ✔
Fanfiction"Gözlerin olacağım Hye Bam," dediğinde, bilemezdim bu şekilde olacağını. [[ 26.07.2016 -> 22.04.2019 ]] to @alliekookie by @swaggerdandy | Tüm Hakları Geceyi Aydınlatan Yıldızda Saklıdır.