Seyra Ne Demek?

411 39 0
                                    

''Aklını karıştıran ne Ada?'' Tavandan ayırdığım bakışlarımı yatağında yan dönüp bana bakan Alaz'a çevirdim. 

''Neden ikinci adımı kullandın?'' dedim ilk sorusunu es geçmeyi tercih ederek. Uzun bir zamandan sonra ikinci adımı duymak, bana değilde başka birine sesleniyormuş gibi hissettirmişti.

''Çünkü daha kullanan yok. İlk olmayı severim.'' Tekrar tavanı izlemeye başladığım sırada sorusunu yineledi. ''Aklını karıştıran ne?''

''Her zamanki şeyler. Bu ada, sizler, güçler...'' 

Nefesini verdiğini duydum. Gece olmuştu ve uyumak yerine sohbet ediyorduk. ''Savaş yaklaşıyor. Yıllar önce olan savaş yeniden doğuyor ve hızla bize yaklaşıyor. Sen ister katıl ister katılma, ister reddet ister yardım et bu savaş gerçekleşecek. Seçim senin. Ben görevimi yapacağım ve masumları koruyacağım, Kurul görevini yapacak ve masumları koruyacak. Eğer biz bir şeyler yapmazsak, Ada, büyük bir kaos oluşacak.''

''Öfke ateşi çağıran tek şeyken, toprağı deprem haricinde kullanamazken ve diğer elementleri kontrol etmek bu kadar zorken hala Seyra saçmalığının sizi kurtaracağına mı inanıyorsunuz?'' 

Alaz'ın taraftan ses gelmediğinde ona çevirdim bakışlarımı. Gümüşi gözleri içeri vuran ay ışığıyla parlıyor, bakışlarını benden bir saniye olsun çekmiyordu. Yüzünde hiç bir duygu barındırmıyor, ses çıkarmıyordu. 

''Seyra ne demek biliyor musun Ada?'' Cevap vermediğim için devam etti. ''Seyra'nın Türkçe'si kayan yıldız demektir. Peki hikayesini biliyor musun?''

''Hayır. Anlatmadın.'' Yan dönüp elimi başımın altına koyduğumda o da aynısını yaptı.

''Bundan 400 yıl önce haftalarca süren büyük bir savaş çıkmış. Duman gibi bir çok yaratık, insanlar gibi masum sıradan kişileri kendi dünyalarında istemedikleri için öldürmek istemiş. Eğer yaratıklar kazanırsa dünyada büyük bir hüküm sürmekle kalmayıp diğer bütün canlıları öldüreceklerini ya da köle olarak kullanacaklarını herkes biliyormuş. Bu adada yaşayanlar buna karşı çıkmış. Açlığın arttığı ve savaşan insan sayısının azaldığı kötü günler geldiğinde halkımız korkmaya başlamış. En kötü dönemlere girdiklerinde herkes bir umut bekliyormuş. Savaşı kaybetmeye yakın oldukları bir gece gökyüzünde hiç bulut yokmuş. O gece orada bir yıldız kaymış. Herkes bir kaç saniye boyunca savaşı bırakıp yıldıza bakakalmış. O sırada iki ırkın ortasında bir kız belirmiş. Tanrıça güzelliğindeki bu kızın uzun sarı saçları ve gökyüzü gibi güzel mavi gözleri varmış. Herkes ona hayran kalmış. O gece kız içindeki bütün gücü serbest bırakmış ve yaratıkları bir adaya hapsetmiş. Efsaneler devam etmiş. Herkes kızı ve güçlerini anlatmış. Kıza Seyra demelerinin nedeni bu işte. Seyra kayan yıldız demek. Yıldızın kaydığı bir gecede, kız ortaya çıktığı ve herkesi kurtardığı için herkes ona bu adı vermiş.'' 

''Peki ya diğer Seyra'lar, onların ortaya çıktığı gün yıldız kaymış mı?'' Aklımdaki soruyu sorduğumda mırıldanarak beni onayladı. 

''Diğer üç Seyra'nın doğduğu gece aynı yıldız kaymış.'' 

''Güzel hikaye,'' dedim dürüstçe. ''Ama bir sorun var. Seyra'nın uzun sarı saçlarının ve mavi gözlerinin olduğunu söyledin.'' 

''Her Seyra aynı değildir, Ada. Diğer üç Seyra da farklı.'' 

Göz rengim nadir bulunan cinstendi, siyahtı. Sanki göz rengim yok gibiydi, göz bebeğim tüm gözümü kaplamış gibi... 

''Seyra'lar yaşıyor mu?''

''Bildiğimiz kadarıyla üç Seyra da yaşıyor.''

''Neredeler?'' dedim bu seferde.

Uyuya kalmadan önce söylediği en son şey, ''dünya da farklı noktadalar,'' demesiydi. 

SEYRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin