Seyra Olamayacak Kadar Kötü Kalpli...

351 35 7
                                    

Elbiseyi üzerimden çıkardım. Yarın göreve çıkacağımız için erken yatacaktık, bu yüzden dinlenmek üzere odaya gelmiştik.

''İyi geceler,'' dedi Alaz yatağına girmeden önce. Cevap vermek yerine başımla onayladım. Bir süre duraksadı ve bana döndü. ''Hep böyle misin sen?''

Durup ona baktım. ''Nasıl?''

Rahat bir tavırla elini havada salladı. ''Umursamaz, sert, kırıcı falan işte.'' 

Omuz silktim. ''Çoğu zaman.''

Kaşlarını çattı. İnanamıyor gibi duruyordu, en azından bakışlarından anladığım buydu. ''Bir insan bu kadar...'' durduğunda sözlerini tamamladım. 

''Duygusuz mu? Bunu mu söyleyecektin.'' İtiraz edecek gibi olsa da başını salladı. ''Üzgünüm ama böyleyim. Ya da üzgün falan değilim.'' 

''Böyle biri değilsin bence. Yani ne bileyim... böyle biri olman için bir şey yaşamış olman lazım. Bir şeyin seni değiştirmiş olması lazım. Kimse çocukken kötü olamaz. Bu sonradan olunan bir şeydir.'' Kendini ifade etmeye çalıştıkça batırıyordu. 

Ona doğru bir adım attım. ''Yanılıyorsun...'' diye fısıldadım. ''Çünkü ben kendimi bildim bileli böyleyim.'' Anlamayan bakışları beni bulduğunda kaşlarımı çattım. 

''Küçük yaşta bile mi?'' dedi dalga geçer gibi. Alayı, ciddi bir şekilde kafamı sallamam sonucu son buldu. ''Nasıl?''

''5 yaşında anaokulunda, okula götürdüğüm oyuncağımı kıran bir çocuğun elindeki oyuncak arabayı alıp kafasında parçalamıştım; çocuk hastaneye kaldırıldı. 3,5 yaşında aile dostumuzun kızı kolumu ısırdı diye saçından tutup çekmiştim. Kızın kafası mermere geldi ve sonuç o da hastanelik oldu. İlkokul 3 de bir çocuk benle onu uyarmama rağmen uğraşmaya devam ettiği için son sınıflardan bir gruba ismini vermiştim, size laf atıyor demiştim ve sonuç 4 kişinin arasında kaldı o çocuk. Bir hafta okula gelemedi, benle de uğraşamadı. Ortaokulda bir kız beni 'erkek arkadaşına baktığım' gerekçesiyle sinirlendirdiği zaman -ki çocuk bana baktığı için dik dik bakıyordum- gidip kızlar tuvaletinde kıstırdım ve ağzından kan gelene kadar dövdüm-'' Alaz lafımı kesti ve devam etmeme izin vermedi.

''Tamam, tamam. Anladım. Her zaman kötü oldun. Acımasızsın. Lütfen sus!'' Bir süre gri gözlerine baktım. 

''Okey,'' dedim alayla ve yatağa girdim. 

Kalktığımda odada tektim. Kahvaltı hazırlarken Alaz odaya giriş yaptığı için ona da hazırlamaya başladım, hazırladığım yiyecek ve içecekleri masaya koydum. Alaz yatağa oturmuş ve sırtını duvara vermişti. Boş boş etrafa bakınıyordu. Yüzünde durgun bir ifade vardı. Ya yine bir şey olmuştu ya da dün söylediklerime takılmıştı.

''Gelip yiyecek misin artık? Yemezsen bir daha sana kahvaltı falan hazırlamam.'' Bakışları önce bana döndü sonra masanın üzerindekilere. Yerinden kalkıp yanıma geldi. Tek yaptığı ise bir kaç lokma bir şey yeyip yemekle oynamak olmuştu. ''Aklında ne varsa söyle. Yemeği ziyan etmeye gerek yok. Ama ne kadarını cevaplarım sorularının bilmiyorum.''

Çatalı bıraktı ve arkasına yaslandı. Gergin duruyordu. Sesi de görüntüsü gibiydi zaten. ''Dün söylediklerinde ciddi miydin?''

''Evet.'' Portakal suyumdan bir yudum aldım. 

Bir şey diyemedi. Yemekleri yedik ve sonrasında bulaşıkları yıkarken bakışları rahatsız etmeye başlamıştı. Elimi kurulayıp havluyu kenara attım. ''Bana sadist biriymişim gibi bakmaya devam edersen seni öldürmek zorunda kalacağım. Bana çocukken bile kötü olup olmadığımı sordun, cevap verdim.''

SEYRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin