Mavi Melek // Yoonmin✔

2

Yine güzel bir sabaha uyanmıştılar ve okula gidiyorlardı. Ama Jimin dün gece pek uyuyamamıştı. Sürekli aklına takılan şey onu deli ediyordu. Bunu fark eden Yoongi " hey Jimin iyi misin? " diye sordu arkadaşına. Jimin hemen ona dönmüş ve " hmm? " demişti. Çok dalgındı, fazla dalgın. Yoongi sorusunu tekrarladı " bir sorun mu var demiştim ama sen ohoo dalmışsın, hadi ne oldu söyle? " dedi. Jimin ise ona güzelce gülümsemiş ve " bir sorun yok, sadece dün gece uyuyamadım o kadar " dedi. Yoongi ise bu cevapla tatmin olmamamıştı. Sonunda sıkılan Yoongi Jimin'in kafasına şaplak atıp kaçmaya başladı. Jimin ise buna göz devirip onu kovalamaya başladı.

Yine koşuşturmanın arkasından yerlerine otururdular. Onların geldiğini gören Hoseok ile Namjoon onlara döndü. Hoseok " yine ter içindesiniz size salaklar " dedi. Hepsi dalga amaçlıydı. Jimin ile Yoongi bunu duyunca birbirlerine gülümsemiş ve el çakmışlardı. Hoseok buna sadece göz devirdi. Namjoon ona dönüp " yahh, dedikoduyu duydunuz mu? " diye sordu. Hepsi hayır anlamında kafa sallayınca bu sefer göz deviren Namjoon olmuştu. Namjoon " Taehyung, kendi sınıf öğretmenini yatağa atmış " dedi. Hepsi buna karşı kaşlarını çatatarken tek çatmayan Jimin olmuştu. Hoseok " bu orospu çocuğu bir türlü akıllanmıyacak mı? " dedi. Namjoon ise buna omuz silkti. Öğretmenleri gelince herkes susmuştu. Ama hala düşüncelere dalmış bir Jimin kesinlikle derse odaklı değildi.

Ders bitince yine öğle vaktinde basketbol salonuna gittiler. Tabi orda ikiye iki bir maç yapacaklarken bir anda Yoongi'nin gitmesiyle herkes boş boş durmaya başladı. Jimin endişelenmişti. Uzun bir süredir Yoongi yoktu ve Jimin nedensizce çok endişelenmişti. Sürekli bir o yana bir bu yana gidiyordu. Hoseok ile Namjoon ise bu hareketine anlam veremiyordu. Namjoon sonunda " Jimin dur artık başım döndü " dedi. Ama Jimin onu dinlemedi ve tekrar hareket etmeye başladı. Aynı zamanda söylenmeye başladı. Jimin " uzun bir süredir yok, nerde olabilir. Yoksa yine Taehyung'la kavgaya mı girişti? " demeden basketbol sahasına giren Taehyung, Seokjin ve Jungkook'la sorusu yanıtlanmış oldu. Taehyung'un yüzündeki yaralar çoktan iyileşmiş durumdaydı ve yüzünde yeni yaralar yoktu. Sadece ufak çizikler vardı. Jimin en azından rahatlamıştı. Namjoon " yah, Taehyung'un yaraları bir günde nasıl çabucak iyileşti? " diye sordu ortaya. Hoseok omuz silkince Jimin'e baktılar. Jimin sadece kafasını çevirdi. Tabikide bu kadar hızlı iyileşmesinin cevabını biliyordu ama söyleme gereği duymuyordu. Jimin'in aklında şuan Yoongi vardı. Sonunda dayanamayan Jimin Taehyung'un yanına gitti ve kolunu tuttu. Sonra onu bir kenara süreklemeye başladı. Ne olduğunu anlamayan Taehyung sadece ona ayak uydurdu. Jimin ona " Yoongi'yi gördün mü? " diye sordu. Bu soruyu sorar sormaz diğerleri onun başında toplanmıştı bile. Taehyung " hayır görmedim, sizinle değilmiydi? " dedi. Jimin hayır anlamında kafa salladı. Sonra " biri çağırdı ve gitti bir daha gelmedi " dedi. Taehyung biraz düşünür gibi yaptı. Sonra aklına bir şey gelmiş gibi ağzını açtı. Taehyung " ahh, aklıma gelmişken buraya gelirken bir kalabalık vardı. Neden orda bir kalabalık olduğunu bilmiyorum ama kavga gibiydi " dedi. Sonra bir piç smile koydu suratına " ve biliyorsun kavga denindiyse Yoongi ordadır. Bir bak istersen " dedi. Jimin ise kapıdan dışarı çıkmıştı bile. Arkasından Namjoon ve Hoseok da. Taehyung ise bu duruma sadece omuz silkmişti.

Jimin koşar adım revire gitmişti. Taehyung haklıydı, nerde kavga varsa Yoongi hep ordaydı. Ve genellikle hep Yoongi'yi bu durumlarda revirde buluyordu. Tahmin ettiği gibi Yoongi yatakların birinde oturmuş telefonuyla ilgileniyordu. Yüzünde ne bir yara ne bir çizik vardı. Ama Jimin karşı tarafındaki yatağa baktığında gözleri ve ağzı şokla açılmıştı. Yatağın üstünde bir çocuk, Jimin tanımıyordu çünkü çocuk tanınmayacak haldeydi. Tabiki de bunun Yoongi'nin eseri olduğu aşikardı. Jimin adımlarını Yoongi'ye ilerletti. Yoongi onu görünce bir gülümseme koydu suratına. Jimin ise daha çok sinirlenmişti. Onun önünde durunca " sen ne yaptığını sanıyorsun, bu kaçıncı kavgan " dedi. Okuldan atılmasından korkmuştu. Yoongi ise tekrar gülümsemiş ve " sakin ol Jimin-ah bir sorun yok her şey haloldu " dedi. Jimin ise buna daha çok sinirlenmişti. Jimin " hayır, gerizekalı her şey halolmadı. Daha çok boka battı " diyip revirden çıkmıştı. Yoongi onun bu hareketine anlam verememişti. Omuz silkip çocuğa bakmaya devam etti.

》》》》》》》》》》》》》》

Yine güzel bir gündü ama Jimin ile Yoongi için pek güzel değildi. İlk defa birbirlerinden ayrı bir şekilde okula gelmiştiler. Yoongi, Jimin'in bu tavırlarına anlam veremiyordu. Neden bu kadar çok kızmıştı ki. Kavga etmek her zaman yaptığı şeydi. Ama Jimin bilmediği bir şey için endişeliniyordu bu yüzden Yoongi'ye mesafeli davranıyordu. Öğle saati geldiğinde Yoongi yine ortalıktan kaybolmuştu. Jimin ise uyuyordu. Bu sefer Yoongi için endişelenen Hoseok olmuştu. Hoseok Namjoon'a dönüp " Yoongi yine gelmiyor, acaba yine kavgaya mı karıştı " dedi. Namjoon ise ona endişeli bakmıştı. Sonra Jimin'i dürtmeye başladı. Namjoon " Jimin, uyan Jimin kalkk! " demişti. Sonunda mızmızlanan Jimin kalkmıştı. Etrafa anlamaz bakışlar atarken Namjoon'a baktı, sonra " ne oldu? " dedi. Namjoon " Yoongi, ortalıkta yok " dedi kısaca. Jimin kaşlarını çattı. Hızla yerinden kalktı ve revire gitmeye başladı. Revire girdiğinde Yoongi'yi bulamaması onu daha çok endişeye sokmuştu. Çünkü revirde bir değil tam beş öğrenci yatakta dağılmış halde buldu. Revirden çıktı, bu sefer bütün okulu gezinmeye başladı. Son adım olarak basketbol sahasına adımladı ayaklarını. Orda basketbol oynayan Yoongi ile ona doğru gitti. Tam önünde durdu.

" Sen gerçekten delirdin mi!? " dedi. O kadar bağırmıştı ki basketbol sahasında her yere yankı yapmıştı. Yoongi ise bu davranışına anlam verememişti. Neden bağırıyordu ki şimdi? Jimin ise konuşmasına devam etti. " Cidden bu aptalca davranışlarını ne zaman son bulucak. Sürekli insanları yaralıyorsun, sürekli kavga ediyorsun. Yakında okuldan da atılırsın. Sen arkanı toplamaktan bıktım artık " demişti. Yoongi ise ne olduğunu anlamış değildi. Sonra Yoongi " arkamı toplamak? " diye tekrarladı onu. Jimin ise buna karşı acı bir şekilde gülümsedi. Jimin " onca kavganın arkasında seni okulda tutanın kim olduğunu sanıyorsun, seni sadece ceza vermelerini sağlayanın kim olduğunu sanıyorsun!? " diye bağırdı yine. Yoongi kaşlarını çattı. Sonra " sana kim dedi bana yardım et diye, senden yardım isteyen yoktu " dedi imalı bir şekilde. Jimin ise bu hareketine oldukça kırılmıştı. Jimin " gerçekten senin için bu kadar uğraşmışken... keşke.... " dedikten sonra gözünden bir yaş süzüldü Jimin'in. Jimin " keşke değerimi anlayabilsen " dedi yeni bir yaş süzülünce. Yoongi ise daha fazla ona bakamazdı. Bakarsa ona acıyabilirdi, ona yumuşayabilirdi. Bu yüzden gözlerini yukarıya dikti. Ama oraya dikmesiyle şokla bakakalması bir oldu.

Jimin ise bu hareketi anlamış ve Yoongi'nin baktığı yere bakmıştı. Jimin gördüğü şeyle endişe kaplamıştı bile bedenini. Basketbol sahasının tabanında siyah kanatlarıyla uçan adam.

Bir şeytan.

Jimin hemen Yoongi'nin önüne geçti. Onu korumalıydı, sonuçta bunun için burdaydı. Yoongi ise hala olayı anlayabilmiş değildi. Ne oluyordu? Bu kanatlı adam kimdi? Şeytan elinde siyah bir küre oluşturdu. Siyah küreyi Yoongi'ye doğru savurdu. Yoongi ise dona kalmıştı. Kaçması lazımdı ama kıpırdayamıyordu. Tam o küre ona gelicekken Jimin geçti önüne. Jimin sağ elini kaldırdı. Sağ elinde küçük bir ışık hüzmesi belirdi. Jimin o ışık hüzmesini küreye yöneltti. Işık hüzmesi küreye bir ışın gibi içinden geçti. İçinden geçer geçmez küre buza dönüştü. Sonra mavi ışık parçalarına bölündü. Olay o kadar hızlı olmuştu ki Yoongi'nin anlamsı için bir kaç dakika geçmişti. Yoongi anladığı zaman ne kadar daha büyücek olan ağzı ve gözlerini daha da genişletti. Yoongi " sen neysin böyle? " diye sordu Yoongi. Jimin ona döndü, artık gözlerinden yaşlar süzülmüyordu. Sonra Yoongi'yi daha çok şaşırtacak o cümleleri söyledi.

" Ben senin koruyucu meleğinim Yoongi. Seni korumak için burdayım "

Umarım güzel olmuştur. Kendi doğum günüme özel😏😏😏😏.

Umarım beğenirsiniz.

Hoşcakalın.