Yoongi hala anlam veremiyordu. Neler oluyordu? Koruyucu melek mi? Nasıl mümkün olabilirdi? Ama bunu koşarken düşünmek pekte mümkün değildi. Yoongi ellerini tutan ve onu sürüklüyen tombul ellere baktı. Koşuyorlardı ve bu bir süredir böyleydi. Kavşağa döndüğünde askalsın düşüyordu ama onu tutan bu tombul eller onun düşmesini engelledi. Yoongi arkasına baktı o kanatlı adam hala onları takip ediyordu. Bir anda siyah küre fırlattı. Tam Yoongi'ye gelecekken Jimin onu arkasına aldı ve tekrar bir ışın fırlattı. Jimin'nin fırlattığı ışın kürenin içinden geçip hemen onu bir buz kütlesini oluşturdu. Ve saniyeler içinde küçük ışıltı parçacıklarıyla tozla buz oldu. O anda Yoongi anlamış oldu. Jimin insan değildi. Yoongi " sikeyim bana ne olduğunu açıklayacak mısın? " diye gürledi Jimin'e. Jimin ise sakin bir şekilde " şimdi bunun sırası değil ilk önce ondan kurtulmalıyız " dedi kanatlı adamı göstererek. Yoongi tekrar baktığında kanatlı adamın hızla buraya geldiğini gördüler.
Tekrar koşmaya başladılar. Sonunda okuldan çıktıklarında rahat bir şekilde koşabildiler. Jimin, Yoongi'nin elini bıraktı ve " sen önden git ben onu oyalıyacağım " dedi. Yoongi hemen koşmaya başladı. Arkasına bakmamıştı, çünkü bunu düşünecek hiç zamanı yoktu. Eve geldiğinde içeriye girdi ve kapıları kilitledi. Kapıya yaslanarak yere çöktü. Neler oluyordu? Bunlar ne demekti? Sanırım şuan sadece beklemekten başka çaresi yoktu. Dizlerini kendine daha çok çekti. Kafasını dizlerine gömdü. Beklemeye başladı, umutsuzca beklemeye başladı.
Bu arada Jimin şeytanla boğuşmakla meşguldü. Şeytan ne kadar küre fırlatsa Jimin hepsine karşılık veriyordu. Sonun da Jimin'in bir ışını şeytanın kanadına denk gelmişti. Şeytan aldığı darbeyle biraz sarsıldı. Şimdi tek kanatla uçmaya çalışıyordu. Bunu fırsat bilen Jimin elinden normal attıklarından daha büyük bir ışın oluşturdu ve bunu şeytana yöneltti. Şeytan gelen darbeyle kendini korumak istemiş ama bu seferde elleri donmuştu. Şeytan yavaşça geri çekildi. Jimin ise derin bir nefes almıştı. Sonra etrafı kolaçan etti. Hızlı adımlarla Yoongi ile kaldıkları eve yol almaya başladı.
Bu arada Yoongi koltukta oturmuş karşıdaki duvara boş bakışlar atıyordu. Hala hiçbir şeyi kavrıyabilmiş değil öylece düşünüyordu. Sonra kapı açıldı ve içeriye sarı kafalı arkadaşı girdi. Jimin dikkatlice onu korkutmadan Yoongi'nin yanına yerini aldı. Uzun bir sessizlik hakimdi şimdi aralarında. Ama Yoongi daha fazla buna katlanamıyordu. Yoongi " sen nesin? Neyin nesisin? Cidden çıldıracam, o havada uçan şey neydi? " derin nefes aldı Yoongi. Yine bir sessizlik olmuştu. Jimin neden ona cevap vermiyordu. Yoongi dayanamayıp " konuşacak mısın? " diye sordu. Sinirlenmişti şimdi de. Jimin ise derin bir nefes aldı ilk önce. Sonra ağzını araladı.
" Ben bir MELEĞİM. İlk baştan söyleyim ben şaka yapmıyorum. Kamera şakası da değil. Gerçekten meleğim şu beyaz kanatlı olanlardan. Doğrusu benim kanatlarımda maviler var ama neyse ". Yoongi onu dinliyordu. Bu yaptığı saçmalıktı ama dinliyordu. Ve Jimin yani çocukluk arkadaşı kendisinin bir melek olduğunu söylüyordu. Jimin derin nefes alarak devam etti. Jimin " bak bu sana karışık gelicek ama kolay anlatmak gerekirse; dediğim gibi ben bir meleğim. Bir koruyucu meleğim, insanları korumak ve kollamak benim görevim. Benim rütbem o kadar çok yüksek değildi o zamanlar, daha küçüktüm 8 yaşındaydım. Ama bana büyük bir görev verildi. Bir insanı koru. Ama normal bir koruma görevi değildi bu. Bana ' oraya git ve o çocuğu koru, bu onunla yaşaman onunla büyümen gerekse bile' dediler ve insanların dünyasına gönderdiler. Ben ne olduğunu anlayamadan senin yanındaki eve taşıttılar. Evet küçüktüm ve anlamakta zorluk çekiyordum ama aslında bir o kadar da zekiydim. Bir insanı nasıl koruyacağımı, onunla nasıl arkadaş olucağımı, her şeyi biliyordum. Sadece ailemden teknik bilgiler öğreniyordum hepsi o kadar. Ama ailemin ölümü benim kattığım ya da meleklerin başındakilerin kattıdığı bir şey değildi. Kimse böyle bir şey olacağını beklemiyordu. Ama ben tutunmaya devam ettim. Her zaman ki işimi yapıp koruyacağım kişiyi korudum. Şimdi bile... " dedi Jimin. Derin bir nefes aldı. Sonra " o sendin Yoongi, koruyacağım kişi sendin " dedi. Yoongi olabildiğince gözlerini büyüttü. Bu gerçek olabilir miydi? Jimin'nin dedikleri doğru olabilir miydi? Yoongi biraz sarsılmış hissetti. Hala sormak istediği ve doğrulamak istediği şeyler vardı. Jimin melek olduğunu kabullenmişti. Kim o gördüklerinden sonra inanmazdı ki. Ama neden Yoongi'ydi? Yoongi " o siyah kanatlı şey neydi ve neden benim peşimdeydi? " diye soru yöneltti Jimin'e. Jimin " o bir şeytandı Yoongi. Senin peşindeler. Hani bir keresinde bir çocuğa zorbalık etmiştin ve sonra o çocuk hastenelik olmuştu " dedi. Yoongi ise onu onaylamıştı. Yoongi doğuştan bir kötü kişili vardı. Sertti ama aynı zamanda yumuşaktı da. Ve o çocuk onu çok kızdırmıştı. Sonra Jimin devam etti " ondan sonra sen az kalsın o gün trafik kazası geçiriyordun ama ben seni kurtardım " dedi. Yoongi onu tekrar onayladı. O gün ölümden dönmüştü Yoongi. Jimin " işte o zaman seni kurtarmak için melek güçlerimi kullanmam gerekti. Ama bilmiyordum ki, senin kaderinde o gün ölmen gerektiğini " dedi üzüntü şeklinde. Yoongi ise duyduğuyla kalbinin atmadığını hissetti. Ne yani o gün ölmesi mi gerekiyordu? Ama ölmemişti, Jimin sayesinde. Jimin Yoongi'nin konuşmasına gerek duymadan devam etti. Jimin " herkes için bir kader defteri vardır Yoongi. Ve kader defterinde o gün ölmen gerekiyordu. Ama ben seni kurtardım ve bu şeytanların hiç hoşuna gitmedi. Az kalsın şeytanlar ve melekler tekrar kavga edecekti. Ama biz melekler daha çok ben senin ölmene izin vermedik. Şeytanlar ise buna çok fazla kızdı ve seni kendi elleriyle öldüreceklerini söylediler. Biz melekler tabii buna izin vermedik. Sonra bana emir veren yani sizin tabirinizle müdürüm bana yeni bir görev verdi. Seni ölümden koruyacağım. Ama senin davranışların yüzünden bu boraz zor tabii " diye bitirdi cümlesini. Yoongi ise kaşlarını çattı. Sonra " ne varmış davranışlarım da? " diye bir soru yöneltti. Evet şuan konuyla ilgisi yoktu ama açıkçası kırılmıştı. Niye böyle bir şey diyordu ki?
Jimin ise derin bir nefes aldı. Yoongi'nin gözlerine bakarak " sürekli kavga ediyorsun, insanların gözünde kötü görünüyorsun. Buda şeytanları ortaya çıkarıyor. Artık bu tavırlarına bir son ver Yoongi. Seni korumak istiyorum ama zorlanıyorum " dedi. Yoongi ise sessiz kaldı. Ne yapabilirdi kii? Bu onun doğuşunda vardı. Yapabileceği bir şey yoktu. Bir anda Jimin'e yük olduğunu hissetti. Sonra yapmadığı bir şeyi yapıp " özür dilerim " dedi. Bu davranışı Jimin'i şaşırtmıştı. Ne diyeceğini bilemedi o an Jimin. Ama başka bir tık yoktu Yoongi de. ' Sadece özür mü? ' diye geçirdi içinden Jimin. Sonra dik dik bakmaya başladı. Bir dakika böyle devam edince Jimin anlamıştı. Sadece özür dilemişti. Jimin " biliyorum senin için zor ama en azından sinirini kontrol etmeyi öğrenmelisin " dedi. Yoongi ise sadece kafa sallamakla yetindi.
Jimin ayağa kalkıp " hadi geç oldu yatalım yarın okul var " dedi. Tam gidecekken Jimin'nin başı döndü. Yere kapaklanacağını sandı ama belindeki kollar bu düşüncenin kaybolmasına neden oldu. Refkles olarak Jimin de kollarını yapılı omuza doladı. Jimin yavaşça gözlerini açtı ve gözlerini o koyu kahvelerle buluşturdu. Çok yakındılar, burunlarının aralarında sadece 2 cm vardı. İkisi sadece birbirlerinin gözlerinin içlerine bakladılar. Uzun bir süre kaldılar. Sonunda Yoongi " iyi misin? " diye sordu. Jimin ise gözlerini kaçırarak " iyiyim sadece insan formundayken güçlerim fazla güçsüz ve normalinden fazla kullanıncada halsizlik yapıyor " diye açıkladı. Yoongi ise tatmin olmamıştı ve bu yüzden diğer kolunu Jimin'nin bacağına atarak Jimin'i kucağına aldı. Jimin ise ani olayın şokuyla sadece Yoongi'ye bakıyordu. Yoongi ise açıklama gereği duyunca " ne olur ne olmaz bayılma diye " dedi. Jimin ise sadece kafa salladı.
Yoongi onu yatağına yatırıp kendi odasına gitti. Işıkları kapatmadan önce gülümsedi. Jimin'nin yüzünü inceleme fırsatı yakalamıştı ve Jimin gerçekten güzeldi. Yoongi'nin kalbinin böyle hızlı atması normal miydi? Sanırım normal değildi. Ama bilmiyordu ki Yoongi, Jimin'nin kalbininde bu kadar hızlı attığını...
Biliyorum çok salağım. O kadar geç attım ki ama cidden fazlasıyla yazmak istemedim. Çok çok çok üşendim. Ama yazdım şükürler olsun.
Yazım yanlışlarım varsa af ola. Bakmıştım ama şuan çok uykum var ve uyku sersemi yanlış yazmış olabilirim.
Bu arada sınavlarım yeniden başladı. Uzun bir süre olmayabilirim. Şu okulu bitireyim yaz tatilinde yazmadığım gün kalmıcak. Ama tabiki yaz tatlinde yazmaya devam etmicem sınavlarım bitsin biraz durgunlaşsın o zaman yazmaya devam etçem. Böyle ilerleyecek işte...
Umarım okunur bye💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Melek // Yoonmin✔
FanfictionPark Jimin, Min Yoongi'nin koruyucu meleğiydi. " Sen neysin böyle? "