7

1.8K 142 75
                                    

Medya: Mabel - Mad Love




















Gergince dışarıya çıktı Jimin. Adımları çok yavaş atarak evden ayrıldı. Sonra hızlı adımlarını okula sürmeye başladı. Ama daha devamını getiremeden arkasında duyduğu sesle donup kaldı. " Nereye gittiğini sanıyorsun Park Jimin? "

Jimin yavaşça arkasına döndü. Kalbi düşünebildiğinden bile çok hızlı atıyordu. O aslında fazla masumdu ve hemen gözleri dolmuştu bile. Onu görmek istemiyordu. Kalbini bu kadar hızlandıran ve kafasını bu kadar karıştıran kişiyi şuan görmek istemiyordu. Ama artık çok geçti çünkü çoktan Yoongi yanına gelmişti bile. Yoongi Jimin'e bakıyordu ama Jimin kafasını kaldırmamada inaçtıydı. Yoongi " benden mi kaçıyorsun? " diye sordu. Jimin ise düz bir şekilde " hayır " demişti. Ama zaten Yoongi çoktan yalan söylediğini anlamıştı. Yoongi tahmin etmişti, Jimin ondan nefret ediyordu. Onlar çocukluk arkadaşlarıydı, sadece arkadaşlardı. Ve bir anda her şey normalken birbirlerine bakış açıları böyle değişmesi ikisini de yıpratmıştı. Ne tepki verceklerini bilmiyorlardı. Bir şeyler söylemesi gerektiğini düşünen Yoongi " senin yüzünü görmek istemiyorum desen yeter Jimin benden kaçmana gerek yok. Merak etme artık seninle okula gitmicem ayrı ayrı gideriz. İstersen evden de ayrılabilirim için rahat olsun " dedi. Bir ihtimal sorar gibi söylemişti. Jimin'in tek bir şey söylemesini istemişti, ' hayır kal Yoongi ' , ' gitme Yoongi ' bunları söylemesini istemişti. Ama Jimin'in söylediği şeyle Yoongi'nin kalbi binbir parçaya bölündü. " Tamam, öyle yaparız. " Jimin arkasına bakmadan ilerledi, arkasında kalbi kırık bir Yoongi bırakarak.


Okula ikisi ayrı ayrı girmiş bir kele bile birbirlerinin yüzlerine bakmamışlardı. Namjoon ile Hoseok ise onların bu durumlarına oldukça üzülüyorlardı. Onlar en iyi arkadaştı ama bu durum gerçekten onları üzüyordu. Hoseok gizlice eliyle Namjoon'u dürttü. Namjoon kendisinin dürtülmesiyle kafasını arkadaşına çevirdi. Hoseok " ne yapıcaz? " dedi kısık bir sesle. Namjoon " bilmiyorum " diye cevap verdi. İkiside umutsuzca yüzlerini astılar ve önlerine döndüler. Öğle saatinde içeriye Taehyung ve diğerleri girmişti. Taehyung ortamdaki kasvetli havayı hissedince ne yapması gerektiğini unutmuştu. Artık eski Taehyung yoktu, daha sakindi ve kavga çıkartmıyordu. Bu yüzden derin bir nefes aldı ve Jimin'in yanına adımladı. Yanına geldiğinde Taehyung " Jimin okul çıkışı bir kaç kütüphaneye uğrayalım şu güçlerimiz hakkında bir kaç araştırma yapalım, hmm? " diye sordu. Jimin ise ruhsuzca sadece kafasını sallamakla yetindi. Hala düşünüyordu. Yoongi'nin kalbini çok kırmıştı. Yaptığı hatayı düşünüyordu, Yoongi'nin yüzüne nasıl bakacaktı şimdi? Ondan nasıl özür dileyecekti? Nasıl? Nasıl? Nasıl?

Ruhu sanki emilmiş gibiydi. Aslında Jimin bunu demek istememişti. 'Kal Yoongi' , ' Gitme Yoongi' demek istemişti ama bir anda bu sözcükler çıkmıştı ve arkasını dönüp yürümeye başladığında ancak fark edebilmişti ne dediğini. Bu yüzden yıpranmış hissediyordu. Bir anda büyük bir karamsarlığa girdi Jimin ve istemsizce elinden dumanlar çıkmaya başlamıştı. Sonra oturduğu sıra ile birlikte sınıf yavaş yavaş buzla kaplanmaya başladı. Hiçbir şeyin farkında değildi Jimin. O kadar dalmıştı ki Taehyung'un ona seslendiğinin farkında değildi. Sonunda pes eden Taehyung ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Herkes korku içindeydi ve birisi hemen buraya girebilirdi. Bir anda Yoongi haykırmaya başlayınca bütün başlar ona dönmüştü.

" PARK JİMİN KENDİNE GEL!!" Jimin duyduğu sesle ilk önce yerinde sıçramış sonra etrafına bakmayı akıl edebilmişti. Gördüğü manzarayla gözleri dolmaya başlamıştı. Ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Derin derin ama çok hızlı nefes almaya başlamıştı. Sanki panik atak geçiriyor gibiydi. Etrafına bakıyor ama herkesi bulanık görüyordu. Bir anda etrafına dolana kollarla neye uğradığını şaşırdı Jimin. Sonra kendini Yoongi'ye sarılırken buldu. Hala hızlı hızlı nefes alıyordu. Gözleri olabildiğince açılmış ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Ona sarılan kollardan biri sarı saçlarına hücum etti. Yoongi onun saçlarını güzelce okşadı. Sonra sakinleştirmek amaçlı konuşmaya başladı " sakin ol, derin derin nefes al ve ver, iyi olacaksın, ben burdayım " dedi. Jimin ise dediğin yapmak için iki ellerini Yoongi'ye sardı ve kafasını Yoongi'nin omzuna bastırdı. Gözlerini sımsıkı kapattı ve sakinleşmek için bekledi. Sonra derin oksijen çekti ciğerlerine, bunu yaparken Yoongi'nin muazzam kokusu geldi burnuna. Ve Jimin o kokuyu almasıyla hemen sakinleşti. Biraz daha durdu öyle. Sonra ikisi aynı anda birbirlerinden ayrıldı.

Mavi Melek // Yoonmin✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin