Güneş ışınları gözüne çarptı Yoongi'nin. Yüzünü buruşturarak gözlerini açtı ve etrafı izledi bir süre. Sonra sıkıntılı bir şekilde ayağa kalkıp tualete gitti. Rütin işlerini halledip üstünü giyindi. Normalde şuan Jimin ile kahvaltı yapabilirdi ama bu zamanlar artık kahvaltı yapmıyordu. İştahı yoktu ve fazla zayıflamıştı. Çantasını hazırladıktan sonra kapıyı aralayıp dışarı çıktı. Kapıyı ardından kapattı. Tam ilerleyecekken karşısında ona bakan gözlerle duraksamıştı. Aslında beklemiyordu, Jimin'in onu bekliyeceğini beklemiyordu. Yavaşça meraklı gözlerle ilerledi Yoongi. Tam yanına vardığında " senin burda ne işin var? " dedi. Jimin sıkıntılı bir nefes verdi. Gözlerinden pişmanlık akıyordu. Dün gece hiç uyumamıştı ve gözlerinin altı mosmordu. Ve oda artık fazla yemek yemiyordu. Oda çok zayıflamıştı. İkisi gerçekten bu bir kaç günde çökmüşlerdi. Aslında artık onlar arkadaş kavramına uymuyorlardı, onlar kesinlikle arkadaştan da öteydiler. Ama bunu kabullenmek istemiyorlardı. Gerçekten çok karmaşık bir durumdu. Jimin derin nefes aldı ve konuştu " seni bekliyordum, sonuçta ben senin koruyucu meleğinim, seni korumam için yanında olmam lazım " dedi. Yoongi buna tek kaşını kaldırdı. Sonra " öyle mi dün yaptığımız antlaşmaya ne oldu? hani birlikte gitmicektik okula, hatta biliyor musun şurda bir yerlerde ev ilanı olucaktı, dur bir bakıyım ,hem zaten okula daha zaman var " diye ilerlemeye başladı. Jimin endişeyle arkasından takip etti. Ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Sanırım onun kalbini gerçekten kırmıştı. Sonra hızlıca yanına vardı sonra " Yoongi-ah, evden gitmek zorunda mısın? " diye sorunca Yoongi direk cevap verdi. " Evden gitmemi isteyen sensin Jimin " dedi. Jimin o zaman anlamıştı. Gerçekten de Yoongi'sinin kalbini kırmıştı. Sonra bir elini Yoongi'nin koluna atıp onu durdurdu. Kendine çevirdi ve " biraz konuşalım " dedi. Yoongi sıkıntıyla nefes verip Jimin'e döndü. Bir kaç dakika sessizce durdular. Sonra Jimin konuşmaya başladı.
" Özür dilerim, amacım o değildi yani seni evden atmak değildi. Ben bir anda öyle söyledim ve zaten ne söylediğimi sonradan farkına vardım. Açıkçası sana karşı duygularım değişiyor. Ve bu beni korkutuyor. Çünkü seninle olan arkadaşlığımız bozulacak gibi hissediyorum ama aynı zamanda bu duygu hoşuma gidiyor. Ve ben büyük bir ikilemde kalıyorum. Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum? " diye itiraf etti Jimin. Çok fazla tutmuştu içinde ve şimdi içinden koca bir yük kalkmıştı. Yoongi sadece tebessüm etti sonra " aslında benim içinde aynı şey geçerli ama senin aksine açıkçası ben sana karşı olan duygularımın daha fazla arttığını hissediyorum " diye itiraf etti. Jimin söylediği şeyle donup kalmıştı ve açıkçası biraz utanmıştı. Ne demesi gerektiğini bilmiyordu ama hala korkuyordu. Yoongi " anlamalısın Jimin, biz artık eskisi gibi arkadaş olamıyız. Biz arkadaştan da öteyiz, hem sevgili olsak bile ne olacak ki? Bu bizim arkadaşlığımızı etkilemiyecek. Hem biz söz vardır; bazen bir aşk hem sevgili, hem arkadaş, hem aile olabilir. Bizde öyle değil miyiz? " diye devam etti.
Jimin bunu duymasıyla yüzünü Yoongi'ye çevirdi. Gözlerinin içi parıldıyordu. Belki de öyle olabilirdiler. Sonra Jimin kafasını olumla anlamda sallayıp " öyleyiz " dedi. Sesinden emin cümleler çıkıyordu ve artık içi rahattı. Yoongi tebessüm etti, onu mutlu görmeyi seviyordu. Sonra Yoongi " gitsek iyi olur, okula geç kaldık " diyip yürümeye başladı. Ama Jimin onu tekrar durdurdu. Yoongi merakla Jimin'e baktı. Jimin gülümseyip " okulu mu assak? " diye sordu. Yoongi ise ilk öne şaşırsa da sonra gülümseyip kafa salladı. Sonra Yoongi sağ elini uzattı Jimin'e. Jiminde ilk önce utansada sonra ellerini tuttu. İkiside ellerine baktı. Ellerinin uyumu gerçekten harikaydı. İkiside buna tebessüm etti ve el ele yürümeye başladılar.
İkisi birlikte vakit geçirmiş, alış veriş yapmış. Biraz bir şeyler yemiş ve tekrar gezmişlerdi. Bu durumda ikiside birbirlerine ısınmış ve birbirlerine olan duygularını kabul etmişlerdi. Birbirlerine insanlara göstermekten çekinmemişler ve utanmamışlardı. Sonra ikisi arasında sevgili miyiz? Değil miyiz? Tartışması başlamıştı. İlk kavgalarına da böyle yapmış olup sonra Yoongi, Jimin'e çıkma teklifi etmesiyle tatlıya bağlanmıştı. Şimdi ikiside akşam vakti boş bir bina bulup onun çatısına çıkmış ve altında güzel manzaralı seul'ü izliyorlardı. Seul şuan ışıl ışıldı ve ikiside mest olmuştu. Atıştırmalık olara aldıkları tavuk ayağı ile birayı yavaş yavaş yerken bazen birbirlerini izliyorlardı. Yoongi sevgilisine dönüp " ee eğlendin mi? " diye sordu. Jimin şuan bir yandan tavuk ayağını yerken diğer yandan birsasını yudumlarken konuşamadığı için sadece kafa salladı. Yoongi ise bunu olabildiğince tatlı bulmuş ve dayanamayıp sevgilisinin yanağına sulu bir öpücük bırakmıştı. Jimin ise daha çok sevinmiş ve gözleri kısılıncaya dek gülümsemişti. Sonra ellerinindekini bırakıp Yoongi'ye dönmüş ve " Yoongi'm? " diye seslenmişti. Yoongi ise karşılığında " evet birtanem " demişti. Jimin buna tebessüm etmişti. İçi aşırı mutluluktan patlayacaktı sanırım. Sonra devam etti " biz bir araları hep böyle okula asma günleri yapalım, eğlenceli oluyor ". Yoongi buna tebessüm etmiş ve " olur güzelim sen nasıl istersen " diyip sevgilisinin saçlarını okşadı. Jimin aşırı huzurdan dolayı mayışlamıştı ve istemsizce gözlerini kapadı. Huzur şuan olan için en uygun kelimeydi sanırım.
Günün sonunda ikisi yıldızları seyretmiş sonra Yoongi sert bir öpücüğü başlatmasıyla ikisi birbirinden geçmişti. Bir gün elbet sevişeceklerdi ama daha erkendi. Bu yüzden Yoongi sadece öpücükle yetindi. Ertesi gün ikisi bu sefer mutlu bir şekilde okula gitmiş ve onları böyle gören arkadaşları onlar sayesinde daha da mutlu olmuştu. Bazıları hala birbirlerine kovalarken Yoongi ile Jimin çoktan işi pişirmişti bile. Mesela Jungkook, Taehyung'u çok tanımasada ona delilercesine aşıktı. Ama bir kere fark edilememişti. Sonra Namjoon ile Seokjin. Hadi ama o buzlu ev macerasından sonra aralarında kesinlikle bir şey olmalıydı değil mi? Ama ikiside salak olduğu için o biraz sıkıntılı ama olsun. Yazar bir şeyler yapar birleştirir onları😏
Günün sonunda hepsi bir yerde toplanmışlardı. Burası bir açıklık alandı ve güçlerini kontrol etme çalışması için uygundu. Kimselerde yoktu. Taehyung ile Jimin olabildiğince çalışmış ve yorulmuşlardı. Sonra evlerine gitmeye karar verdiklerinde Taehyung ile Jungkook yola koyulmuştu. Jungkook " Jimin ile Yoongi çok tatlı bir çift oldu değil mi? " diye sordu sevdiği adama. Taehyung ise düşüncelerinin arasından " evet haklısın çok şirinler " dedi. Jungkook iyice sinirlenmişti. Sonra " ne zaman beni fark etmeye çalışacaksın? " diye sordu. Taehyung duyduğu şeyle şaşkın bakışlarını Jungkook'a çevirdi. Jungkook ona dolu gözlerle bakıyordu. Sonra Jungkook göz kontağını çekti. Konuşmaya başladı. " Sana olan hislerimin farkında değilsin, ne kadar uğraşsamda dikkatini çekemedim. Sanırım senin gözünde sadece korunmaya ihtiyacı olan insan parçasıyım " diyip hızlı bir şekilde ordan uzaklaştı. Taehyung şoku atlamamıştı onun böyle düşündüğünden haberi yoktu. Kendine çok kızdı Taehyung. Neden fark edemedi diye. Bu sefer kararlaştırdı Taehyung. Kesinle Jungkook'u mutlu edicekti ve duygularına karşılık verecekti. Yani bunun için çabalayacaktı.
Umarım bunu yapabilirdi...
Çok şanslısınız iki bölüm ard arda attım.
Çok sıkıldım ne yapayım.
Sanırım bu yaz çok sık bölüm gelicek gibi.
Aman büyük konuşmayım sonra üşenip yazmıyorum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Melek // Yoonmin✔
FanfictionPark Jimin, Min Yoongi'nin koruyucu meleğiydi. " Sen neysin böyle? "