Medya: IU - Blueming💕
Zaman çok çabuk ilerlerdi. Çok bildiğin bir düşman bir anda senin en yakın dostun olurdu. Hoseok ile Yugyeom birlikte gülüşürken diğer herkes bunları düşünüyordu. Yugyeom şeytan olmasına rağmen o tatlı gülümsemesiyle herkesi büyülemişti. Ama aslında Hoseok arkadaşlarından acısını çıkartıyordu. Hoseok bir espri yaptığında Yugyeom delicisine gülüyor ve bu gülümseme Hoseok'uda güldürüyordu. Sonunda gülmeyi bırakan Hoseok kahkahalarla gülen Yugyeom'a baktı. Onu izledi bir süre, yada belki uzun bir süre. Yugyeom her şeyden habersiz gülmeye devam ederken Hoseok onun gülümsemesinin çok güzel olduğunu düşünüyordu. Sonunda gülmeyi kesen Yugyeom onu izleyen Hoseok'u görünce biraz utanmıştı. Dalgın bakan Hoseok sonunda kendine geldiğinde oda biraz utanmıştı.
Ama bir anda Yugyeom'un kafasına bir ağrı girdi. Yugyeom'un ağzından acı bir inleme koptu. Hoseok hemen onu görünce gülümsemesi kaybolmuş ve hemen onun yanına gitmişti. Hoseok " Yugyeom iyi misin? " dedi. Yugyeom ise şuan acı çekiyordu. Gözlerini sımsıkı yummuş ve kendini kasmıştı. Hoseok hemen onu sarmaladı ve saçlarını okşamaya başladı. Saçlarının okşanmasıyla Yugyeom kendini biraz daha iyi hissetti. Şimdi kendini kasmayı bıraktı ve ona sarılan kollara karşılık verdi. Bir kaç dakikadan sonra kendini iyi hisseden Yugyeom Hoseok'dan ayrıldı. Hoseok ayrılan dostuna dikkatlice bakmış ve " neler oldu? " diye sormuştu. Yugyeom derin bir nefes aldı ve ilk önce Jimin'e sonra Yoongi'ye baktı. Ağzını araladı ve " sizin ölmenizi istiyorlar, herkesin ölmesini istiyorlar. Savaşın yakın olduğunu söylediler, çok yakında büyük bir yıkım olucak. Bunu iletmemi istediler " dedi. Herkes nefesini tuttu şimdi. Jungkook hemen Taehyung'un ellerini tutup parmaklarını geçirdi. Taehyung da karşılık olarak elini sıktı. Seokjinde korkudan hemen Namjoon'a yanaştı. Namjoon hemen onu sarmalamış ve saçlarını öpmüştü.
Yoongi ile Jimin de olayları düşünüyordu. Ne yapacaklardı? Herkesi tehlikeye atıyorlardı. Yoongi hemen Jimin'e döndü ve göz göze geldiler. İkisininde kafasında aynı şeyler dönüyordu. Birbirlerine gülümsediler, Yoongi kollarını açtı ve Jimin de hemen yerine yerleşti. Birbirlerine sımsıkı sarıldılar.
O sırada Hoseok, Yugyeom'u sakinleştirmekle uğraşıyordu. Yugyeom " nasıl olabilir hala anlamıyorum? Onlarla bağımı kestim, ama hala beynime girebiliyorlar, ne yapıcam? " diyip ağlamaya başladı. Hoseok hemen onu kendine çekti. Şimdi Yugyeom gözyaşlarını Hoseok'un omzuna akıtıyordu. Hoseok onun saçlarını sevmeye devam etti. Yugyeom da ağlamaya devam etti. Bir süre sonra Yugyeom uykuya daldı. Hoseok onu güzelce yatırıp üzerini örttü.
Herkes kendi evlerine dağıldıklarında, Yoongi ile Jimin düşünmekteydi. Ellerini birbirlerine kenetlemişler ve etrafı süze süze gidiyordular. İkiside dalgındı ve içinden düşündükleri hayati tehlike barındırıyordu. Belkide herkes için en doğrusu buydu. Savaşın çıkmamasının sebebi buydu. Onlar çoktan kararlarını vermişlerdi. Ve bunun için geri dönüş yoktu.
Akşam olduğunda ikiside dönüştü. Kanatlarını açıp havalandılar. Havadayken birbirlerinin ellerini tuttular ve cehhenneme adım attılar. Ellerini hiç bırakmadılar ve siyah ile kırmızının karışımına baktılar. Yoongi " üfff, burası çok sıcak " diyip yellenmeye başladı. Jimin ise buna sadece göz devirdi. Sonra " sen bide yarı şeytansın, sıcağı daha çok seviyor olman gerek " dedi. Yoongi omuz silkip ilerlemeye başladı. Sonra ilerlerken bir anda yerden bir ateş tufanı oluştu. İkisinin etrafını ele geçirdi ve ikisi kapana kısıldı. Şimdi ikisininde etrafını şeytanlar sarmıştı. İkisi omuz omuzaydı ve pes etmeye hiç niyetleri yoktu. Baş şeytan onların önünde durdu ve " sizin burda olmamamınız gerekiyordu ama sorun değil işimizi kolaylaştırdınız " dedi. Yoongi ona iğrenircesine bakıyordu. Onlardan biri olmak istemezdi ama kaderi böyleydi. En azından onlar gibi iğrenç bir duyguya sahip değildi. Sonra Yoongi " istediğiniz ben ve Jimin değil miydi? İşte burdayız, şimdi insanlara saldırmayı kesin " dedi. Baş şeytan ise buna sadece gülümsedi. Sonra onların etrafında bir tur dönüp düşünür gibi yaptı. Baş şeytan " hmm, haklısınız artık elimizdesiniz ve pek bir şey düşünmeme gerek yok. Ama niye insanları da kölelerim yapmak varken sizi dinleyim ki? " dedi. Jimin ile Yoongi şaşkınlıkla bakakaldılar. Jimin ne yapacağını bilemedi, ordan gitmemeleri gerikiyordu. Yoongi de sinirle ellerini sıktı, ne yapacağını ikiside bimiyorlardı?
Baş şeytan baş hareketiyle ikisi kendilerini zindan da buldular. İyi yanından bakmak gerekirse ölmemişlerdi. Ama Baş şeytanın ne yapacağı belli olmazdı. Yoongi bir ordan bir buyana sürekli dolanırken Jimin bacaklarını kendine çekmiş ve kafasını da ayaklarına gömmüştü. Ağlamak istiyor ama ağlayamıyordu. Güçlü görünmeliydi çünkü, güçlü görünmesse burdakiler onu kakıklardı. Bunu istemiyordu. Hepsinin yüzüne tükürmek istiyordu. Yoongi devam ederken bazı nöbetçi şeytanların konuşmalarına kulak misafiri oldu.
( şeytan 1, şeytan 2 diye göstercem tamam mı?😂 )
Şeytan 1, şeytan 2'yi dürtüp " heyy, sence bundan sonra ne olucak? " dedi. Şeytan 2 ona döndü, onun içindeki merak duygusu onu sinir ediyordu bazen. Şeytan 2 " ne olucak, tabiki Baş şeytan dünyayı ele geçirecek, hem melezlerde bizde " dedi. Şeytan 1 anlamış kafa salladı ve " haklısın ama ben dünyada iki tane melez bir tane de melek olduğunu sanıyordum, o melek nerde? " dedi. Şeytan 2 onun bu sorularına karşı bıkkınlıkla baktı. Cidden bazen onla neden görev yaptığını bilmiyordu. Şeytan 2 " bilmiyorum, tamam mı? Belki şuan ölmüştür yada ne biliyim kaçmıştır, burda bizim görevimiz melezlerin kaçmasını önlemek ve... " diyip duraksadı. O niye hesap sorup cevaplıyordu ki? Kendisi öğrenseydi ya? Şeytan 1 ise hala inatla cevabı bekliyordu. Bu yüzden Şeytan 2'ye " ve? " diye sordu devam etmesini ister gibi. Şeytan 2 onun bu hareketine göz devirdi. Sonra " ve Baş Şeytanı korumak " dedi kısaca. Şeytan 1 yine sorularla kalmıştı işte. Şeytan 2'ye dönüp " neden Baş şeytanı koruyoruz ki? " diye sordu tekrar. Şeytan 2 onun bu sorularına bıkkınlıkla nefes verdi. Sonra ona dönüp meraklı bakan gözlere baktı. Şeytan 2 " çünkü Baş şeytan ve biz bağlıyız unuttun mu? O ölürse biz yok oluruz " dedi. Şeytan 1 anladım anlamında kafa sallamış ve " doğru bizi kan bağıyla bağlamıştı " dedi.
Yoongi duyduklarıyla büyük bir şok geçirdi. Baş Şeytanın planı neydi? Neler aklından geçiyordu bilmiyordu, ama bu iyi değildi. Sıkıtınlıyla nefes verdi ve Jimin'in hemen yanına oturdu. Yoongi sol tarafına döndüğünde Jimin'in ağladığını fark etti. Yoongi hemen sevgilisinin yüzünü kaldırdı ve göz yaşlarını sildi. Jimin ise biraz daha sakinleşmişti. Yoongi'nin tek bir dokunuşuyla sakinleşmesi ona ne kadar bağlı olduğunu gösteriyordu. Cidden çıldırıcaktı, o olmazsa ne yapardı? Yoongi " ne oldu bebeğim? " diye sordu. Onu böyle görmek kendisini de delirtiyordu. Jimin ağlamamalıydı, ağlarsa oda ağlardı. Sevgilisini hiç yalnız bırakmazdı. Jimin " Yoongi biz iyi olucak mıyız? Arkadaşlarımıza ne olucak? Biz hata mı yaptık? " dedi. Yoongi onun bu düşüncelerine karşı ne yapacağını bilemedi. Yoongi " merak etme güzelim, burdan kurtulur kurtulmaz her şeyi yoluna sokucaz tamam mı? " dedi. Motivesi ne kadar işe yaradı bilmiyordu ama hemen onu kollarını alıp sarmaladı. Jimin de sanki orayı bilirmiş gibi hemen Yoongi'nin kucağına yerleşti. Yoongi bir bebek sever gibi sevmeye başladı Jimin'i. Saçlarını okşayıp öpüyor ve sırtını sıvazlıyordu. Jimin de Yoongi'ye sokulabildiği kadar sokuluyor ve uyumaya çalışıyordu. Onlar için her şeyi zaman belirleyecekti.
Evet buda böyle bitti. Yemin ederim bunları yazarken can çekişiyorum. Sürekli tıkanıyor ve uzun süre bekledikten sonra tekrar yazıyorum.
Ama bunu bitirmem lazım, şimdi buraya kadar geldim silemem de😔
Umarım beğenmişsinizdir.
Yanlışım varsa mazur görün
Hoşçakalın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Melek // Yoonmin✔
FanfictionPark Jimin, Min Yoongi'nin koruyucu meleğiydi. " Sen neysin böyle? "