Mavi Melek // Yoonmin✔

14

Medya: Mamamoo - HIP💕💕

"  Evet herkes konuşmaya başlasın bakalım "

Hoseok bütün arkadaşlarını toplamış ve bir açıklama bekliyordu. Bu aralar arkadaşları aralarında bir şeyler fısıldıyor ve herkesin ortasında cinsel hareketler yapıyordu. Düşündü Hoseok acaba hormonları mı tavan yaptı diye ama sonra başka şeyler de fark ediyordu. Hoseok " hepiniz bir şeyler gizliyorsunuz ve bu gizlediğiniz şey... " dedi duraksayarak. Dramatik bir etki yaratmak istiyordu. Herkes ne diyeceğini merak ederken Hoseok " sex " dedi kısaca. Herkes şaşkınlıkla bakarken bazıları gözlerini kaçırmaya başlamıştı bile. Hoseok onları yakalıyınca " aha, işte gözlerinizi kaçırdınız sakladığınız sırrın bu olduğunu tahmin etmiştim " dedi övünür gibi. Jimin ile Jungkook'un yüzü kızarırken Yoongi ile Taehyung sırıtmakla meşguldü. Seokjin ile Namjoon bu konudan farklı bir dertleri olduğundan ikiside derin bir nefes aldı. Jimin utanarak " bunu nereden çıkardın Hoseok " diye sordu. Açıkçası hiçbir şey çaktırmadığına emindi. Hoseok ise sinsice sırıtıp " basketbol maçı yaptığımız günde boynundaki morlukları görmedim mi sanıyorsun " dedi. Jimin daha da batarken, Jungkook kendini korumak amaçlı " benim neyim var normalim işte " demişti. Açıkçası biraz korkuyordu. Hoseok ise bu duruma daha çok gülümseyip sırıtmış ve " kookie, buraya geldiğinden beri ayakların titriyor, bunun sebebi ne olabilir bir düşünelim. Ya hormanların gelişti ve sevişmek istiyorsun, ya da zaten seviştin sadece geri kalan etkisi " dedi. Ve burda herkes ne anlamda olduğunu anlamıştı. Jimin ile Jungkook daha çok kızarıp büzüşürken Seokjin ile Namjoon bu duruma gülmek ile meşguldü. Ama Hoseok'un söylediğiyle ikisinin yüzündeki gülümseme sönmüştü.

" Sizde hemen sevinmeyin aranızda bir şeyler olduğu belli hemen dökülün " dedi. Uzun bir süre aralarında sessizlik oluştu. Sonra birbirlerine baktılar. Sonra Namjoon " sanırım sevgiliyiz " dedi kısaca. Herkes şokla ' ne? ' diye bağırırken Seokjin kaşlarını çatmıştı. Namjoon'a dönüp " teklif aldığımı hatırlamıyorum " dedi. Herkes ordan ' oooo ' diye seslenirken Namjoon da kaşlarını çattı. Namjoon " buna gerek var mı cidden bunun tribine mi gireceksin? " diye söylendi. Herkes yine bir ' oooooo ' diye söylendi. Seokjin ise iyice kızmaya başlıyordu. Seokjin " sana göre bir trip olabilir Namjoon ama benim için önemli böyle düşünüyorsan beni öpmiyecektin " dedi. Yine kerkes oooo larken Seokjin ile Namjoon bundan sıkılmış ve " KESİN ŞUNU!!! " diye bağırmıştılar. Herkes susarken Seokjin kırgınlıkla Namjoon'a baktı. Gözleri çoktan dolmaya başlamıştı bile. Hemen toparlanıp koşarak ordan uzaklaştı. Namjoon arkasından üzüntüyle baktı. Yaptığı bir hataydı, sadece böyle şeylerde pek iyi değildi ve uğraşmak istemedi. Ama sanırım Seokjin'in kalbini kırmıştı.

O sırada da Seokjin göz yaşlarıyla yolu devam ederken karşısına çıkan adamla çarpıştılar. İlk önce Seokjin ne olduğunu anlamadı ama gördüğü kırmızı gözlerle boka battığını anladı.

Namjoon ise şimdi heryerde Seokjin'i arıyordu. Ondan çok büyük bir özür dilemeliydi. Ama bir türlü ulaşamıyordu, telefonu kapalı, evinde yok, sevdiği yerlerde yok. Nerdeydi bu çocuk? Aramaya devam etti Namjoon ve artık başına bir şey geldiğini hissettiği için diğerlerine de haber verdi. Jimin, Taehyung ve Yoongi havadan ararken Namjoon, Hoseok ve Jungkook aşadan tavan ediyordular. Jimin havadayken düşünüyordu. Seokjin böyle biri gibi gözükmüyordu. Jimin hemen Taehyung'a dönmüş ve " böyle kaybolması normal mi? " diye sordu. Taehyung sıkıntılı bir nefes verdi. Sonra " hayır normal değil, Seokjin bir şeyden korkup kaçıcak biri değil. Üzülür ve kendini toparlaması için sessiz bir ortama ihtiyaç duyar. Ama sonra her şeyiyle yüzleşir. Böyle bir şey olmamıştı. Bir şey olmalı " dedi. Jimin de kafa sallayıp aramaya devam etti. İlerleyen vakitlerinde bir depodan geçerken Yoongi hissettiği şeyle duraksadı. O duraksayınca Jimin ile Taehyung da duraksadı. Yoongi uzun bir süre depoyla bakıştı. Jimin ise endişelendi ve " Yoongi bir sorun mu var? " diye sordu. Yoongi kırmızı gözlerini Jimin'e dikip " bir şeytan " demişti sadece. Bunu demesiyle ne olduğu her şekilde anlaşılmıştı.

O sırada da Seokjin gözlerini açıp nerde olduğunu anlamaya çalışmıştı. Biraz kendine geldiğinde bir depoda olduğunu anlamıştı. Bir şeyler hatırlamaya çalışmış ve en sonunda o kırmızı gözleri hatırlamıştı. Her şeyi idrak ettiğinde bir direğe bağlı olduğunu fark etti. Çıkmaya çalıştı ama bir türlü olmuyordu. Ordan bir ses duydu " ordan çıkman imkansız, boşuna uğraşma güzelim " diye. Seokjin titrediğini hissetti. Kafasını sesin geldiği yöne çevirdiğinde bir adam gördü. Adam " izninizle kendimi tanıtıyım ben Park Seonwoo ve ben şeytanların yeni lideri olucam. Ama ilk önce bazı şeyleri yok etmem gerekiyor değil mi? " dedi. Seokjin korkudan şuan tir tir titriyordu. Ama cesur olmalıydı. Kesinlikle kendini güçlü gösterip onu şaşırtmalıydı. Seokjin " benimle bir işin yok o zaman, senin işin melezlerle değil mi? " dedi. Seonwoo bu duruma gülümsedi ve Seokjin'e adımladı. Seokjin kıpırdanıp bir şekilde kaçmaya çalıştı ama olmuyordu. Seonwoo " korkunun kokusunu 2 metrelik uzaklıktan bile alabiliyorum güzelim. Beni kandıramazsın " dedi. Seonwoo onun dibine yaklaşıp elini onun çenesine yerleştirdi, sıktı. Seokjin acıyla inleyip kendini kastı. Seonwoo ise onun bu durumuna daha çok gülümsemiş ve " altımda böyle inlemeni istiyorum güzelim, seni aslında sadece yem olarak kullanacaktım ama eğlenmenin zararı olmaz " dedi. Seokjin ne olduğunu anlamadan Seonwoo onu çözüp yere yatırdı. Ve Seokjin'i soymaya başladı. Seokjin delicisine hayır diyordu ama onu duyan şuan kimse yoktu. Seokjin'in pantolonunu çıkardı. Sonra kendisinin pantolunun fermuarını açtı ve penisi ortaya çıkardı. Ondan sonra boxerı indirdi. Şimdi Seokjin'in belden aşası çıplaktı. Seonwoo ilk önce Seokjin'in bacaklarını okşadı ve penisini hazırladı. Seokjin ise hiçbir şey yapamayacağını anladığında kendini serbest bıraktı. Gözlerinden yaşları akmaya başladı. Tek söylediği şeyde " Namjoon özür dilerim " olmuştu.

Seonwoo tam onun içine girecekken bir anda deponun kapısı açıldı ve içeriye herkes girdi. Ne olduğunu anlayan Jimin ile Taehyung hemen saldırıya başladı. Seonwoo da daha hazırlıklarını bitiremediği için şuan savunmasızdı. Jimin'in attığı ışın onun sağ kolunu dondurmuştu. Sonra ardından Taehyung da bir ışın göndermiş ve bu Seonwoo'nun sağ kolunu parçaladı. Seonwoo acı bir çığlık atıp kolunu tuttu. Son hamlede Yoongi'den geldi. Elinde bir ateş topu oluşturup şeytana yöneltti. Ve gelen ateş topuyla Seonwoo tamamen yok oldu.

Her şey dinince Namjoon hemen Seokjin'in yanına adımlayıp onu sarmalamıştı. Seokjin'de buna karşılık verip ona sarılmıştı. Namjoon'un omzuna gömülüp ağlamaya başladı. Gerçekten az kalsın o şeytan tarafından becerilecekti. Ama neyseki herkes tam zamanında gelmiş ve bakirliğini kurtarmışlardı. Bir süre ağladıktan sonra bir battaniyeyle Seokjin'i sarmaladılar ve Namjoon onu hemen kucakladı. Namjoon onu kendine evine getirip kıyafet vermiş ve onun güzelce dinlenmesini sağlamıştı. Yemek yapmış ve evi temizlemişti Namjoon. Sonra işini bitirince odasına gidip Seokjin'i izledi bir süre. Sonra dayanamayıp alnını öptü bebeğinin. Gerçekten zamanında yetişmeseydi Seokjin'i tamamen kaybeder miydi? Hayır onu her şekilde severdi, sonuçta onun suçu olmazdı. Tek deliliği bir şeytan öldüren katil olarak çıkardı ortaya o kadar. Ama onun ilki de olmak istiyordu. Bu yüzden iyiki yetişmişiz diyordu.

Onu izlemeye dalmışken Seokjin'in uyandığını görünce yerinde kıpırdanıp durdu. Seokjin ise güzel bir uykudan uyanmış ve ilk gördüğü kişinin sevdiği  adam olması ayrı bir güzeldi. Baktı kendine ağrısı tasasıda yoktu ve tertemizdi. Şükürler olsun ki iyidi ve bunu Namjoon'a ve diğerlerine borçluydu. Aslında ilkini kesinlikle Namjoon'a vermeyi planlıyordu ve o olaylardan sonra da kesinleşmişti. Daha fazla bakirliğe katlanamazdı. Seokjin " Namjoon, senden bir şey isteyebilir miyim? " diye sordu. Namjoon hemen " söyle güzelim her şey senin " dedi. Seokjin ise buna gülümsemiş ve mutlu olmuştu. Sonra ağzından çıkan kelimeler ilk başta Namjoon'u büyük bir şoka uğratsa da mutlu olmuştu.

" Beni becerir misin? "

Ve o gece onların ağzından " Seni Seviyorum " kelimesi eksik olmamıştı.

Buda böyle bitti, güzel bitti.

Hatam varsa mazur görün.

Hoşçakalın...