0.9

47 6 2
                                    

Sabah kalkıp her zamanki sabah rutinimi tekrarladıktan sonra Cansu ile okula gittik. Cansu:
-Valla dünkü anlattıklarından sonra artık ben 'Aliz' destekçisi oldum. Sizin kaderinizde var birlikte olmak. Çocuk ailenize resmen jet hızıyla girdi.
-Ne saçmalıyorsun yine Cansu hem Aliz ne ya?!
-Alya'nın baştan iki harfi, Ediz'in son iki harfini aldım ve ortaya bu çıktı. Ayrıca dediklerimde haklıyım.
-Allah aşkına sus ve yürü Cansu.
-İyi be sana da yaranılmaz.
Dedikten sonra sınıfa çıktık. Sırama geçtiğimde Kuzey hemen arkasını dönüp:
-Geçmiş olsun kanka özlettin kendini.
-Saçmalama Kuzey sadece bir gün yoktum.
-Olsun bir gün, bir gündür. Eee Ediz'le aranız nasıl?
-Aramız mı?!
-Dün sizin aileye bir giriş yapmış. Valla hızlı çıktın kaarşim.
Dedi Ediz'e dönerek Ediz:
-Kuzey ağzın ve burnun yer değiştirse nasıl olur?
-Bilmem hiç düşünmedim.
-Sesini kesmezsen bunu uygulamalı bir şekilde göstereceğim.
-Ama kabul edin haklıyım. Bundan sonra en büyük Aliz destekçilerindenim.
Cansu Kuzey' i duyup yanımıza gelerek:
-Bekle Kuzey bende varım. Dedi. Bende:
-Yeter artık herkes sussun. Biz sevgili falan değiliz.
Daha tanışalı 3 gün oldu. 3 günde ne ara birbirimizi tanıyıp sevgili olalım?!
Bunları dedikten sonra hoca geldi. Bugün kitaplar da dağıtılmıştı. Bundan dolayı bütün hocalar ders işlemeye başlardı. Dersimiz edebiyattı, hemen dersin araç gereçlerini çıkarıp dersi dinlemeye başladım. Edebiyat hocamız kadındı ve dersi çok iyi anlatıyordu. Ben de zaten genel olarak sözel derslere ilgi duyduğum için (Aramızda kalsın matematikle aram hiç iyi değildir.) dersi hevesli bir şekilde dinliyordum. Sevgi hoca derste yazarlar ve şiirleri hakkında konu anlatıyordu. Ve bunun hakkında:
-Arkadaşlar bize Atilla İlhan'ın şiirlerinden bir kesit okumak isteyen var mı?
Dediğinde parmağımı kaldırdım.
-Evet Alya bize hangi şiirden bir kesit okuyacaksın?
-Ben Atilla İlhan'ın 'İlk Defa Seviyorum' şiirinden bir kesit okuyacağım.
-Başlayabilirsin.
-Ben seni bir okyanusun derinliğinde buldum da sevdim
Parlak bir inciydin benim için
Paha biçilmez bir inci
Ben seni soğuk ve yağmurlu bir günde
Seni düşünürken gülüşündeki sıcaklığın içime dolup da
Beni sardığı bir anda sevdim
Seni sadece selvi boyun,siyah saçların yada kara gözlerin
Güzel bir yüzün var diye değil
Fikirlerinle,konuşmandaki güzelliğin ve benim o kor halde yanan yüreğimle sevdim
Ben seni derinden ve hissederek sevdim
Her kalp atışımda vücudumun dört bir köşesine yayıldığını
Beni sardığını her nefes alışımda ciğerlerime işlediğini bilerek sevdim
Nefes alıp yeniden başlayacağımda Ediz devam etti.
-Seni kış gecelerinin o soguk yatağında birlikte uyuyup beni ısıttığın
Yaz sıcağında uyuyamayıp sıkıntılarım olduğun
Ve rüyalarımda buluştuğumuz gecelerde sevdim
Seni ellerinden tutup kanımın kaynadığı
Kalbimin yerinden fırlayacağını hissettiğim anlarda
O ıslak dudaklarınla beni sevdiğini söyleyeceğin anları düşünerek sevdim
Ben seni o sensiz anlardaki boş ve değersiz geçen dakikalarda
Kayıp zamanlarımızda,seni arayıp bulamadığım
Çaresizlik içinde oldugum,içki sofralarını dost bildiğim anlarda sevdim
Sen ne kadar uzak olsan da,
Aramızdaki kilometreler nasıl çoksa
Bende seni o kadar yoğun ve o denli çok sevdim
Seni kalbimde yanan ateşin ile
Zihnimde oluşan hayallerin o ay parçası çehrenle
Bana derinden bakan o gözlerindeki ışıltıyı görecegim anları beklerken
Kalbimin yanıp tutuştuğu anlarda
Gelip o bu ateşi alevlendirerek
Bana sarılarak beni sevdiğini söyleyeceğin anları düşünerek sevdim.
Sevgi Hoca:
-Evet Alya ve Ediz'e teşekkür ederiz. Şimdi zil çalacak bu yüzden ders bitmiştir.
Ben hala Ediz'e bakarken o da bana bakıyordu. Sanki ikimizde birbirimizin duygularını görmek ister gibi derin bakıyorduk. Ama bu anı Kuzey'in sesi bozdu.
-Hey size diyorum. Dünyada mısınız? Alya! Ediz!
Ben ne dediğini duymadığım için
-Hıh? Bir şey mi oldu Kuzey bana mı seslendin?
-Evet ama bizi duyan yok. Cansu kanka baksana şunların haline bildiğin aşık olmuş bunlar.
Cansu:
-Aynen kanka. Sorsan inkar ederler.
Emre ilk defa bizim aramıza katılarak:
-Valla bu sefer bende Cansu ve Kuzey'e hak veriyorum.
Ben hava alma ihtiyacı hissettiğim için onların geri kalan konuşmalarını dinlemeden kendimi koşarak bahçeye attım. Biraz bahçede durduktan sonra yanıma gelen Kağan:
-Alya geçmiş olsun dün hastaymışsın.
-Sağ ol.
-Ee şimdi daha iyi misin?
-Evet.
-Yüzün niye kızarık? Ateşi falan yok değil mi?
Kahretsin utancımdan hala yüzüm kızarık olmalıydı. Onu geçiştirmek adına:
-Önemli bir şey değil koşmuştum da ondan şimdi geçer. Sen nasılsın?
-İyi. Yeni bir kitaba başladın mı?
-Hayır başlamadım.
-Hmm. Alya kitapların film olmasını nasıl buluyorsun?
-Ben iyi bulmuyorum. Kitap okurken karakterlerle aramda bağ varmış gibi hissediyorum ama filmde öyle olmuyor. Ya da ben o kitaptaki karakterlerin nasıl bir yapıya sahip olduğunu biliyorum ama filmde yapı bozuluyor gibi geliyor. Bundan dolayı sevmiyorum.
-Oha resmen beynimden geçenleri söyledin. Bende böyle düşünüyorum. Peki ya filmlerin kitap olmasını nasıl buluyorsun?
-Bak işte bu olabilir. Çünkü filmdeki karakterleri yakından incelemiş oluruz.
-Sen benim ruh ikizim falan mısın?
Bu dediğine gülümseyerek karşılık verdiğimde o da bana gülümsedi ve beraber yukarı çıkıp sınıflarımıza gittik. Kağan kafamı biraz olsun dağıtmama yardımcı olmuştu. Sınıfa girdiğimde Cansu ve Kuzey'in imalı bakışlarını umursamadan sırama oturdum.

Bence güzel bir bölüm oldu.
Sizce nasıl?
🖤🌹

SATÜRNÜMÜN HALKASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin