0.16

31 6 0
                                    

Akşamüstü olduğunda Ediz ve Kuzey ile beraber aşağıya indik. Ve Ediz'in arabasına bindik. Kuzey bugün evine gidiyordu annesi arayıp misafir geleceğini söylemişti. Kuzey ne kadar ısrar etse de mecburen gitmek zorunda kaldı. Evinin önünde onu indirdiğimizde bana el salladı. Bende ona salladım sonra oradan ayrıldık. Ve BİNGO bugün Emre'de Cansu ile buluşacağı için evde yoktu. (Aralarında ne olduğunu hala bilmiyorum.) Biz de Ediz'le baş başa olacaktık. Ne kadar güzel değil mi?! Sanki herkes bugünü bulmuştu bir yerlere gitmek için. Ediz'in evine geldiğimizde Ediz benim kapımı açmadan arabadan indi ve eve doğru yürümeye başladı. Odun diye boşuna demiyorum. Bende arabadan inip eve doğru gittim ve kapıyı açınca içeri girdik. Bana soğuk bir tavırla:
-Aç mısın?
-Hayır.
-İyi ben açım bu yüzden ilk yemek yiyeceğim.
-Tamam sen bana ödevi ver ben yapayım.
-Hayır yemekten sonra yap.
-Gıcıksın.
Dedim ve ayağımı yere vurdum. Neden böyle yapıyor? Neden hala benimle soğuk konuşuyor? Bilmiyorum. Ama bu sinirlerimi fena halde bozuyordu. Arkasından mutfağa gittim ve sandalyenin birine oturdum. Bana bakmıyordu bile. Makarnayı yaptıktan sonra üzerine kendi yaptığı bir sos döktü. Aslında karnım açtı ama söylemeyecektim. Ya da söylese miydim makarna harika kokuyordu. Ediz karşıma oturtup makarnasını yemeye başladı. Aklıma tüküreyim ben niye aç değilim dedim ki. Karnım sesli bi şekilde guruldayınca utandım. Ediz:
-Hani aç değildin?
-Değilim.
-Karnın öyle demiyor ama? Git bir tabakta kendine kat da sen de ye.
-Gerçekten mi?
Diye abartılı bir tepki verince yanağının kenarı hafif bir şekilde kıvrıldı ama sonra hemen ciddi haline geri döndü. Ben de gidip kendime bir tabak makarna kattım ve yemeye başladım.
Makarnalarımız bitince Ediz'in odasına gittik ve ödevini yapmaya başladım. Aslında onun odasında yapmak istememiştim fakat burada yap diyince yine kavga etmememiz için burada yapmaya başladım.
Şu an ise ben ödev yaparken o telefona bakıyordu. Odunun tekiydi işte ne olacak. Ediz'e
-Sen neden telefona bakıyorsun. İnsan biraz yardım eder!
-İstersem yardım ederim. Sonuçta bu senin cezan.
-Pisliksin Ediz.
Dediğimi umursamadan tekrar telefonuna döndü. Ödevin bir kısmını yaptığımda artık gitmem gerektiğini fark ettim ve ayağa kalktım. Zaten annemden zor izin almıştım. Yanımda Cansu da var sanıyordu yoksa hayatta izin vermezdi. Ediz ayağa kalktığımı görünce:
-Nereye?
Dedi ve hala bana soğuk davranıyordu.
-Artık gitmeliyim saat geç oldu annem kızar.
-Ben bırakayım seni.
-Hayır gerek yok.
-Buraya benim ödevimi yapmaya geldin. Bundan dolayı seni bırakacağım.
-Şey bana hala kızgın mısın?
Diye sabahki konuyu açınca yüzü aniden değişti. Anlaşılan kızgındı.
-Sana umrumda olmadığını söylediğimi hatırlıyorum.
-Ama bana hala soğuk davranıyorsun.
-Soğuk falan değilim tamam mı? Hem sevgilinin buraya geldiğinden haberi var mı? Kızmasın sonra.
-Sana Kağan'la sadece arkadaşız dedim!
-Peki ne tür bir arkadaşlık? Sen genelde arkadaşlarının kucağında mı olursun?!
-Ayağım kaymıştı ve düşüyordum o da beni tuttu. Hem sen benim bir sürtük olduğumu mu ima ediyorsun?!
Şu anda bağırıyordum fakat ağlamama az kalmıştı. Resmen bana sürtük diyordu.
-Ben böyle bir şey demedim.
-Hem sevgilim olsa da sanane! Sen benim neyimsin de bana karışıyorsun?!
-Çünkü se..
Sözünü tamamlamamıştı.
-Çünkü ne?
-Yok bir şey hadi seni evine bırakayım.
-Hayır istemiyorum. Kendim giderim ben.
-Saat geç oldu inat etme de bırakayım işte.
-Sana istemiyorum dedim!
-İyi ne halin varsa gör.
Dediğinde koşturarak oradan çıktım. Ve dış kapıyı kapatıp merdivene oturdum ağlamaya başladım. Sinirlerim çok bozulmuştu. Onunla kavga etmek falan istememiştim. Ama neden bana soğuk davranıyordu? Bir kere ben haklıydım. Tamam bana benimle arkadaş olmak istemediğini söyledi fakat ben onunla sevgili de değilim ki. Onun yanında iyi hissediyorum ve eğleniyorum. Biz neyiz onun hakkında hiçbir fikrim yok.
Ağlamam biraz geçince ayağa kalkmıştım ki kapı açıldı ve bana arkamdan bir beden sarıldı. Yoğun vanilya kokusu bedenimi etkisi altına aldığında arkamı dönmeye çalıştım ama dönemedim. Ediz:
-Sana bağırdığım için ve kötü şeyler söylediğim için özür dilerim. Seni ağlattığım için özür dilerim. Sadece çok sinirliydim ve sinirimi senden çıkardım. Beni affet.
-Ediz ben..
-Seni başka birisiyle görmek istemiyorum Alya. Başkasına gülümsemeni istemiyorum. Sadece bana gülümse istiyorum. Gökyüzü kadar güzel olan o mavi gözlerin bana baksın istiyorum.
Şu an ne diyeceğimi bilmiyordum. Odun Ediz gitmiş yerine romantik Ediz gelmişti. Ağzım açılmıyordu resmen, donup kalmıştım.
Bir şey demeden Ediz'e döndüm ve boynuna sarıldım. İçimde kelebekler uçuşuyordu. Bu an hayatımın en harika anlarından biriydi. Ağzımı açıp zar zor konuştum.
-Seni affettim Ediz Arslan. Ve sana şunu yine söylemek istiyorum sen benim hayatımda gördüğüm en değişik erkeksin. Senin gibisini daha önce görmedim. İyi ki seninle tanışmışım.
-Sen de benim hayatımda gördüğüm en değişik kızsın Alya Vuran. İyi ki seninle tanışmışım.
Dediğinde ayrıldık.
-Artık gitmem gerek annem kızacak yoksa.
-Tamam bekle anahtarı alıp geliyorum.
-Tamam.
Arabaya bindiğimizde sessiz bir yolculuktan sonra eve geldim. Tam arabadan inecekken Ediz bileğimden tuttu ve ona dönmemimi sağladıktan sonra dudaklarını dudaklarıma bastırdı.

Beğenmeniz dileğiyle...
🌹🖤

SATÜRNÜMÜN HALKASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin