0.10

36 6 0
                                    

Öğle arası olduğunda yemekhaneye inip yemeklerimizi aldık ve yemeye başladık. Artık yemeklerimizi hep 5'li yiyorduk. Aslında eğlenmiyorum desem yalan olurdu Kuzey'in esprileri hepimizi eğlendiriyordu. Daha tanışalı 3 gün olmasına rağmen onlarla çok iyi anlaşıyordum. Yemeklerimizi yedikten sonra daha derse çok olduğu için birlikte bahçeye çıktık. Kuzey:
-Gençler bu haftasonu  bir yerlere mi gitsek? Ne dersiniz?
Cansu:
-Çok iyi olur. Ama Alya gelmez o evden sadece okula gitmek için çıkıyor. Ya da bize gelmek için.
Cansu'nun dediğini onaylayarak:
-Aynen. Ben eve bağlı bir insanım.
Kuzey:
-Kanka yaa beni mi kıracaksın?
-Sevmiyorum kalabalık ortamları.
-E o zaman Edizlere gideriz.
Ediz:
-Lan oğlum sanki kendi evin önce bana bir sorsana.
Kuzey:
-Senin evin, benim evim sayılır aşkım. Sonuçta günümün hepsi orada geçiyor.
Kuzey'in 'aşkım' diyişine kıkırdadığımda Ediz'in bana bakmasıyla sustum. Sonra Emre:
-Doğru söylüyor. Adam bizim evden çıkmıyor.
Cansu:
-Ediz ve sen aynı evde mi kalıyorsunuz?
-Evet.
Kuzey:
-O zaman anlaştık değil mi Cumartesi Edizlerde party time yapıyoruuuz?!
Herkes onayladığında bana bakmaya başladılar.
-Ne? Niye hepiniz bana bakıyorsunuz?
Kuzey elini omzuma atarak:
-Hadi ama kanka yaa. Bu güzel kalpli biricik kankanı kıracak mısın?
Dedi ve yavru köpek bakışı atmaya başladı. Bende daha fazla üstelemesin diye:
-Tamam o zaman geliyorum.
-İşte bu be benim en best kankamsın bunda sonra. Hatta dur telefonuma da öyle kaydedeceğim.
Diyip telefonunu çıkardı. Ama sonra:
-İyi de kanka senin telefon numaran yok ki bende.
Deyince herkes gülmeye başladı. Bende gülerek telefon numaramı verdim. Sonra zil çaldı ve sınıfa çıktık.
Öğlen ki dersler de bittiğinde Cansu ile birlikte sınıftan çıktık ve eve doğru yol aldık. Sonra arkamdan ismimin seslenildiğini duydum ve o tarafa döndüğümde bu sesin Barış'a yani kuzenime ait olduğunu gördüm.
-Barış sen burada ne arıyorsun?
-Size geldik. Canım sıkılınca bende buraya geldim. Canım kuzenim yorulmasın onu arabayla götüreyim dedim. Hadi atla.
Barış'ın arabayla gelmiş olmasına sevinerek hemen yanındaki koltuğa oturdum. Cansu'da arkaya oturdu. Barış'ın annesi ve annem kardeşler. Barış benden bir yaş büyük ve Ankara'da ailesiyle yaşıyor. Ara sıra İstanbul'a bizi görmeye gelirler. Biz de bazen onlara gideriz. Barış:
-Ee nasılsınız ben görmeyeli güzellikler?
Barış Cansu'yu da en az ben kadar tanıyordu. Barış'ın sorusuna:
-İyiyiz. Sen nasılsın?
Diyerek cevap verdim. O da:
-Yuvarlanıp gidiyoz be napalım kuzen.
Dedi. Sonra Cansu'yu eve bıraktık ve bizim eve gittik. Eve girdiğim de hemen gidip Şeyda Teyzem'e sarıldım. Sonra Barış'ın kardeşi Kumsal'a sarıldım. Kumsal 2 yaşındaydı ve çok şeker bir çocuktu.
Akşam olduğunda teyzemlerle beraber akşam yemeği yedikten sonra ben ve Barış benim odama geçtik. Ben yatağımda kitap okurken Barış telefonuyla derin bir ilişki içindeydi. Sonra aklıma gelen fikirle Barış'ın yanına gittim. Beni farketmemişti. Ne yaptığına baktığımda PUBG oynadığını gördüm. Tam kulağının dibine gelip son sesimle bağırdığımda Barış elindeki telefonu son anda tutmuştu. Sesli bir küfür savurup bana öldürücü bakışlar atarak:
-Ruh hastası mısın lan sen?! Kulağımın zarı patladı. Ama senden bunun hesabını sormazsam bende Barış değilim.
Dedi. Ben ise onu umursamadan kahkaha atmaya devam ettim. En sonunda karnım ağrıdığında kahkaha atmayı bırakıp tekrar kitap okumaya başladım.
Sabah olduğunda üzerime atlayan Barış'la uyandığımda ona bildiğim bütün küfürleri saydırdığımda hala üzerimden kalkmamıştı ve hayvan gibi gülüyordu. Ona:
-Dünyanın en mal varlığı üzerimden çekilecek misin, yoksa ben mi çekeyim?
-Yanlışın var dünyanın en yakışıklı varlığı demek istedin herhalde.
-Yoo gayette doğru söyledim. Şimdi üzerimden KALK!!!
Diye cırlayınca:
-Sen yeterki bağırma kalkıyorum.
Dedi ve kalktı. Sonra ben banyoya girip yüzümü yıkadım ve formamı giyip aşağı indiğimde herkes kahvaltı masasındaydı. Salak Barış beni erken kaldırmış okmalıydı. Saate baktığımda daha 7.30 olduğunu gördüm. Bende gidip kahvaltı masasına oturdum ve ailecek kahvaltı yaptıktan sonra Barış, beni ve Cansu'yu okula bıraktı. Kendisi ise İstanbul'u gezecekmiş.
İlk ders bittiğinde Kuzey:
-Kankamsu napiyon?
Dedi.
-Kankamsu mu?
-Evet ben uydurdum nasıl ama. Ne kadar güzel bir hayal dünyam var değil mi?
-Kesinlikle harika bir hayal dünyan var. Kankamsu.
-O zaman bundan sonra biz kankasuyuz. Çak bir beşlik kankamsu.
Dedi ve elini uzattı bende uzattım ve bir beşlik çaktım. Kuzey gerçekten çok komik ve iyi biriydi.
Ediz:
-Siz ikiniz ne saçmalıyorsunuz?
Kuzey:
-Kıskanma aşkım sen hep bir numaramsın.
Dediğinde gülmeye başladım ama Ediz odunluk yaparak:
-Gülünecek bir şey varsa bana da söyle bende güleyim sarı cadı.
Dediğinde gülüşümü durdurup:
-Sen tam bir odunsun.
Dedim ve önüme döndüm.

Beğenmeniz dileğiyle...
🌹🖤

SATÜRNÜMÜN HALKASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin