Girdiğim şoktan bir türlü çıkamıyordum. Başımı ellerimin arasına alarak biraz daha sıktım. Ben baba olacaktım ve ben buna hâlâ inanamıyordum bu nasıl olurdu. Tamam geceyi hatırlamıyorum ya sabahı onu neden hatırlamıyorum? Bunu öğrenmenin tek yolu vardı. Bu da Rüya'ya sormaktı. Evet, Şahin eniştenin teklifini kabul etmiştim. Evleneceğimize dair söz vermiştim. Eğer benim çocuğumu taşıyorsa evlenirdim de ama önce bundan emin olmalıydım.
Aklımı kurcalayan diğer soru ise zorla mı yapmıştım. Rüya birinin yardımı olmadan tek başına yürüyemeyen biriydi. Eğer o gece olduysa ve bu da benim zorumla olduysa asla kendimi affetmezdim. Verdiğim son kararla odamdan çıkarak koridor boyunca yürüdüm. Şirket çalışanları yüzüme anlamsız şekilde bakınca elim yüzüme gitti. Şahin Eniştenin vurduğu yer hâlâ acıyordu. Acaba yüzüm çok mu kızarmıştı? Başımı olumsuz anlamda sallayarak yürümeye devam ettim. Çıkışa geldiğimde tek başına ağlayan ablamı görmüştüm. Şahin enişte sözü alınca hemen gitmişti. Ablam da onun peşinden gitmişti ama buradaydı. "Ablam!"
"Uzak dur benden her şey senin suçun?.."
"Sen ne diyorsun abla sende gördün aklım başımda değildi. Şuan bile o geceyi hatırlamıyorum. Yoksa bunu bilerek asla yapmazdım...Yoksa beni hiç mi tanımıyorsun?" Aşkımdan ölsem de bunu asla yapmazdım. Ablamın mutluluğuna gölge düşürmek gibi niyetim olamazdı. "Seni bilmez miyim Egemen, sen hayatın boyunca hep bencil oldun. Asla kendinden başka hiç kimseyi de düşünmedin. Sırf bu yüzden senden nefret ediyorum." Ne? Bunu o çok sevdiğim ablam mı söylüyordu? "Abla lütfen!" Ben onu abladan öte anne gibi görürken bana olan güvensizliği beni üzmüştü.
"Ne ablası ya ne? Sen benim hayatımı mahvettin. Evet, sen hep bencildin zevkine düşkün serserinin tekiydin. Babam olmasa bir baltaya da sap olamazdın ama yine de bunu senden hiç beklemiyordum Egemen, senden bu kadarını beklemiyordum..." Ablam sonunda içindekileri döküyordu demek. "Abla gel başka yerde konuşalım insanlar bize bakıyor..."
"Baskınlar Egemen, sana bakıp ne kadar zavallı biri olduğunu görsünler...Senin iğrenç bir mahlûkat olduğunu herkes görsün."
"Abla yeter!"
"Şahin, sırf senin yaptığın adilikten dolayı beni terk etti. Avucuma yüzüğü bırakıp beni terk etti. Gitti Egemen gitti, senin yüzünden bütün faturayı bana kesip gitti. Ben senin yüzünden düğün arifesinde terk edildim. Bir kadın için bu ne demek biliyor musun?" Sesi yükselince kolundan tutmak istedim ama buna izin vermemişti. Bana yalnızca nefretle bakıyordu. "Ben eniştemle konuşurum abla sen üzülme..."
"Dalga mı geçiyorsun sen Egemen, bir de yüzsüz gibi abla diyorsun. Şunu aklına kazı Şahin bana dönmezse senin bir ablan yok..." Bu ne demekti, Şahin, elin adamı benden daha mı değerliydi. Elin oğlu için beni ret mi edecekti. İşte bu sözlerine içerlemiştim. Bir yabancı için bana bunları söylemesi akıl karı değildi. "Bir erkek için öz kardeşini mi siliyorsun?"
"Evet, doğru duydun çünkü sen beş para etmeyen serserinin tekisin..."
Ne diyecektim. Annem gibi gördüğüm kadına ne diyebilirdim. Bütün kırgınlığımla dişlerimi sıkarak oradan uzlaştım. Hiçbir zaman ablamla bu kadar kötü olamamıştı. Bugün tam da bugün aslında bana verdiği değeri görmüştüm. Bir erkek için beni silmekten bahsetmişti.. Ablamın bana sarf ettiği onca ağır sözlerden sonra sinirle yola koyuldum. Bir süre anlamsızca gittikten sonra rotayı Şahin Beyin evine çevirmiştim. Bu konuyu halletmeliydim. Hemde bir an önce kesinletirmeliydim.
Villaya geldiğimde demir kapı sonuna kadar açılmıştı. Evin kapsının önüne kadar gelip arabayı durdurdum. Dışarıda tek araba vardı ve bunun haricinde Şahin Beyin arabası yoktu. Kapıya gidip zili çaldığımda hizmetli çok geçmeden kapıyı açtı. "Rüya Hanım içeride mi?."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONA AİT 👑
Teen FictionHerkes Kaybını Yazsın Deseler BEN 'SENİ' Yazardım SENDE 'ŞEREFİNİ'! İki bebek iki bilinmeyenli denklem!..