Gözlerimi araladığımda beyaz tavanla karşılaşmıştım. Başım ağrımıyor resmen zonkluyordu. Ben gözlerimi aralamaya çalışırken tanıdık sesle irkildim. "Rüya'm nasılsın?" Nasıl mı? Ağzım açık abimin sesiyle ışıklar saçılan pencereye baktım. Büyük ihtimalle bayılmıştım. Abim yanıma gelirken bende biraz hareket etmeye çalıştım ama olmadı ayaklarımı hissetmiyordum.
"Abi yardım eder misin?"
Birinin yardımı olmadan yattığım yerden doğrulamıyordum bile. Uzun zaman önce engelime alışmış benim bir parçam olarak görmüştüm. Zaten bundan başka çarem yoktu. Bazen hayata kaldığın yerden devam etmek istiyorsan kabullenmeyi öğrenmek gerekiyordu. Hayatın bizden çaldıklarına alışmamız lazımdı. Abim sözümü ikiletmeden koltuk altlarımdan tutarak beni yatakta oturur pozisyona getirdi. Abim iyi misin diye sorduğunda gülümsemeye çalıştım. Abimin ağzından bir kez canım lafı çıktığında bir canım daha çıkıyordu.
"İyi gibiyim bana ne oldu?" En son gözümün karardığını hatırlıyordum. "Bilmiyorum güzelim, Şule doktorun yanına gitti. Eğer sonuçlar çıktıysa birazdan buraya gelirler" Şule, abimin iki hafta önce nişanlandığı müstakbeliydi. Ben tam bir şeyler söyleyecektim ki içeriye önce Şule arkasından da doktor girdi. "Geçmiş olsun Rüya hanım, kendinizi nasıl hissediyorsunuz?" Doktordan çok Şule'ye bakmıştım. Öylesine iyiyim derken Şule'nin abiminin yanına geçip ellerinden tutmasını izledim. Ben asla böyle olamayacaktım. Asla!
"Kardeşimin neyi var Doktor Bey, durup dururken bayılması normal bir durum mu?
"Kardeşiniz gayet iyi Şahin Bey, sonuçlara göre Rüya hanım iki haftalık hamile dayı oluyorsunuz..." Doktorun sözleri ortama bomba gibi düşmüştü. İşte bunu hiç beklemiyordum. Yüreğim ağzıma gelince abime baktım. Abim beni kesinlikle öldürecekti. Abim kinle bana bakarken alt dudağımı dişleyerek elimle örtüyü sıktım. Yalnızca birkaç saniye içinde gözlerim dolmuştu. "Bu olamaz doktor bey, bir yanlışınız olmalı kardeşim hamile olamaz iyi bakın bir yerlerde illa hata olmalı..."
"Hayatım lütfen sakin ol!" Şule'nin tiz sesini duysam da başımı kaldıramadım. Zaten hangi yüzle onlara bakacaktım ki? Abim bu kötürüm halinle nasıl hamile kalmayı başardın diye sormaz mıydı? "Bir hata yok Şahin Bey, Rüya Hanım hamile. İçiniz rahatlayacaksa bir daha test yapabiliriz..."
"Gerek yok doktor bey gerek yok. Siz dışarıya çıkar mısınız. Benim kardeşimle özel olarak konuşmam gerekiyor..." İşte şimdi bitmiştim. Mideme kramplar girerken kaçmak istedim ama bacaklarımın kendine bile hayrı yokken nasıl kaçacaktım. Doktor çıkmış olmalıydı ki kapının kapanmasıyla abim Rüya, diyerek kükredi. Ona baktığımda ellerini yumruk yapmış delirmiş gibi bakıyordu. Şule arada olmasa çoktan boğazıma yapışıp nefesimi kesecekmiş gibi durması beni biraz daha korkuttu.
"Yalan de Rüya, gerçek değil de... Bana mantıklı bir açıklama yap yoksa elimden bir kaza çıkacak?" Şule bir kez daha abime engel olmaya çalışırken acaba gerçekleri duysa abime engel olur mu diye düşündüm. Başımı öne eğilip ağlamaya başladığımda bu ona cevap olmuştu. "Kim?.. Kim Rüya, hangi piç sana dokundu."
"Şahin, kardeşin perişan halde artık sakin ol!."
"Bırak lan kansızın biri kardeşime dokunmuş sen sakin ol diyorsun. Ben nasıl sakin olurum. Söyle bacım kimse söyle nefesini keseyim. Kim sana zorla dokunduysa söyle. Korkma!.." Zorla değildi. Hiçbir şey zorla olmamıştı. Başımı olumsuz anlamda sallayarak söylemem diye fısıldadım. "Söyle bacım elimden kaza çıkmadan söyle..." Nasıl söylerdim. Ben Şule'nin erkek kardeşine uzun süredir aşıktım. Ama onun kardeşi beni görmüyordu. Kim tekerlekli sandalyeye mahkum birini severdi ki...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONA AİT 👑
Novela JuvenilHerkes Kaybını Yazsın Deseler BEN 'SENİ' Yazardım SENDE 'ŞEREFİNİ'! İki bebek iki bilinmeyenli denklem!..