Elim havada kalınca etrafıma baktım. Her ne kadar içeriye girmek istemesem de başka çarem yoktu. Kapıyı açıp yatak odasına girdiğimde Rüya'nın yatağında oturur pozisyonda uyuduğunu fark ettim. Uyandırmamak adına yavaşça kapıyı çekerek yanına doğru yürümüştüm. Ona ne kadar sinirli olsam da bu şekilde uyumasına gönlüm razı gelmemişti. Rüya'nın yanına gidip elimi başının altına koyduğum anda hemen mavi gözlerini araladı. Adımı fısıldadığında geri çekilmiştim.
"Bu şekilde uyuyamazsın boynun tutulur düzgün yatmalısın." O bu kadar narinken bu şekilde yatması doğru değildi. Mavi gözlerini kırpıştırarak hareketlenmişti. "Hayır, uyumak istemiyorum. Benim seninle konuşmam gerekiyor." Benimi mi bekliyordu, bu yüzden bu şekilde uyumuştu. Yine de onunla konuşmak istemiyordum. Ondan uzaklaşarak dolabın kapağını açtım. İçinden temiz kıyafetler çıkartarak yatağın üstüne fırlattığım da tavrımı bariz şekilde belli etmeye çalışmıştım. "Duşa gireceğim çıkınca konuşuruz." Şimdi direkt hayır desem ısrar edecek terslersemde çok üzülecekti. Rüya fısıldar gibi tamam dediğinde göz ucuyla ona bakıp doğruca banyoya girdim. Kendimi ılık suyun altına biraktığımda biraz gevşesemde sinirim bir türlü geçmiyordu Biraz daha sakinleşmek adına gözlerimi kapattım. O an gözümün önüne gelen ilk sahne Reşat'ın kucağında Rüya'yı görmem olmuştu. Evet, daha önce de pek çok kez görmüştüm ama bu sefer hiç iyi hissettirmemişti. Sırf onları o şekilde gördüğüm için arkadaşlarıma eşim Rüya diyememiş sadece geçiştirmekle yetinmiştim. Tekrar gözümü açıp kapattığımda her seferinde aynı sahne gözümün önüne gelmişti.
Reşat, kucağına karımı almış neşeyle yürüyordu. Herkes de onlara vay be diyerek bakıyordu. Adama bak kızı nasılda sevgiyle taşıyor. Bunu bizzat kulağımla duymuştum. Başımı sağa sola olumsuz anlamda salladım. Ellerim buruş buruş olana dek duşta kaldıktan sonra giyinerek dışarıya çıktım. Havluyla saçımı kurulurken Rüya'nın yine uyduğunu fark ettim. Bu sefer yanına daha sesiz giderek onu güzel şekilde yatırdım. Rüya'nın uykusu bölünmesin diye hemen ışığı kapatarak bende yatağa geçtim. Başımı yastığa koyduğumda tavana bakmak yerine sağ kolumun üstüne başımı koyarak uyuyan karıma baktım.
Rüya, hafif hafif nefes alırken göğsü inip kalkıyordu. Hiç düşünmeden elimi uzatarak karnının üstüne koydum. Bu bebek benim için değerliydi. Rüya'dan bir kızım olursa eminim çok güzel olurdu. Hem ben hem o sarışın olduğu için mutlak aynı şekilde sarışın bir kızımız olurdu. Oğlumuz olursa da onun gibi maviş olurdu belki de Rüya, aninden başını benden tarafa çevirerek elini elimin üstüne koydu "İyi olacaksınız Rüya, bunun için elimden gelenin en fazlasını yapacağım.." Rüya'nın yanına biraz daha yaklaşarak burnumu bal rengi sarı saçlarına gömdüm.. Beni ne kadar sinir etse de ona bir türlü kızamıyordum. Rüya'nın sıcaklığının etkisi altında kalarak ona biraz daha yaklaşıp onu sarmaladım. Huzur veren bir kokusu vardı. Uzun zamandır ilk kez bu kadar huzurlu şekilde gözlerimi yumdum.
***
Sabah uyandığımda yatak bomboştu. Ben ne zaman Egemen ile sabaha merhaba diyecektim. Oflayarak tekrar gözlerimi yumdum hala çok uykum vardı. Tam tekrardan uymuştum ki o tanıdık ses uykumu bölmüştü."Rüya tatlım... " Zehra ablaya uymak istediğimde yanıma gelerek üstümü açtı. "Olmaz Rüya, sen iki canlısın kalkıp kahvaltı yapmalısın." Tıpkı Egemen gibi konuşmuştu.
"Canım istemiyor ki..." Hiçbir şey yemek istemiyordum. Dün geceden sonra odamdan bile çıkmak istemiyorum "Neden? Egemen Bey le kavga mı ettiniz bu yüzden mi bu haldesin?" O kadar kötüydüm ki ona her şeyi anlatmak istedim. "Evet, dün gece anlattığım gibi oldu aslında Egemen gelince konuşmak istemiştim fakat uyuyakalmıştım.
"Egemen Bey kahvaltı bile yapmadan erkenden çıkıp gitti. Çıkarken de çok sinirli gibi durmuyordu." Bu tuhaftı işte dün gece bana yaklaşımı pek iyi değildi. "Kesin öyledir. Neyse abimi daha fazla bekletmeyelim..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONA AİT 👑
Teen FictionHerkes Kaybını Yazsın Deseler BEN 'SENİ' Yazardım SENDE 'ŞEREFİNİ'! İki bebek iki bilinmeyenli denklem!..