Bölüm 40

22K 1.3K 655
                                    

Her yer karanlık ama korkma sarıl bana

"Hayır!"

Hayır, hayır! Birinin bileklerime yapışmasıyla bırak diye bağırmamla yerimden sıçramam bir oldu. Nefes nefese etrafıma baktım. Abimi gördüğüm anda gözlerim dolmuştu. "Abi!" diyerek boynuna atıldığımda hıçkırıklarım dizginleyememiştim. O sırada elimden biri tuttuğunda başımı kadlırdım ama o da Reşat abimdi.

Yine yine biz üçümüz kalmıştık. Yine yalnızca biz! 

Reşat abim elini yüzüme götürerek gözlerimi kapattım. Ben ne yaptım böyle? Ne yapmıştım. Nasıl hayatlarını mahvederim. Aşk bu kadar mı gözlerimi kör etti?Aşktan öte aile yok muydu? Ailem bu iki adam değil miydi? Abimin kollarının arasından sıyrılarak ellerimle yüzümü kapattım. Ben zavallıydım, yalnızca zavallı...

"Rüya kendine gel, eğer böyle yaparsan doktordan sana yine sakinleştirici yapmanı isteyeceğim."

Hayır, onların üstüne daha fazla acı yüklemeyeceğim. Omuzlarına daha fazla yük yüklemeyeceğim. Acımı dilime dert etmek yerine içime keder eğleyecek yine de sesimi çıkarmayacağım. Kendime gelmeye çalışarak gülümsemeye çalıştım. Abim elleriyle yüzümü sildiğinde Reşat abim de diğer tarafıma oturarak saçlarımı okşadı.

"Biraz daha iyi misin?" Reşat abime başımı sallarken abim de derin bir iç çekip elimi biraz daha sıktı. "Rüya bizim sana söylememiz gereken bir şey var. Bunu nasıl söyleyeceğimizi de bilmiyorum."

"Merak etmeyin ben her şeyi biliyorum. Egemen beni terk etti bir daha gelmemek üzere gitti.  Ama... Ama benim içim daha çok ne yaraladı biliyor musunuz? Sizin fedakarlığınız... Ben sizin hakkınızı nasıl öderim, benim için böylesine büyük bir fedakarlık yapmış..."

"Rüya o şerefizizin canı cehenneme. Sen öylece düşüp bayıldığında o itin kılı bile kıpırmadı. Sana olan sevgisi yalnızca gösterişten ibaretmiş. Benim sevdiğim kadın gözlerimin önünde bayılacak da kayıtsız kalıp def olup gideceğim. Adi pislik, onu senin kıyılarına yaklaştırırsam en adi şerefsiz de benim..."

"Reşat abin haklı Rüya, ben bile gözlerime inanamadım. Adamın tek derdi bebekmiş... Bak iyi şeyler yapmadık orada bunu yapan Asya bile olsa hak verirdim ama onun bu tavrı sergilemesi hiç hoşumuza gitmedi bilesin."

"Ve biz Şahin ile bir karar verdik. Seni ikinci kez bebek için o adama mahkum etmeyeceğiz."

Bebek? İkinci kez derken. "Oğlum bir dursana o pat diye söylenir mi?" Abim iki eliyle elimi avuçladığında yineden gözyaşlarım akmaya başlamıştı. "Doktor birkaç tahlil yaptı... Ve... Sen hamilesin. Bu defa gerçekten dayı olacağım."

"Elbette bende dayı oluyorum."

Hamile mi? Ben mi? Kulak diplerime kızardığımı hissederken ağzım açık kalmıştı. Utanarak başımı öne eğdim. Yine mi hamileydim. Nasıl olurdu? Biz henüz... Aman Allah'ım!

"Egemen... Egemen biliyor mu?"

"Biz ne diyoruz sen ne saçmalıyorsun Rüya, o adam seni öylesine bırakıp giderken bunu bilmeyi hak ettiğini mi düşüyorsun?" İkisi tekrar tekrar bakmıştım. Cidden de beni bırakıp gitmiş miydi? Hiç mi oralı olmamıştı. İnsan yolda kendinden geçen birini görse koşup yanına gitmez miydi?

ONA AİT 👑Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin