5-Korku

1K 64 0
                                    

Yere eğik kafasını yavaşça kaldırdı ve her kelimeyi vrgulayarak sakin bir sesle konuştu.

'Ne demek kaybolduk?'

 Ormanın sessizliğinde yutkunuşumu duymuştum . Şirin olduğunu umduğum bir gülümsemeyle baktım ve  omuzlarımı silkti .

'Yanlış yerden girmiş olmalıyız.'

Elini saçlarının arasından geçirip onları arkaya attırdıktan sonra gözlerini yumdu .  Sakinleşmeye çalıştığını fark etmiştim . Kabul sinirlenmekte haklıydı . 

'İyi yönden bakarsak...'

Diye cümleye başladığımda gözlerini açıp yüzüme baktı . Bir kaç saniye duraksadım ve omuzlarımı düşürdüm . Hiç bir iyi yönü olmadığını biliyordum . 

'Biliyorum hiçbir iyi yönü yok.'

'Bunu bilmen güzel.'

 Etraftaki sesler gittikçe artıyordu ve onun gerildiğini fark etmişim. Yavaşça yere çöktü ve başını ellerinin arasına aldı .

'İyi misin?'

Hemen yanına çöktüm ve elimi omzuna koydum . Başını kaldırdı ve yüzüme baktım.

'Süperim.'

Ardından yeniden başını kollarının arasına gömdü . Yavaşça ellerini başından çekip tuttum . Geri çekmeye çalışmasına izin vermedim.

'Titriyorlar.'

Mırıldandım . Bir kaç saniye yalnızca etraftaki cırcır böceklerinin ötüşlerini ve köpeklerin havlamasını dinledim . Kafasını kaldırdı ve bağırdı . 

'Sayende.'

Yüzümü yere eğdim . Söyleyecek bir şeyim yoktu . Kaybolmasın diye ardından gidiyordum ama ben kaybolmasına sebep oluyordum . Yılın ahmağı ödülüne adaydım . 

'Özür dilerim.'

Ellerini hızlıca geriye çekti.

'Özür dilemen bulunduğumuz ortamı değiştirmiyor.'

Haklıydı . Diyecek bir şeyim yoktu . Ama bende böyle olmasını istemezdim . 

'Bende kaybolmak istemezdim.'

'O zaman birdaha biliyormuş gibi yolumu değiştirme!'

Yeniden başını ellerinin arasına aldı . Gözlerini sıkıca yumdu . Elleri titriyordu ve titreme gittikçe vücuduna yayılıyordu . 

'Duru.'

Cevap vermedi . Bir kez daha seslendim yine cevap alamayınca yavaşça onu kendime doğru çektim. Başını göğsüme doğru yasladım ve sıkıca sarıldım.

'Lütfen birşey söyle korkuyorum.'

  Titremesi gittikçe artıyordu . Tüm seslenmelerime rağmen sesi çıkmıyordu üstelik beni duyup duymadığını bile bilmiyordum . Ne yapabilirdim yada ne ona iyi glirdi bilmiyordum . Annemin beni saçımı okşayarak sakinleştirdiğini hatırlayınca yavaşça yumuşak saçlarını okşamaya başladım . 

'Ben yanındayım . Sakin ol . '

Diye mırıldandım kulağına doğru . Ne titremesi değişmişti nede sesi çıkmıştı . Faydası olmayacağını bildiğim halde yeniden sesimi duyurmayı denedim . 

'Duru.'

Yerimden yavaşça kalktım . Çıkan yaprak hışırtılarıyla irkildi.  Önüne geçtim ve sıkıca sardığı kollarını çektim . Sıkmaktan uyuşmuş olacaklarki karşı koyamadı . Yanağın okşamaya başladım . Gözleri hala kapalıydı . 

'Hadi aç gözünü . Ben buradayım . Yalnız değilsin . Yanındayım . Sakin ol . Korkma sana bir şey olmasına izin vermem. Şimdi gözlerini aç ve gözlerime bak.'

Gözlerini açtı ve karanlıkta bile  parıldayan yeşil gözlerini elalarıma dikti .

'İşte böyle . '

Gülümsedim ve yeniden yanına oturdum .  Göğsüme doğru yasladım ve buna karşı çıkmadı . Yavaşça elimi saçlarının arasında gezdirmeye başladım . 

'Neden karanlıktan bu kadar korkuyorsun?'

Bir kaç saniye sustu ve gözlerini yerdeki kurumuş toprağa dikti . İç çektiğini duyar gibi oldum ama tam olarak duyduğuma emin değildim .

'Bana iyi şeyler hatırlatmıyor'

'Ne gibi?'

Kollarımın arasındaki vücudu her geçen saniye biraz daha rahatlıyordu .  Cevap vermedi . 

'Anlatmak istemiyorsun sanırım.'

'Evet.'

'Sabah geri dönebiliriz . Şimdi uyusan iyi olur.'

'Uyuyamam.'

Uyuması onun için daha iyiydi . Ben nöbet tutabilirdim ama o uyanık kaldığı saniye biraz daha korkacaktı . 

'Uyursan zaman daha çabuk geçer.'

'Korkuyorum.'

Diye mırıldandı . Korkusunu geçirmek için herşeyi yapabilirdim .

'Korkun için birşey yapabilir miyim peki?'

Kafasını göğsümden kaldırdı ve yüzüme baktı .  Söylemekten çekiniyor gibiydi . 

'Masal anlatır mısın?'

Bir kaç saniye birşey diyemesedem de sonra gülümsedim ve kafamı olumlu anlamda salladım . Oda gülümsedi ve kafasını yeniden göğsüme koydu . Gülümsemesi o kadar güzeldi ki . Onu gördüğüm anları anlatmaya başladım . Anlatırken gülümsüyordum . 

' Bir eylül ayıymış . Sıkıcı bir dersin ortasında birden kapı çalmış . Çocuk kafasını çizdiği resimden kaldırmış ve kapıya bakmış . İçeriye prensesi andıran bir kız girmiş . Çocuk o an o kızda kilitli kalmış . Kızın sarı saçları , manken gibi bir fiziği yokmuş belki ama çok güzelmiş . Sınıfa girdiği an doldurmuş içerisini kokusuyla . Ürkek bakışları ve bakışlarına tezatlık oluşturan dik omuzları varmış . Sesi o kadar güzelmişki çocuk elinden gelse aylarca bıkmadan onu dinleyebilirmiş .  Saçları dalgalar halinde sırtında hareket ediyormuş . İşte çocuk o gün aşkın ne demek olduğunu anlamış.'

İyice bedeni rahatlamıştı . İyi gelebildiğime o kadar sevinmiştim ki . Durakladığımda kaşlarını çattı . 

'Eeee sonra?'

Sabırsızlığına güldüm . 

'Kızı çözmek için . Bakışlarının altında yatanı görmek için çok çabalamış . Ve belkide ilk kez hayat ondan yana olmuş . Kızında ona karşı birşeyler hissettiğini öğrenmiş . Kısa zamanda herşey yoluna girmiş ve sevgili olmuşlar . Kız cadılığıyla çocuğa kök söktürmüş ama çocuk bir gün olsun bundan şikayet etmemiş . Yıllar geçmiş ikiside mesleklerini eline almışlar ve beklenmeyen evlilik teklifi üstüne evlenmişler. Çocuklarıyla sonsuza dek mutlu yaşamışlar. Mutlu son.'

'Sonsuza dek süren mutlulukta , mutlu sonda yoktur.'

Diye mırıldandı uykulu sesiyle . Kulağına doru eğildim .

'Sana mutlu sonun olduğunu göstereceğim.'

Aşık Olur Musun ? (Yan Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin