Yere eğik kafasını yavaşça kaldırdı ve her kelimeyi vrgulayarak sakin bir sesle konuştu.
'Ne demek kaybolduk?'
Ormanın sessizliğinde yutkunuşumu duymuştum . Şirin olduğunu umduğum bir gülümsemeyle baktım ve omuzlarımı silkti .
'Yanlış yerden girmiş olmalıyız.'
Elini saçlarının arasından geçirip onları arkaya attırdıktan sonra gözlerini yumdu . Sakinleşmeye çalıştığını fark etmiştim . Kabul sinirlenmekte haklıydı .
'İyi yönden bakarsak...'
Diye cümleye başladığımda gözlerini açıp yüzüme baktı . Bir kaç saniye duraksadım ve omuzlarımı düşürdüm . Hiç bir iyi yönü olmadığını biliyordum .
'Biliyorum hiçbir iyi yönü yok.'
'Bunu bilmen güzel.'
Etraftaki sesler gittikçe artıyordu ve onun gerildiğini fark etmişim. Yavaşça yere çöktü ve başını ellerinin arasına aldı .
'İyi misin?'
Hemen yanına çöktüm ve elimi omzuna koydum . Başını kaldırdı ve yüzüme baktım.
'Süperim.'
Ardından yeniden başını kollarının arasına gömdü . Yavaşça ellerini başından çekip tuttum . Geri çekmeye çalışmasına izin vermedim.
'Titriyorlar.'
Mırıldandım . Bir kaç saniye yalnızca etraftaki cırcır böceklerinin ötüşlerini ve köpeklerin havlamasını dinledim . Kafasını kaldırdı ve bağırdı .
'Sayende.'
Yüzümü yere eğdim . Söyleyecek bir şeyim yoktu . Kaybolmasın diye ardından gidiyordum ama ben kaybolmasına sebep oluyordum . Yılın ahmağı ödülüne adaydım .
'Özür dilerim.'
Ellerini hızlıca geriye çekti.
'Özür dilemen bulunduğumuz ortamı değiştirmiyor.'
Haklıydı . Diyecek bir şeyim yoktu . Ama bende böyle olmasını istemezdim .
'Bende kaybolmak istemezdim.'
'O zaman birdaha biliyormuş gibi yolumu değiştirme!'
Yeniden başını ellerinin arasına aldı . Gözlerini sıkıca yumdu . Elleri titriyordu ve titreme gittikçe vücuduna yayılıyordu .
'Duru.'
Cevap vermedi . Bir kez daha seslendim yine cevap alamayınca yavaşça onu kendime doğru çektim. Başını göğsüme doğru yasladım ve sıkıca sarıldım.
'Lütfen birşey söyle korkuyorum.'
Titremesi gittikçe artıyordu . Tüm seslenmelerime rağmen sesi çıkmıyordu üstelik beni duyup duymadığını bile bilmiyordum . Ne yapabilirdim yada ne ona iyi glirdi bilmiyordum . Annemin beni saçımı okşayarak sakinleştirdiğini hatırlayınca yavaşça yumuşak saçlarını okşamaya başladım .
'Ben yanındayım . Sakin ol . '
Diye mırıldandım kulağına doğru . Ne titremesi değişmişti nede sesi çıkmıştı . Faydası olmayacağını bildiğim halde yeniden sesimi duyurmayı denedim .
'Duru.'
Yerimden yavaşça kalktım . Çıkan yaprak hışırtılarıyla irkildi. Önüne geçtim ve sıkıca sardığı kollarını çektim . Sıkmaktan uyuşmuş olacaklarki karşı koyamadı . Yanağın okşamaya başladım . Gözleri hala kapalıydı .
'Hadi aç gözünü . Ben buradayım . Yalnız değilsin . Yanındayım . Sakin ol . Korkma sana bir şey olmasına izin vermem. Şimdi gözlerini aç ve gözlerime bak.'
Gözlerini açtı ve karanlıkta bile parıldayan yeşil gözlerini elalarıma dikti .
'İşte böyle . '
Gülümsedim ve yeniden yanına oturdum . Göğsüme doğru yasladım ve buna karşı çıkmadı . Yavaşça elimi saçlarının arasında gezdirmeye başladım .
'Neden karanlıktan bu kadar korkuyorsun?'
Bir kaç saniye sustu ve gözlerini yerdeki kurumuş toprağa dikti . İç çektiğini duyar gibi oldum ama tam olarak duyduğuma emin değildim .
'Bana iyi şeyler hatırlatmıyor'
'Ne gibi?'
Kollarımın arasındaki vücudu her geçen saniye biraz daha rahatlıyordu . Cevap vermedi .
'Anlatmak istemiyorsun sanırım.'
'Evet.'
'Sabah geri dönebiliriz . Şimdi uyusan iyi olur.'
'Uyuyamam.'
Uyuması onun için daha iyiydi . Ben nöbet tutabilirdim ama o uyanık kaldığı saniye biraz daha korkacaktı .
'Uyursan zaman daha çabuk geçer.'
'Korkuyorum.'
Diye mırıldandı . Korkusunu geçirmek için herşeyi yapabilirdim .
'Korkun için birşey yapabilir miyim peki?'
Kafasını göğsümden kaldırdı ve yüzüme baktı . Söylemekten çekiniyor gibiydi .
'Masal anlatır mısın?'
Bir kaç saniye birşey diyemesedem de sonra gülümsedim ve kafamı olumlu anlamda salladım . Oda gülümsedi ve kafasını yeniden göğsüme koydu . Gülümsemesi o kadar güzeldi ki . Onu gördüğüm anları anlatmaya başladım . Anlatırken gülümsüyordum .
' Bir eylül ayıymış . Sıkıcı bir dersin ortasında birden kapı çalmış . Çocuk kafasını çizdiği resimden kaldırmış ve kapıya bakmış . İçeriye prensesi andıran bir kız girmiş . Çocuk o an o kızda kilitli kalmış . Kızın sarı saçları , manken gibi bir fiziği yokmuş belki ama çok güzelmiş . Sınıfa girdiği an doldurmuş içerisini kokusuyla . Ürkek bakışları ve bakışlarına tezatlık oluşturan dik omuzları varmış . Sesi o kadar güzelmişki çocuk elinden gelse aylarca bıkmadan onu dinleyebilirmiş . Saçları dalgalar halinde sırtında hareket ediyormuş . İşte çocuk o gün aşkın ne demek olduğunu anlamış.'
İyice bedeni rahatlamıştı . İyi gelebildiğime o kadar sevinmiştim ki . Durakladığımda kaşlarını çattı .
'Eeee sonra?'
Sabırsızlığına güldüm .
'Kızı çözmek için . Bakışlarının altında yatanı görmek için çok çabalamış . Ve belkide ilk kez hayat ondan yana olmuş . Kızında ona karşı birşeyler hissettiğini öğrenmiş . Kısa zamanda herşey yoluna girmiş ve sevgili olmuşlar . Kız cadılığıyla çocuğa kök söktürmüş ama çocuk bir gün olsun bundan şikayet etmemiş . Yıllar geçmiş ikiside mesleklerini eline almışlar ve beklenmeyen evlilik teklifi üstüne evlenmişler. Çocuklarıyla sonsuza dek mutlu yaşamışlar. Mutlu son.'
'Sonsuza dek süren mutlulukta , mutlu sonda yoktur.'
Diye mırıldandı uykulu sesiyle . Kulağına doru eğildim .
'Sana mutlu sonun olduğunu göstereceğim.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşık Olur Musun ? (Yan Kitap)
Teen FictionDaha önce yarım kalmış bir aşkı tamamlamak için vardı onlar . Merve ve Görkem'den birer parçaydı onlar . Şimdi aradan yıllar geçtikten sonra belki Merve ve Görkem'in yolları çatışmamıştı ama Duru ve Doruk yeni bir hikaye için birleşmişlerdi. Bu kez...