Ne gururum incinmişti nede kızmıştım . Yalnızca üzülmüştüm . Yine farklılığını konuşturmuştu işte . İlk kez bir kız tarafından kırılmıştım ve ilk kez popilerler için ölmeyen bir kız görmüştüm . Yine de beni üzen bunlar değildi . Gözlerinden kısa sürede olsa geçen hüzündü . Onda ne vardı yada ne yaşadı bilmiyordum ama emin olduğum bir şey vardı büyük bir hasar görmüştü .
Oyun gittikçe cıvıklaşmaya başladığında Duru kalkıp ağaçların arasına gitti . Hava hafif karar başlamışken kaybolabilceği fikriyle ayağa fırladım . Ben burayı biliyordum daha öncede gelmiştim ama o ilk kez geliyordu . Hızlıca onun gittiği yöne doğru yürümeye başladım . Hava hafif serinlerken ceketimin önünü kapatıp onu gözden kaçırmamaya çalıştım . En sonunda gölün kıyısında durdu ve kesilmiş ağaç kütüğünün üstüne oturdu . Kollarını göğsünde birleştirip batmakta olan güneşi izlemeye koyuldu . Bende omzumu ağaca yaslamış onu izliyordum . Yerden aldığı bir avuç taşı tek tek göle atmaya başladı . Her attığı taş bir öncekinden uzağa giderken , kırdığı her rekorunda gülme sesi geliyordu . Onun sesi , suyun sesiyle karışırken huzur bulduğumu hissettim . Daha fazla uzaktan izleyemeyeceğimi anladığımda yavaşça yanına yürüdüm . Her adımda çekincem biraz daha artıyordu . Terslemesinden , kızmasından korkuyordum . Biliyorum bir erkeğe çok tersmiş gibi görünüyordu ama aslında kızlarda erkeklerde aynıydı yalnızca erkekler içinde yaşardı duygularını . Onun oturduğu kütüğün yanındaki taşa oturdum . Hafif esinti onun kiraz kokusunu çalıp burnuma getirirken gözlerimi yumdum . Sessizlik bile ilk kez bu kadar huzur bulmuştu . Aradan geçen yaklaşık on dakikadan sonra huzursuzca yerimden kıpırdanmaya başladım . Bana doğru döndü . O taptığım yeşil gözlerini gözlerime dikti . Rüzgar saçlarını hareket ettirirken tek kaşını kaldırıp bana baktı .
'Söyle.'
Diye mırıldandı. Şaşkınlıkla ona baktım .
'Efendim?'
'Birşey söylemek ister gibi bir halin var.'
Korkunun ecele faydası yoktu değil mi ? Hem insan söylediklerinden değil söyleyemediklerinden pişman olmaz mıydı ? Yinede hemen herşeyi itiraf edecek değildim .
'Bence arkadaş olabiliriz.'
Dedim gülümseyerek.
'Bu tanıya nereden vardın?'
İtiraf etmeliyim ki soru çalışmadığım yerden gelmişti. Yutkundum ve bilmiyorum dermişçesine dudaklarımı büzdüm . Gözlerini devirdi .
'Oda güzel.'
Hafif bir gülümseme dudağını yukarı kıvırırken yeniden önüne döndü .
'Hadi ama bu kadar mı?'
Dedim sitemle . Yeniden bana döndü bu kez iki kaşını birden kaldırmıştı.
'Ne bu kadar mı?'
'Vereceğin cevap.'
Pembe dudaklarını yaladı ve gözlerini yeniden devirdi . Bu hareketi ne kadar sinir bozucu bulsamda onda bir ayrı duruyordu .
'Arkadaş olursak beni rahat bırakacak mısın?'
Sitemine gülümsedim.
'Rahatlık göreceli bir kavramdır.'
'Yani?'
Sorduğu soruyu es geçtim . Elime düşmüştü işte .
'Söz arkadaş olursak seni rahat bırakacağım.'
'Öyleyse arkadaşız . '
Tatminle gülümsedim ve ayağa kalktım . Önüne geçtim ve elimi uzattım . Oturduğu için aramızdaki boy farkı çokken kafasını kaldırıp bana baktı . Ne dercesine kafasını iki yana salladı . Bu hareketine karşı bende ellimi oynattım . Bu kez gözlerini biraz daha açarak baktı ve yeniden kafasını salladı . Bu oyunu bozmak istemesemde güldüm .
'Tut hadi.'
Gözlerini devirdi ve elimi tutup kalktı . Acaba elimi hiç yıkamasam mı ? Bu saçma düşünceye biraz daha gülerken bana deliymişim gibi baktı .
'Hem sülük hem de deli.'
Kafasını olumsuz anlamda sallarken önümden geçip yürümeye başladı . Belinden tuttup kendime çevirdim .
'Ne yapıyorsun?'
Diye cırladı . Sese yüzümü buruştururdum .
'Yanlış taraftan gidiyorsun.'
'Pekala şimdi belimi bırakabilirsin.'
Dakikalardır yüzüne baktığımı bile fark etmemiştim . İrkilip kollarımı ince belinden çektim . Bu kız kokusuyla , saçlarıyla , gözleriyle kısaca herşeyiyle dengemi bozuyordu . Yavaşça ilk bulduğum ağaç arasından geçtim . Oda yanıma geldi . Yavaş yavaş yürüyorduk . Ne kadar yavaş benim için onunla vakit geçirdiğim uzun zaman demekti .
'Sen yolu bildiğine emin misin?'
'Herhalde buraya üçüncü gelişim.'
'Aman havanı yesinler.'
Diye mırıldandı . Uyuzdu filan ama seviyordum işte bu kızı . Oysa ben düne kadar uyuz olan insanlardan uzak durmaya çalışırdım şimdiyse ona yakın olmak adına yapmadığım şey yoktu .
'Ya sen yolu bildiğine emin misin?'
Bende kendime bu soruyu soruyordum . Tamam yavaş yürüyordukta bu kadar uzun zamanda alana varmamız gerekirdi .
'Tabiki kızım . Baksana buradan geçtik gelirken.'
Ciddi misin bakışı atıp önüne döndü. Hava iyice kararırken etrafımızı zor görür olmuştuk .
'Ona bakarsak bence buradanda defalarca geçtik şimdi . Ya sen salak mısın ? Ağaç ağaca benzer.'
Keşke bu kadar zeki olmasaydı . Birden durdum ve durmamla oda durdu . Ellerimi cebime soktum ve onun yeşil gözlerine bakmaya başladım.
'Şey ... sanırım kaybolduk.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşık Olur Musun ? (Yan Kitap)
Novela JuvenilDaha önce yarım kalmış bir aşkı tamamlamak için vardı onlar . Merve ve Görkem'den birer parçaydı onlar . Şimdi aradan yıllar geçtikten sonra belki Merve ve Görkem'in yolları çatışmamıştı ama Duru ve Doruk yeni bir hikaye için birleşmişlerdi. Bu kez...