İç çektim.En yakışan çift seçilmiştik seçilmesine ama biz çift bile değildik.Çift olmayı geçtim doğru düzgün konuşamıyorduk bile.
'Seçenler haklı çok yakışırsınız.'
Duruya baktığımda gözlerini devirdi.Ve telefonuyla ilgilenmeye devam etti.İki saniye dahi olsa bana bakmamıştı.Hadi beni sevmiyor anladımda insan bir merak edip bakar,düşünür.
'Dünyadan Duru'ya biraz bizimle muhattap ol be kızım.'
Telefonu ters bir şekilde masaya bıraktı ve sarışın arkadaşına baktı.Sanırım ismi Mısraydı.
'Ne yapmamı istersin hayatım?'
'Tüm okul sizi seçmiş bir yorum yapsaydın bari.'
Sandalyede iyice arkasına yaslandı ve bacak bacak üstüne atıp kolarını bağladı.
'Saçma bir anket işte denecek birşey yok.'
Saçma bir anket Doğru benim olduğum yerde onu ne mutlu ederdi ki? Mısra kafasını olumsuz anlamda sallarken.
'Denecek birşey yok mu?'
Duyulmadığını sanarak biraz eğildi Duruya doğru.
'Çocuk taş sende biraz yüz versen.'
Duru yerinden kalktı ve telefonu alıp kantinden çıktı.
'Ne dedim ki ben şimdi?'
Diye fısıldadı sarışın kız.
'Bırak bu kez irdeleme.Kerem konusunu çok açtın da ne oldu ? Yine kırılan sen oldun.İlişki konularında üstüne gitme.Sadece ilişki değil sevgi ve aşk çerçevesindeki herşeyde.'
Denizde Durunun arkasından gitti.Peki Doruk ne yaptı?Her zaman ki gibi umursamaz tavrını takınmaya çalıştı.Oysa şimdi onun arkasından gitmek vardı..
ღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ
Anketin ardından iki hafta geçmişti.Kasımın ortalarındaydık ve havalar fazlasıyla soğumuştu . İzmir'in pek alışık olmadığı bir soğuğu vardı şu sıralar ve beni bu havada sıcak yatağımdan kalkıp okula getirecek tek şey Duruydu . Onunla biraz daha yakınlaşmıştık . Sevgili olarak demiyorum hala arkadaş sıfatının ardında saklanıyorduk fakat beni terslemek yerine benimle konuşuyordu . Hocanın verdiği sosyal sorumluluk adlı proje bizi yakınlaştırmıştı ve o Cumartesi gününden sonra , her Cumartesi birlikte çocuk yurduna gitmeye karar vermiştik . Düşündüğümün aksine çocukları çok seviyor ve onlara çok sevecen davranıyordu . Kısacası onun soğukluğundan payını alan tek kişi bendim . En azından bir haftaya kadar . Bir haftada hayatının değiştiğini söyleyenlere gülerdim ama gerçektende bazı şeyler çok kısa sürede olup bitiyordu . Şikayetçi değildim ama yinede düşünüp bulamadığım şeyler vardı .
'Günaydın.'
Gülümsedim.
'Günaydın.'
Kırmızı beresini biraz çekiştirdikten sonra yeşil gözlerini gözüme dikti ve gülümsedi.
'Hava soğuk ne yapıyorsun burada?'
Ellerini birbirine sürttü ve düşen çantasını diğer koluna aldı.
'Arkadaşımı bekliyorum.'
'İyi donma- aman beklemeler işte.'
Bu haline gülümsedim ufak bir gülümseme gönderip okulun geniş demir kapısından girdi . Bu konuşma bile yetmişti bana . Babam 'Seven insan için iki saniye bile değerlidir' derdi . Haklıymış . Onunla konuştuğum hatta göz göze geldiğim şu kısacık zaman bile benim için çok değerliydi .
Zil çaldığında içimden Alyaya güzel sözler gönderdim . Hem soğukta bekletiyor hemde dersi kaçırmama sebep oluyordu . Üstelik Duru ile yan yana oturduğum tek dersti bu . Bazı hocalar ters ters bakıp yanımdan geçerken onları görmemiş gibi yaptım . Hayır yani binanın dışında beklemek ne kadar anormal olabilir ki?
'Sonunda Alya.'
Alya suçunu bilerek tatlı bir gülümsemeyle geldi ve sarıldı .
'Azıcık bekledin abartma .'
'Azıcık ? Elli dakikadır dışarıdayım.'
Saçlarını eliyle savurdu.
'Sen erkencisin.'
Kafamı olumsuz anlamda salladım ve binaya doğru yürümeye başladık.
'Hem ben bu karşılamayı sevmedim . İnsan yıllar sonra gördüğü arkadaşını bir sarılmayla geçiştirir mi?'
Alya benim çocukluk arkadaşımdı . Annem çalıştığı için beni babanem büyüttü . Genelde geç geldiği için yada haftada en az bir gün hastanede nöbeti olduğu için orada kalmışlığım çoktur . Alya da babanemin komşusunun torunuydu . Anne ve babası ayrı olduğundan ananesiyle kalmayı tercih etmişti . Çocukluğumdaki tek arkadaşım Alyaydı . Üç yıl önce İstanbula babasının yanına gitmişti ve tatiller hariç hiç buraya gelmemişti . Tatillerdede çok görüşemezdik zaten . Şimdi ise üvey annesinin davranışlarına dayanamadığı için tekrar buraya dönmüştü . Bazıları onu davranışları yüzünden itici bulabilirdi fakat bendeki yeri çok farklıdır , beni annemden bile iyi tanır .
'Buz tutmamış olsaydım daha iyi bir karşılama yapabilirdim.'
'Aman hemen abart . Burada kışı bile doğru düzgün yaşamıyorsun.'
'Sen İstanbullu olup çıkmışsın kızım.'
'Eh işte mecbur alışıyorsun.'
Müdürün odasına gittik ve Alya'nın sınıfını öğrendik . Aynı sınıfta değildik fakat sınıflarımız karşılıklıydı . Zilin çalmasına üç dakika kaldığından direk kantine indik . Kahve alıp oturduğu masaya geldim . Kantinde bizim haricimizde bir kaç kişi daha vardı onun dışında herkes dersteydi .
'Buraya tekrar gelecek kadar ne oldu ?'
'Boşver.'
Kafasını eğdi ve kahveden çıkan dumanları seyretmeye başladı .
'Alya!'
İkaz edercesine seslenişime karşın baktı ve laciverte kaçan gözleri doldu .
'Babamın en büyük ortağı Efe Altın ortaklığı geri çekince şirket büyük bir kayıp yaşadı hatta battı batacak bile diyebiliriz. Babama söylenen tek gerekçe benimle ilgili olduğu için de Hale bunu kaldıramadı.'
'Seninle ne alakası var ki?'
İç çekti .
'Onun kızının isteği.'
'Ne yani sırf kızının şımarıklığı için adam gözünü kırpmadan ortaklık mı bitiriyor? Lafı dolandırmadan söyle.'
'Kızının şımarıklığı değil kuyruk acısının intikamı için.'
Efe Altın ismi bana çok tanıdık geliyordu . . . Duru Altın
'Ne demek bu şimdi ?'
Bir süre cevap vermedi . Ona seslendim fakat beni duymadı . Arkamdaki bir noktaya bakıyordu . Bakışlarını takip ettim ve duru ile gözlerimiz buluştu . Alya sessizce fısıldadı.
'Duru'
Biliyorum çok uzun bir ara oldu fakat Kasımda gireceğim büyük bir sınav var ve ben istesem dahi kafamı toplayıp yazamıyorum. Bu yüzden bölümler en azından şimdilik seyrek gelecek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşık Olur Musun ? (Yan Kitap)
Teen FictionDaha önce yarım kalmış bir aşkı tamamlamak için vardı onlar . Merve ve Görkem'den birer parçaydı onlar . Şimdi aradan yıllar geçtikten sonra belki Merve ve Görkem'in yolları çatışmamıştı ama Duru ve Doruk yeni bir hikaye için birleşmişlerdi. Bu kez...