📮Yedi

1.2K 152 238
                                    


*İyi Okumalar~😊*

Jongin sanki kuvvetli bir alarm sesiyle aniden uykudan uyandırılmış gibi sıçrayarak kendine geldi. Kol saatine bakıp ümitsizce iç çekti ve yüzü düştü. Halbuki Kyungsoo'nun her zamanki geliş saatinden on beş dakika önce frizbisiyle bahçede olmayı tasarlıyordu. Onu kaçırmıştı işte!

Her ihtimale karşı yine de seradan fırladı, eve mutfak kapısından dalıp doğruca oturma odasına koştu. Ön pencereye ulaştığında, cip uzaklarda beyaz bir nokta halindeydi.

Elleri yeni şortunun arka ceplerinde, pencerenin önünde öylece durmuş, ana yola bakarken içi düş kırıklığıyla oyuluyordu.

Frenden çıkan o gıcırtılı ses...

Kafası işindeyken hiçbir şeyi duymazdı aslında. Havlayan köpekleri, sıcağı, soğuğu, mide kazıntısını, saat tıkırtısını, motor gürültüsünü, hatta çalan telefonu bile duymazdı. Ama o gün, kafası saatin kaç olduğunun bile farkına varamayacak kadar işle meşgulken, uzaklardan gelen o gıcırtılı fren sesini beyni, yanı başında çalan saat alarmı gibi algılayıvermişti. Üstelik, o sesi tanıyıp Kyungsoo ile bağlantısını nasıl kurmuştu?
Nasıl olmuş da, onca sesin arasından bir tek onu algılayıp yerinden sıçramıştı?

Tıpkı bir gün önce, onca kokunun arasından onun kokusunu algıladığı gibi...

Seçici algılama: aklın belirli bir ihtiyacı giderecek uyaranı seçme eğilimi.

Açken duyulan yemek kokusu, bebeğin gece yarısı ağlama sesine karşı annede artan duyarlılık gibi. Bu terimi, üniversitedeyken aldığı Psikolojiye Giriş dersinden hatırlıyordu. Acaba aklı hangi belirli ihtiyaç yüzünden Kyungsoo'nun frenlerinin gıcırtısını seçip, duyuyordu? Ya da bir buçuk metre uzaktan onun parfüm kokusunu algılıyordu?

Günün geri kalan kısmında bu soru, çalışmalarının arasına girip durdu. Hatta o geceki uykusunun arasına da. Yastığına, "Yarın," diye homurdanıp ona hızlı bir yumruk attı.

Kyungsoo'nun her zamanki geliş saatinden yarım saat önce dışarıdaydı. Frizbiyi de çıkarmıştı, ama sıcağın altında köpekler bile bu oyundan kısa sürede sıkıldılar. Jongin de gölge verandada bağdaş kurarak oturup, evin kenarıyla çalıların arasında kurduğu ağına son şeklini vermekte olan bir örümceği izlemeye koyuldu.

O meşhur fren gıcırtısı duyulmadan birkaç saniye önce, Wigglesworth ve von Frisch yerlerinden doğrularak Kyungsoo'nun geldiğini haber verdiler. Jongin ayağa kalktı, şortundaki tozları silkeledi ve onu karşılamaya yürüdü. Kyungsoo da ci1pinden inmiş, karşı yönden tel örgüye yaklaşıyordu. Üzerine formlar takılı küçük tahtayı gülümseyerek uzattı. "Yine imzanız gerek Dr...." Az kalsın 'Yürekyakan' diyordu ki, kendini son anda tutup düzeltti. "Iıı, Jongin."

Jongin şaşırmış gibi yapmaya çalıştı. "Yine mi?"

"Taahhütlü bir mektup."

"Hımm."

Kyungsoo'nun kafası her zamankinden daha çok karışıktı. Bu defa ki parfümlü bir mektup değildi. Resmi görünüşlü Dr. Kim Jongin adına Indiana'daki küçük bir kentten postalanmış, olağan boyda bir zarftı. İade adresi ise matbu yazıyla yazılmıştı: Profesyonel Erkek Striptizciler Ulusal Derneği.

Güzel Kurye -KAISOO-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin