📮On Beş

1.2K 142 165
                                    

*İyi Okumalar...😊*

Kyungsoo onu yüzünde kocaman bir gülümsemeyle karşıladı. "Jongin," dedi, tepeden tırnağa şöyle bir süzerek. "Harika görünüyorsun."

Jongin, keşke bu kadar şaşırmış görünmeseydi, diye düşündü. Gözlerini ayakkabılarının bağcıklarına indirerek, "Teşekkürler," diye mırıldandı. Ardından kendini zorlayarak bakışlarını kaldırdı ve mahcup mahcup gülümsedi. "Senin gibi bir varlığı cenaze elbisemle dansa götüremezdim."

Kyungsoo gördüğü değişime hayret ederek, "Yine saçını kestirmişsin," dedi. Jongin'in saçı bu defa yanlardan iyice alınmış, tepesi biraz daha uzun bırakılmıştı ve jöleyle arakaya taranarak bambaşka bir havaya bürünmüştü.

Jongin, "Çok iyi görünüyorsun, her zamanki gibi," derken Kyungsoo'nun üzerindeki dar kesim kot pantolonun kendisine nasıl işkence çektireceğinin farkındaydı. Uçuk sarı, ince gömleğin kolları kıvırılmıştı. Sanki büsbütün acı çektirmek ister gibi üstten dört düğmesi açık bırakılmış, yaka Jongin'in gözünü rehin alacak açıklıkta bir "V" oluşturarak iki yana rastgele düşmüştü. Gömlek mavi kotunun belinden sadece bir buçuk santim uzun kalıyordu. Kyungsoo önünden arabaya doğru yürürken Jongin ara sıra ince bir ten çizgisi görüyordu ve Kyungsoo'nun kalçaları kendini saran kot kumaşın altında baş döndürücü bir uyumla hareket ediyordu.

Arabaya binince Kyungsoo bacak bacak üstüne attı. Ve Jongin bir sapık gibi ona bakmamak için kendini zorlarken, ayrı bir işkence çekiyordu.

Kyungsoo'nun arkadaşlarıyla buluşacakları restoran, kalabalık bir alışveriş merkezinin içerisindeydi. Jongin bir dizi arabaların arasında bir aşağı bir yukarı park yeri ararken Kyungsoo, "Korkarım, burada arabayla ilgilenecek valeler bulunmuyor," dedi.

Jongin, "Yürürüm, benim için fark etmez," diye onu rahatlatmaya çalıştı. "Seni kapıda bırakayım."

"Benim için de fark etmez," diyerek gülümsedi Kyungsoo. "Üstelik, senin kolunda bütün herkesi kıskandırmış olurum," diye devam etti haylazca.

Kyungsoo, kolunun altında, dese restorana girişlerini daha isabetli tarif etmiş olurdu. Omuzuna sarılan Jongin'in koluyla gövdesinin birleştiği çukura kendi omuzunu doğal ve sıcak bir havada yerleştirmişti. Onun yanındaki varlığının, sıcaklığının ve traş losyonunun kokusunun bilincindeydi Kyungsoo. Ve tüm bunlar tarifsiz bir şekikde hoşuna gitmeye başlamıştı. Kıskanç insanlardan sadece Jongin'in gururunu okşamak için söz etmemişti. Bir yerlerde, bir şekilde ve bir sırada Jongin uçuk bilim adamından, 'Yürekyakan' bir adama dönüşmüştü.

İnsan başları gerçekten ona doğru dönüyordu. Bazısı kaçamak, bazısı ise açıkça bakıyordu. Kyungsoo onu tanıştırırken Mag, hatta mutlu bir evlilik sahibi Barbara bile, hafifçe afalladı. Öyle ki, Barbara ve Mag sorularla Kyungsoo'nun üzerine atıldı.

Barbara, " O adamı nereden buldun?" diye sordu. "Dehşet bir şey."

Mag, "Onu güzergahı üzerinde buldu," diye yanıtladı hınzırca. Kollarını belinde kavuşturmuş, kendin anlatsan daha iyi edersin, der gibi Kyungsoo'ya bakıyordu.

"Ne oldu Soo? Hani şu senin bilim adamı hiç de yürek yakmıyordu?"

Kyungsoo kendini savunurcasına, "Sana söyledim," dedi. "Sanırım kendine yeni kıyafetler almış ve artık yakıyor."

Güzel Kurye -KAISOO-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin