📮On İki

1.4K 155 281
                                    

*İyi Okumalar~😊*

Jongin gülümseyerek tenteyi indirdi ve o sırada radyoda istasyon aramakta olan Kyungsoo'ya döndü.

"Nereye gidiyoruz?"

Kyungsoo arkasına yaslanıp yıldızlara baktı. "En sevdiğim yerlerden birine. Ben sana sapacağın yeri söyleyene kadar düz devam et lütfen."

Onun tarifini izleyen Jongin on beş dakika sonra Volkswagen'i küçük bir park yerine soktu. Karşılarındaki minik göl, yüzeyine vuran ay ışığıyla pırıl pırıl parlıyordu.

Kyungsoo, "Gölümü nasıl buldun?" diye sordu.

Jongin, "Çok güzel," dedi ama ilgisini ay ışığı altındaki gölden çok Kyungsoo çekiyordu. Ay ışığı keyfini her yerde yaşayabilirdi ama Kyungsoo ile değil...

Yanındaki adam solgun ışıkta bile bir güneş gibi parlıyordu ve bu parlayan adama bakmak Jongin'in içini hoş ediyordu.

"Bu harika bir şey," diye mırıldandı Kyungsoo. "Kendi cipime o kadar alışmışım ki, sanki başka arabaların çoğunda içim daralır." Jongin'e bakarak gülümsedi. "Ama üstü açık arabalara diyeceğim yok." Başını arkasına tekrar yaslayarak derin bir soluk aldı, ardından iç geçerir gibi bıraktı. "Burası geceleri bana inanılmaz huzur veriyor."

Ona neler yaptığının farkında mıydı acaba? Yoksa bilhassa mı yapıyordu? O iç çekiş. Başını arkaya verirken ortaya çıkan bembeyaz, pürüzsüz boyun...

Jongin onun göğsünün inip kalkışını seyrederken soluklarını hissediyor, kendi soluğu ise tıkanıyordu.

"Buraya sık mı gelirsin?" diye sordu zor çıkan sesiyle. Kyungsoo gözlerini açtı. "İstediğim kadar sık değil. Geceleri burada tek başıma olmak istemem." Sesi dalga geçer gibi bir ifade aldı. "Eli kancalı manyağa yem olabilirim."

Neden bahsettiğini Jongin'in anlamasını bekler gibi bir hali vardı ama Jongin anlamamıştı. "Eli kancalı manyak mı?"

"Eli kancalı manyağı hiç duymadın mı?"

Jongin başını iki yana salladı.

"Anlaşılan çocukken gece yatısı partilerine pek gitmemişsin."

"Hayır, pek gitmedim." Aslında hiç gitmemişti. Öğrenciyken arkadaşlarıyla ara sıra kamp kurmuşlar, spor yapmışlardı ama Jongin daha çok tek başına kendini oyalayan bir çocuk olmuştu. Kitaplarına gömülür, yaşıtlarının yaptığı şeyleri pek yapmazdı. Kyungsoo'nun gece yatısı partisi dediği de, o türden bir şey olmalıydı.

"Bana anlatır mısın?" diye sordu tatlı bir tınıyla.

Kyungsoo'nun ses tonu masal anlatır gibi bir havaya büründü. "Tıpkı böyle bir gecede, bir kızla oğlan, tıpkı bunun gibi bir parka gitmişler. Konuşuyor, radyodan müzik dinliyor ve öpüşüp koklaşıyorlarmış."

Kyungsoo son söylediklerinin öneminin anlaşılması için bir süre sustuktan sonra devam etti. Birden radyodaki müzik yayını kesilmiş ve araya özel bir haber duyurmak için spiker girmiş. Meğer biri, yakınlardaki bir akıl hastanesinden kaçmış ve henüz civarda olduğu tahmin ediliyormuş. Adamın sağ eli yokmuş. Yerine bir kanca takılıymış. Korkunç bir caniymiş. Tehlikeli bir sapık."

Güzel Kurye -KAISOO-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin