Tododeku 19

1.5K 73 69
                                    

Sayamadığım kadar yumruk yemiş, hala ayakta durup savaşmaya çalışıyordum.

Bütün herkes yorgunluktan bitmiş durumdaydı ama onlar ise durmadan çoğalıyor ve saldırıyorlardı.

Etrafım komple boşalınca Shoto'nun yanına koşarak gittim. Mana o'na sarılmış, sıkı sıkı tutuyordu. Hızlıca dizlerimi büktüm ve Mana'nın ellerinden o'nu koparıp kendime çektim. Saçları full yüzüne gelmişti. Acı bir şekilde gülümsedim. Yüzüne hep saçları gelip yapıştığında, yüzü buruşurdu. Şuanda da öyleydi...
Kanı her yerdeydi. "Midoriya!" b-bu Aizawa sensei in sesiydi. Kafamı o'na çevirmemle "Buradan ayrıl ve Todoroki'i hemen hastaneye götür!" bağırmıştı. Kafamla o'nu onayladım.

Shoto'u kucağıma Mana'ı da sırtıma almış son gücümle hastaneye yetişmeye, varmaya çalışıyordum. Shoto'a bakmamam lazım. O iyi. O iyi. Kendimi Shoto'nun iyi olduğuna inandırmaya çalışırken hastaneye varmıştım. Son bir çırpınma ile bağırdım " Birisi, lütfen birisi şuraya baksın!" Doktorlar hemşireler sesimi duyarak koşmaya başlamışlardı. Kafamı o'na çevirdim, derin bir şekilde yutkundum " Y-yüzün bembeyaz o-olmuş ama beni bırakmayacaksın di mi? Daha dün bana sarılıp hep seninle olacağım dedin." Ağlamaya başlamıştım " B-ben ruhunla el ele tutuşamaz, onu öpemez, sarılamaz, kokusunu içine çekemem ki" dişlerimi dudaklarıma geçirdim hani daha yeni başlıyorduk...

Ben bunları söyledikten saniyeler sonra o'nu kucağımdan kopardılar.

İki gün geçmişti hala yoğun bakımdaydı. Mental olarak çökmüş bir şekildeydim ama Mana vardı. Beni elinden geldiğince mutlu etmeye çalışıyordu. " İzukinii-chan, gel şimdi ben seni sallayacam" evet yine o parktaydık. Histerik bir gülüş atmıştım. " Geliyorum Mana" salıncağa oturdum ve derin bir iç çekip gökyüzüne baktım. "Onii-chan!!" arkamı döndüğümde Mana bana sinirli bir şekilde bakıyordu. "Ee ne oldu Mana?" "Hmpf sen çok ağırsın" boşluğuma gelmiş olacakki gülmüştüm. "G-güldün!" gözleri dolmuş bana bakıyordu. Salıncaktan kalktım ve o'na sarıldım. "Ben iyiyim. Endişelenme" kafası göğsümdeyken iki yana salladı "H-hayır değilsin! Yemek yemiyorsun, gülümsemiyorsun sadece sessizce o odada, o sandalyede oturup ağlıyorsun" ne diyeceğimi bilememişti. Sadece o'nun küçük bedenine sarılıp özür dileyebilmiştim.

"Agh!" yere düşmüştüm. "Izukinii-chan!" Mana dizimi göstermişti. N-ne bu bıçak nasıl. "Mana bariyer!" bıçağı yavaşça çıkardım ve üstümdeki gömleği oraya bağladım. Etrafımda yine kimse yoktu. Bu o Villian'dı.

Shoto'nun uyuduğu iki gün boyunca tek bir Villian dışında hepsi yakalanmıştı. Şaka gibi cidden yine burada ve biz mi!? Tek ayağımın üstünde doğruldum ve "Mana geri hastaneye dönüyoruz" dedim. Cebimden telefonu çıkardım ve All Might'ı yazdım. "Geriye kalan tek Villian şuan da hastanenin yanında bulunan parkta. Biz geri Shoto'nun yanına çekiliyoruz"

"Tamamdır" küçük eliyle elimi tutmuş kararlı bir şekilde bana bakıyordu. "Hadi gidelim"

Yavaşça görme yetim yok olmaya başlamıştı. "Mana burada duralım" yere oturdum ve bacağıma bağlı olan gömleğimi çıkardım. Biliyordum. Bıçak zehirliydi.

Nefes alış verişlerim ağırlaşmaya başlamıştı. "M-mana tel-efonumla All Might'ı mes-"....

Kalktığımda Shoto yanımda yatıyordu. Elimle yüzüne dokunmaya çalıştım. "Hmm" yüzü asılmıştı. Bekle bana t-tepki vermişti!? "S-shoto?! S-sen uyanık mısın?!" yavaşça kafasını bana doğru çevirdi ve gözünü aralayıp "I-izuki?" ağlamaya başlamıştım. "S-shoto u-uyan uwahhh!!" telaşlı bir şekilde doğruldu "Ahh!!" yarasını tutmuştu. Sümüklerimi silip o'na sarıldım. Şok olmuş bir şekilde bana bakıyordu. Kendime gelince hemen geri çekildim "Ö-zür dilerim. Canın acıdı mı?" küçük bir tebessüm atmıştı. Kafasını iki yana salladı "Ben fazlasıyla iyiyi-" gözlerini üstümde hissediyordum. "Bacağına noldu!" elimi kafamın arkasına aldım ve güldüm "Mana'yi sallarken bana vuracak diye çok geriye gittim ve düştüm" bana tam olarak ah benim salak çocuğum gibi bakmıştı. "Eee tamam bana bakmayı kessen olur mu?" yine gülümsemişti ama bu öyle değildi "Shoto! Bu halde de mi ayni şeyi düşünüyorsun!" elimden tutum kahkaha attı. Mutlu olmuştum. Uzun bir süre sonra böyle güldüğünü görmüştüm.

Kafasını kendime çektim "B-bekle yeşilim ya başkası ge-" "Böyle konuşması gereken ben değil miyim?" sıcak dudakları yeniden benleydi. İki eliyle kafamı kavradı ve üste çıktı. Diğer elini yüzümden çekti ve boynumdan belime doğru indi.
"Izukinii-chan ben geliyorum" B-bekle Mana mı?! Shoto’u geri itekledim. "Hey?!" bana sinirli bir şekilde bakmıştı. "Noluyor burada?" Mana ikimize anlamsızca bakıyordu. "Ahahah yok bir şey. Sadece Shutu uyandı diye ona sarılıyordum" "Ne Shutu mu?" kafamı eğmiş utançtan ölüyordum. "Pfft" bana gülüyordu. Elimi yumruk yaptım ve yavaşça Shoto’nun göğsüne koydum. "Lutfen3 duymamış gibi yap" "İstediğim bir şeyi yaparsan niye olmasın" şimdi bütün yıl boyunca dal geçilmek mi yoksa istediği bir şeyi yapmak mı? En fazla ne yapabilirki hani "Tamam kabulüm" "Hey banada anlatın ne oluyor!" ikimiz birbirimize baktık ve aynı anda "Anlaşma" deyip güldük. "Şimdi dikkatimi çekti de Mana o elindeki zarflar ne?" eline baktı ve "Haa doğru birileri sizin uyandığınızı fark etti ve bana çıkış için izin belgelerinizi verdi" ne birisi nasıl ne zaman- hayır ya o zamana denk gelmiş olamaz di mi. İşte şimdi utancımdan yerin dibine girecektim. Derin bir nefes aldım "Hadi o zaman evimize gidelim" bana üzülmüş bir şekilde yere bakıyordu "Ş-şey bende gelebilir miyim?" yiaa tipe bak "Tabiki de gelebilirsin" Shoto elimi cimciklemişti. Gzolerimk yavaşça o'na çevirdim ııııı bu kadar sinirlenmemeliydi. Elimi çevirdi ve içine bir sey yazmaya başladı (biz ne zaman devam edeceğiz" kafamı hızlıca o'na çevirdim. "Bekle neden Shutu'ya öyle baktın. O kızdı mı?" bu sefer ben onu cimcikledim "Yok yok tam tersine mutlu oldum" hayatımda gördüğüm en yapay gülüştü. Neyse bunla idare edeceğiz artık.

Güzel insanlar artık oldu bilmem kaçıncı bölüm bunun bir finali olması gerek VE BEN NASIL HAPPY END YAPILIR BİLMİYORUM hani bi yorumlara bir şey yazsanız... Okuduğunuz için teşekkür ederim.

Tododeku♡ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin