Saçma bir smut vardır. Okumak istemeyen lütfen geçsin.
Heyecanla Şişeyi almış, basamakları üçer üçer atlayarak iniyordum. Aşağı vardığımda hemen masaya doğru gittim. "Sho-" bana sessiz olmam için uyarı vermişti. Yüzüm asık bir şekilde yanına gittim. "Şişeyi buldum..." ardından tekrar eski halime dönüp "İlk ben çeviriyorum değil mi?" diye sordum. Yüzünde küçük bir tebessümle "Tamam sen çevir". Aaa doğru ona kuralları anlatmadım. "Shoto ilk önce kuralları anlatmam lazım" yüzü aşılmıştı. Tavana bakarak nesef alıp vermişti "Tamam anlat... Sadece bir şişe oyunu neden kural olsun ki?!" bu tavırları çok tatlıydı aynı mız mız bir bebek gibi. Bekle bu ne boktan bir benzetme. Sözümü geri alıyorum. Boğazımı temizledim "Tamamdır şimdi, ardı ardına en fazla üç kere D veya c diyebilirsin, şişesinin şu içtiğimiz kısmı sorar......" konuşurken yüzüne bakmıştım. Dinlemiyordu zaten. "Shoto dinlesene!" kafasını bana çevirmişti. "B-ben dinliyorum sevgilim" "Off.." "Hadi oyuna geçelim" demişti.
Şişeyi çevirmiştim. Yaşasın ben soruyorum. "D mi C mi?" "D" Ne sorsam ne sorsam. Shoto hakkında ne bilmiyorum? "E hadi sormuyor musun?" "Hey soru bulmak o kadar da kolay değil!" ııı ne sorsam "Eee Shoto neden beni seviyorsun?" anlık da olsa Shoto’nun şaşırmasıyla birlikte sessizlik olmuştu. Belki de bunu sormamalıydım. "Shoto istersen başka bir şeyde sorabilirim" kafasını iki yana sallamıştı. Kafamı yere eğmiş heyecanla bir şeyler demesini bekliyordum. Neden bu kadar heyecanlanmıştım ki? Neyse şuan ki konum bu de- "Sen beni ilk kabul eden kişi oldun. Senin sayende sol tarafımı kabullendim. Ve haklıydın da bu benim özelliğim di başkasının değil. İlk sen bana değer verdin. Sen benim kahramanım, sevdiğim kişi ve sevgilimsin. Seninle şurada oturup oyun oynamak bile benim için her şeyden değerli. Belki dediklerim seni tatmin etmeyebilir ama şunu bilmeni isterim seni çok seviyorum" ne diyeceğimi bilememiştim. Keşke geçmişe dönüp ses kayıt cihazı alsaydım yanıma. Kafam yere dönük şekilde bunları düşünürken Shoto bana bakıyordu. Hafif kızarmıştı. Az sesli bir şekilde güldüm; gözlerimi gözlerine çevirdim "Bende seni çok seviyorum". Masanın üstünden uzandım ve yanağına bir öpücük kondurdum "Oyuna devam edelim mi?" anlık duraksasa da "Olur" dedi.
Şişeyi bu sefer Shoto çevirmişti. Bana soruyor. "D mi c-" "D" galiba fazla heyecan yapmıştım. Gülerek "Peki o zaman, sen niye beni seviyorsun?" ups boku yedim. "Şimdi ben senin gibi şekilli şukullu laflar edemem ama şöyle başladı; Seni ilk gördüğüm de gücüne hayran kalmıştım ve seninle konuşmak istemiştim. Fakat eski okulumdan dolayı çok insanlarla konuşabilen bir insan değildim. Sen kimseye merhaba dememiş bende sana merhaba diyememiştim. " derin bir nesef aldım" Sabahları aynı otobüse biniyor, aynı okula gidiyor ve geri evlerimize aynı otobüste dönüyorduk. Zaman geçtikçe seninle konuşma isteğim artarken beni sevmeme düşüncesi de aklımı işgal etmeye başlamıştı. Beraber spor festivalinde yarıştığımızda tek bana sol tarafını kullanmıştım. Salakça da olsa bu beni özel hossettirmişti. " küçük bir şekilde kıkırdamıştım" Zaten sonra ikili gruplar halinde takım savaşları yapıldı. Seninle buluştum ve konuştum ardından da savaşta beni korumak için her şeyini ortaya koydun. Bunların hepsi zaten sana sırılsıklam aşık olmama sebep olmuştu. "bekle ben ne dedim az önce! Hemen öksürdüm ve Shoto’ya baktım. Kıpkırmızı olmuştu. Yanıma yaklaştı ve beni öptü.
Bekle ben nasıl yerdeyim şuan da?! Shoto beni öptükten sonra kafamın arkasından tutarak yere indirmişti."S-shoto! " ona kızmam ile bana bakmıştı "Ama ateşle oynayan sensin" der demez yine dudaklarıma yapışmıştı. Ağzımı aralamış kendine yer buluyordu. Diğer yandan da eli ile belimi kavramış, karnımı okşuyordu. Buna bir son vermeliydik. Elim ile Shoto’yu geriye ittim "Ee S-shoto ben en iyisi duşa giriyim, yarın okul var nede olsa zaten. Hem saat de geç olmuş" bunları derken yavaşça Shoto’nun ellerinden kurtulmuş ayağı kalkmıştım. Diliyle dudağını yalamış "Haklısın duşa girelim" nE?! Hayır hayır burada kesinlikle yanlış anlaşılma var. "İlk sen mi gireceksin duşa?" kaşları çatılmıştı "Ne sırası?" Eee olaylar boka mı sarıyor yoksa ben mi yanlış anlıyorum. Öksürerek "Eee nasıl duşa beraber gireceğiz ki?" hay ben beynimi... Hayır desene direk bu ne böyle. "Sırtını yıkarım sende benimki ni yıkarsın,olmaz mı?" o kadar da kötü değildi. "Tamamm....?"
![](https://img.wattpad.com/cover/170229849-288-k609480.jpg)