Shoto’nun alarmı ile uyanmış yavaşça gözlerimi aralıyordum. Gerinerek yatakta doğruldum ve arkama baktım. Shoto çoktan uyanmıştı. Yatakta olmadığını görünce sinirlendim ve ayağı kalkıp kapıya doğru yürüdüm "Oww!" belimi tutuyordum. Sen şaka yapıyor olmalısın ya.. Masaya tutundum ve derin bir nefes aldım. Aklıma dün gece gelmişti. Ben ne bok yemiştim. Geri yatağa oturdum ve saate baktım.
8.30. Oha baya erken kalmışım. Bekle bugün pazartesi değil mi?! Boku yedim. Üstümü değiştirmek için geri ayağı kalktım ve üstüme baktım. Ben nasıl pijama giyiyorum şuan da? Hayır ya.. Elimle alınıma vurmuştum. Daha fazla vakit kaybedemezdim. Belimi tutarak odama gidip üstümü değiştirdim.(Bel tutma kısmını yazmasaydım olmazdı;içimde kaldırdı alkxsnfnsm)
Seri adımlarla aşağı inmiş Shoto’ya bağırdım "Shoto ne yapıyorsun okula geç kalacağız!" Bana cevap vermemişti. Kendi kendime söylenerek mutfağa gitmiştim. Kapıyı açtığımda wtf bu ne? Yüzüm kızarmıştı "S-shoto sen n-ne yapıyorsun?!" daha dün onunla bütün yolu gitmemize rağmen onu böyle görünce utanmış ve yere bakmaya başlamıştım. Tamam belki ara sıra yukarı kayıyor olabilir gözlerim, ama şuan ki konu bu değil! Kafamı iki yana salladım ve Shoto’nun sadece yüzüne odaklamaya çalışarak" S-shoto hemen üstüne bir şey giy okula geç kaldık! " Bana bakıp gülümsemişti." Günaydın sevgilim" neden bu kadar sakin konuşuyordu? Aizawa sensei geç kalsak içimizden geçerdi bunu o da bende biliyoruz, yani di mi? Sağ eli ile yemek yaparken sol elini bana uzattı "Gelsene sana günaydın öpücüğü veriyim" istemsizce elini tuttum ve beni kendine çekmesine izin verdim. Salak Midoriya ne hemen kanıyorsun. "Günaydın Yeşilim" yüzümü kendine çevirip öpmüştü. Sadece yüzüne bakıyordum, biz ne yapıyorduk? "Bana günaydın yok mu?" bebekler gibi suratını aşmıştı. Galiba onu hiçbir türlü yenemezdim. Gülerek iç çektim ve "Günaydın" dedim.
"Ee Shoto annenler bir şey demesin evde böyle dolaşmana?" anlık olarak kendi üstüne baktı ve sonra bana sırıtarak "Neden ki?" dedi. Masaya oturmuş o'nun dışında her yere bakıyordum. Gözlerini hala üstümde hissediyordum. "Bir şey mi istiyorsun Shoto?" normal bir tebessümle "Bu halde okula gidebilecek misin?" demişti. Lanet. Yine dün gece aklımda canlanmıştı. Hızlıca masadan kalktım ve zıpladım "B-bak bende bir sıkıntı y-" mal Midoriya... Tam yere düşerken Shoto beni tutmuştu. "Evet evet çok iyisin." beni kucağına almış salona götürüp koltuğa bırakmıştı. "Zorlama kendini. Zaten iyi olsan bile başkaları görür onları. Onları sadece ben görebilirim " deyip işaret parmağını dudağına dayayıp güldü. Ne? Bu sefer anlamamıştım. Sadece ben görebilirim? "Shoto sen neden bahsediyorsun?" şaşkın bir yüz ifadesi ile bana baktı ve "Sen aynaya bakmadan mı giyindin?" kafamı yana eğmiş "Evet, ne oldu ki?" geri yanıma geldi kravatımı çıkardı. Yavaşça düğmeleri açmaya başlamıştı. "S-shoto!" nE! Bundan mı bahsediyordu. Eli ile göğsüme bıraktığı izlere dokundu. "Bunlar senin aynaya bakmadan görebileceklerin" demesiyle eli göğsümden boynuma kaydı "Ah!" "Bunlarda senin değil başkalarının görebilecekleri"
Boyunumu öpmeye başlamıştı. Ellerimle geriye itekledim. "Eee hadi yemek yiyelim ben çok açım" demiş ve Shoto’nun bedeninden kaçmıştım. "Shoto şimdi biz okula gitmeyecek miyiz?" mutlu bir ses tonuyla "Evet Yeşilim" Nasıl izin almıştı bilmiyorum ama mutlu bir şekilde yukarı çıkamaya başladım "Ben pijamalarımı giyip geliyorum. Sana da şort getiriyorum" Üstümü değiştirmeye başlamıştım tişörtümü çıkarmış aynaya bakıyordum. Yüzüm yine kıpkırmızı olmuştu. Derin bir nefes aldım ve kafamı yukarı kaldırıp giyindim. Bugün galiba hiç geçmeyecek..
Masaya oturmuş tabağıma gözlerim parıldayarak bakıyordum. Kafamı hızlıca Shoto’ya kaldırdım ve "Shoto pankek yapmışsın!!" Bana şaşırarak bakmıştı "E-evet. Neden beğenm-" "Sen gördüğüm en iyi sevgilisin. Seni çok seviyorum." demiş ve hemen yemeğe gömülmüştüm. Ağzım tıka basa dolunca kafamı kaldırdım ve o'na baktım. nE! Kızarmıştı.. "Shoto iyi misin?" Bana baktı ve çatalı elindeyken yüzünü kapadı (neden çatal kullanıyordu ki?) "E yok bir şey sen yemeğini ye." bir şey anlamadan "Tamam" deyip geri yemeğe gömülmüştüm. Kafayı yiyecem aşırı güzel. Sen sadece bir pankeksin kendine gel! Pankeke sinirli gibi bakarken "Bir şey mi oldu neden yemeği bıraktın?" elimi kafamın gerisine aldım ve "Ha ha ha yok öylesine anlık dalmışım" "Hadi o zaman dalma ve bitir" neden böyle söylemişti ki?
Yemeği bitirmiş masayı topluyorduk. Sabah kahvaltıyı o hazırladığından "Bulaşıkları ben toplarım" dedim ve o'nun da salona geçmesini istedim. Kafamı yere doğru çevirdim ve ahh karı-koca gibi. Saçmalama! Tabağı yere düşürüp kırmıştım. Fck!!. Shoto koşarak yanıma gelmişti. "Izuki, iyi misin!!" Elim ayağıma girmiş bir şekilde "B-ben iyiyim. Gelme buraya cam batmasın" beni dinlememiş ve yanıma gelip elime bakmıştı. İki dakikadır olduğumuz yerde elime bakıyordu. Yoktu bir şey ne gereksiz telaş yapıyordu "Shoto?" kafasını elimden kaldırıp bana baktı "Efendim acıdı mı?" kafamı yana doğru sallayıp "Hayır sadece mikroskoba ihtiyacın olup olmadığını soracaktım" elimi bırakmış bana dik dik bakıyordu "Ha ha ha ben burada sana bir şey oldu mu diye telaşlanıyım senin dediğin şeye bak" ellerini tutup gülmüştüm. "Tamam bence bu kadar bulaşık yıkamak yeter. Sence?" kafamla oynaylamıştım. Beni yine kucağına almıştı bu pozisyonu sevmiyorum!! Salona gidiyorduk pofff. Telefonunu masaya bıraktı ve salondan çıktı. Bekle neden yukarı çıkıyoruz yeniden!!
Umm merhaba güzel insanlar
/(°>°) / Ee wd yi silmiştim ve şimdi yeniden yükledim. Yorumlara baktım ve herkes 11.bölümü çok sevmiş lafmksnfksmfkwksms bir kaç kişide devam gelsin demiş. Baya gecikti yb özür dilerim. Hikayeyi unuttuğumdan pek yazamadım İnş beğenmişsindir...
![](https://img.wattpad.com/cover/170229849-288-k609480.jpg)