on beş

37 8 22
                                        

"Şimdi muhtemelen yeni birine aşık oluyorsun,

Tüm bunlar yüzünden seni suçluyorum."

*

"Bak elini böyle tokalaşıyor gibi kenetliyorsun. Bahsedilen bağ tam şurada, baş parmağının elinle birleştiği noktada. Özel bir bağ olduğunu söylüyorlar işte, sadece aptal bir makaleydi. Doğru olup olmadığını bilemeyiz."

"Ama olabilir, öyle değil mi? Lütfen bir daha anlat."

Viktor'u gösterdim. "Örneğin geçen gün Viktor biraz hasta gibiydi. Enerjisi düşüktü, keyfi yerinde değildi. Ellerimizi birbirine bağlayıp bir işe yaramasını umdum. İki kişi arasında muhabbeti sevgiyi geliştirmeye falan da yarıyor, böylece karşıdaki kişide senden elektrik alabiliyor."

Albina ellerimizi birleştirip baş parmağını elime bastırdı. Gülüp göz devirdim. Bu öylece elektriklendiğin, ürperdiğin bir olay değildi. Sadece kalben birine daha yakın hissetmek, ondan enerji almak için yapılan bir şeydi ve doğru olup olmadığını bile bilmiyordum. Makaleyi nereden görüp okuduğum hatırımda değildi ve birkaç kez bunu denemiş olmama rağmen grupta bu kadar ses getireceğini tahmin edememiştim.

Okuldan önceki gecelerimizi iyi değerlendirmek için hep beraber barda buluşmuştuk. Dex ve Alex çalıştıkları için aramıza katılamıyorlardı ama arada servis için geldiklerinde onları çekip birkaç dakika muhabbete tutuyorduk. Bugün farklı olarak aramıza Sasha'da katılmıştı. Sevgilisiyle kavga ettiği için depresifti, sürekli Goethe'den alıntı yapıyordu ve ben elini kavrayıp bırakmadığım da birden ortaya bu muhabbet atılmıştı.

Sasha elini kalbine koydu. "Gerçekten bir şeyler hissettim galiba."

Albina'da ona katıldı. "Tüm tüylerim diken diken oldu."

İkisi dışında bu olayı ciddi alan yoktu, hepimiz tepkilerine kahkahayla gülüyorduk. Feliks başını masaya yatırmış yine gülerken bir yerleri dağıtıyordu. Kafamı iki yana sallayıp güldükten sonra onlara döndüm. "Çocuklar, bu öyle bir şey değil. Yani öyle olsa bile hissedemezsiniz ki."

"Ama düşünsene, biriyle tanıştığımızda ya da karşılaştığımızda neden tokalaşıyoruz? Bunun kaynağını aranızda araştıran ya da duyan oldu mu? Demek ki aslı var ki sebebini bilmeden bile bu hareketi yapıyormuşuz."

"Mantıklı ama ne bileyim, psikolojik olduğuna inanıyorum."

Feliks ciddiyetle başını salladı. "Birini sevebileceğinize inanarak bir bardak su içseniz o bile iksir gibi gelir. Her şey kafada bitiyor."

Viktor boş içki bardaklarını alıp bankoya gitti. Hala muhabbet onu güldürüyordu. Böyle şeylere inanan biri olduğunu sanmıyordum. Bizde inanmazdık ama denemekten, yapmaya devam etmekten bir zarar gelmeyeceğini düşünürdük. Oysa o hayatında ki gereksiz şeyleri çıkarmakta o kadar ustaydı ki küçük bir harekete bile düşman olabiliyordu.

Bunları onu çok iyi tanıdığım ya da çok uzun süredir onunla olduğum için söylemiyordum. Viktor çok karmaşık bir adam olmasıyla beraber çok da netti. Feliks dümdüz bir adamken bile onun ne hissettiğinin, ne düşündüğünün üzerinde kafa yormak zorundaydım. Ancak Viktor beni böyle bir durumda bırakmıyor, kendi özel hayatına girmediğimiz sürece bize her şeyin cevabını açıkça veriyordu.

Batıl inançlar, fazla insan, kendi hakkındaki sorular... Bunların hepsi onun duvarlarının dışında kalıyordu. Nihayetinde inançların ona bir şey kazandırmayacağını, fazla insanın hep sorun çıkardığını ve cevap vermeyeceği soruları dinlerken zaman kaybettiğini biliyordu.

Fernweh #1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin