7.BÖLÜM - Sİ ORTAKLIĞI

8.7K 838 120
                                    

Bu da kadınlar günü hediye olsun...
SİZ KADINLAR, BİR GÜN DEĞİL HER GÜN ÖZELSİNİZ. DEĞERİNİZİ TEK BİR GÜNE SIĞDIRMAYIN!
Kadınlar gününüz kutlu olsun...

----------------------------
“Biz buradan çıkıp, parka gideceğiz. Sen de bizimle gelmek ister misin?”
Kıza yemek yediren Sertaç birden başını kaldırdı. “Şey, işim var. Geç bile kaldım sayılır.”
Sevda o işi deli gibi merak etse de üstelemedi ama Eylül annesi ile aynı fikirde değildi.

“Ama ben çok güzel kayıyoyum. Beni izlemek istemez misin? Annem tek başına alkışlayınca çok ses çıkmıyooo.”
Sertaç kıza bakınca yeniden gülümsedi, “Belki başka zaman, olur mu?”
Kız somurtunca, Sertaç dayanamadı. “Çarşamba gününe ne dersin?”

Eylül ellerini çırpıp, “Yaşasın, söz mü?” diye sordu sevinçle.
“Söz.” Sonra Sevda’ya baktı, “Tabi senin için bir sakıncası yoksa.”
“Hiçbir sakıncası yok. Mutlu oluruz,” diyerek adama gülümsedi.
“Akşam sahnem var. Bir de bir görüşmem olacak. Erken gitmem lazım.”
“Anladım.”

Sertaç kafasını kaşıdı, Sevda bir şey soracağını anladı. Ne zaman sıkıntılı bir soru soracak olsa kafasını kaşırdı.
“Akşam gelecek misin?”
“Beni açıkça kovduğun mekana mı? Tabiki hayır.”

Serhat’ın bakışlarındaki pişmanlık pırıltılarını görünce kendinden yeniden nefret etti Sevda. Kendisinin mahcup olması lazım, adamın değil.
“Bak özür diledim. Gerçekten... Yani... Of Sevda yeniden özür dilerim.”
“Tamam gelmeye çalışırım.”
“Eylül’ü nerede bırakıyorsun?”

“Bakıcımız var. Akşam yemeğini yedirip, yatırıyorum, sonra çıkıyorum.”
“Peki, akşam görüşürüz o zaman.”
“Görüşürüz.” Eylül’ü öptükten sonra, kalkıp mekandan ayrıldı. Ama içindeki şeyi anlayamıyordu. Sanki demin...

“Saçmalama Sertaç, sakın böyle bir şey yapma! Ne o senin karın ne de o kız senin kızın! O kadın seni yıkan bir geçmiş sadece.” ceketini giyip, arabasına atladı ve hızla uzaklaştı.

***

İnci önündeki kağıda imza attığında Kuzey her iki tarafa da “Hayırlı olsun,” dedi.
“Sağol kuzen,” diyerek omzuna vurdu Sertaç. Sonra da İnci’ye elini uzattı, “Hoşgeldin ortak.”
“Hoşbuldum ortak.”

“Şimdi programı sana kısaca anlatayım. Ben bekar olduğum için Cuma, Cumartesi, Pazar ve Salı günleri benim programım oluyor. Senin uygun olduğun zamanlara göre değiştirebiliriz bunu. Diğer günlerde yerel bir iki grupla anlaştım, onlar sahne alıyor. Yani her gece canlı müzik oluyor.”

“Üç haftasonu olmaz canım, hele cumartesi hiç olmaz. O gün biz sabaha-” İnci adamın ayağına vurunca, “Yani sabah erken kalkıyoruz. Pazar sabahı yani.”

Sertaç güldü, “Tamam, sıkıntı olmaz. Sana uydururum ben günleri.”
“Peki mekanın adı? Hala söylemedin. Girdiğimizde tabela kaldırılmıştı.”
“Şimdiye asılmıştır yenisi, bakalım mı?”

Hep birlikte yerlerinden kalkıp, kapıya gittiler, mekanın yeni ismini gören İnci “Ay harika olmuş,” dedi ellerini çırparak.
Sİ notasının simgesinin yanında BAR yazıyordu. Yani Sİ-BAR olarak mekanın adını değiştirmişti Sertaç. Kendi ile İnci’nin baş harfini kullanmıştı.

Kuzey ise bambaşka bir dünyadaydı. Tamam karısının hayaliydi sahne, bu yüzden de zaten karşı çıkmamıştı. Üstelik artık mekanın yarısının sahibiydi. Bir nevi kendi mekanında çalışmak gibi bir şeydi. Sonuçta kendi de kendi şirketinde çalışıyordu. Evet aynısıydı işte bu da. Hem sahne alacağı kişiler en yakın dostları ile kuzenleri sayılırdı. Sertaç sarışın da değildi zaten. Serdar olsa sıkıntıydı, o tam bir sarı ördekti. Evet evet Sertaç sıkıntı değildi. Bir an düşündü... Düşündü... Kimi kandırıyordu Allah aşkına, deli gibi kıskanıyordu işte.

NAZ'LI SEVDA'M - Aşkın Çocukları Serisi II - FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin