23.BÖLÜM - HESAP SEANSI

9K 813 228
                                    

Hadi bakalım neler olmuş neler bitmiş =)

Cennet’le Naz duydukları sesle aynı anda bıraktılar adamların ellerini.
“Zehra! Zehra gördün mü kızımız o adamın elini tutuyordu?”
Zehra yutkundu, “Yok ben görmedim bir şey,” diye hızlıca konuşup, Yağmur’a döndü. “Sen gördün mü?”

Yağmur Ateş’in gözlerini kısıp, Onur’a bakışını görünce, başını sağa sola salladı. “Yok, bende Cennet’le Onur’un elele tutuştuğunu görmedim.”
Mirza hızla gitti yanlarına, kızının elini alıp incelemeye başladı. “Tutuyordu Zehra, gözümle gördüm.” Kızını çekip arkasına sakladı.
“Şey Mirza amca...”

“Amca deme, bey de! Amca baba yarısıdır. Sen bey de, aradaki mesafe baki kalsın.”
Cem kahkaha atarak izliyordu. “Ne oldu Ateş, senin Cennet’teki meyve gitti. Adem geldi ham yaptı.”
“Cem sen sus, hırsımı senden çıkarmayım!” kızına yaklaştı, “Ne oluyor burada?”

“Asıl siz nereden geldiniz buraya? Lan İstanbul’da mekan mı kalmadı?”
Eyşan ile Yağız arkadan geldiklerinde, “Aa neler oluyor burada?” diyerek etrafa bakındılar. “Herkes burada valla.”
Serdar tek eli ile yüzünü kapattı, “Siz neyinize geldiniz?”

Cem sırıttı. “Ya ben onları kahvaltıya çağırdım da bunlar sürpriz yumurtadan çıktılar,” derken gençleri gösterdi.
Serdar etrafı dehşetle izleyen Lila’ya yalancı bir sırıtma ile baktı. “Şey, korkma. Bunların hepsi ailem değil. Tanımam etmem. Benim annem, babam, iki kardeşim, bir yengem, bir de yeğenim var. O kadarız biz.”

Ecrin kaşlarını çattı, “Nankör!” diye mırıldandı.
Serdar kadına eğildi, “Korkuyor Ecrin teyze ya, kaçsın mı ilk günden?” diye inleyerek konuştu. “Of ya!”

İlker ile Onur şanslarına tükürmekle meşguldü. “Of Cem abi yaktın bizi!”
“Ben ne bileyim oğlum sizin geleceğinizi? Ailecek kahvaltı edelim dedim.”
Serdar Cem’e eğildi, “He ailecek boku yediler şimdi Cem abi. Oldu mu?”
Cem hala sırıtıyordu, “Çaylar da benden, hadi oturun.”

“Başlatma çayına!” dedi Mirza, sonra Naz’ı tutup, “Eve gidiyoruz!” diye son sözünü söyledi (!)
“Bırakmam!” diyerek araya girdi İlker. Zehra ona kaş göz işareti yapsa da İlker’in gözü bir tek Naz’daydı. “Bırakmam ben onu Mirza amca.”

“Bak hala amca diyor! İtalya defteri de kapandı Naz hanım!”
“Vallahi de kapatmam baba!” diyerek çocuk gibi mızıldandı.
Ateş de kendi kızını çekti. “Seninle evde konuşacağız Cennet hanım!” sonra Onur’a baktı, “Sen de delikanlı, kızımdan uzak dur.”

“Banane ya. İlker’le anlaştık biz.”
Mirza birden oğluna döndü, “Lan, ben vermeden kızı sen kime ne veriyorsun? Anlaşmışlarmış. İş yapıyoruz sanki burada.”
“Baba sus ya! Cennet gidiyor!”

“Susarsam da kızım gidecek.”
Cem gayet ciddi bir şekilde Mirza’ya hitaben konuştu, “Valla dostum onları altın kafese koy, yine de ‘kocam da kocam’ diye tutturuyorlar. Sen istediğin kadar ‘gitme’ de. Bir bakmışsın birgün cibilliyetsizin birileri kapında halay çekip, sana torun müjdesi veriyorlar.”

“Ben o halay başının başını kopartmasını bilirim!”
“Ben uyarımı yapayım da. İnsanlık görevim sonuçta. Evlenmeden önce korunma yöntemlerini öğretmek şart bence.” Sonra karısına baktı, “Okullarda artık veriyorlar eğitim gerçi. Bizim damatlar bir eğitimsiz, cahil çıktılar,” dedi suratını büzerek.

Ecrin onun ayağına vurdu, “Cem sus artık!”
“Ne Cem sus ne? İlk kez sülalem rahat. Bırak da geçmişin hırsını dökeyim Ecrin. İçimde kalmış demek ki! İçimde kalsın, şişsin, sonra da hasta mı olayım?”

NAZ'LI SEVDA'M - Aşkın Çocukları Serisi II - FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin