8. BÖLÜM: "İNTİKAM"

41.2K 1.4K 62
                                    

Merhabalar güzellleriiim!

Bu bölümü @icakebuse 'ye ithaf ediyorum. Şuan ki kapağımız onun ellerinden çıktı. Benim için harika bir sürpriz oldu. Sizce de çok iyi değil mi? Tekrar teşekkürler canısı!

Bölüme sınırlandırma koymak istemiyorum ama +120 vote +50 yorum hiçte fena olmaz. Beğenmeseniz bile lütfen bunları dile getirin. Tabii bir saygı çerçevesi içerisinde.

Multide şarkı ve Mine var. Müziğimizi açmadan başlamayın deriiim. Keyifli okumalar. Öpüldünüz.

 İçimde sonu gelmeyen kargaşayı bastırmak için düşüncelerimin üzerine abanmaya başladım. Onları ayaklarımın altında kül edip yok etmek istedim. Az önceki düşünceler bana ait değildi. Ben bu değildim. Mine Doğan sevdiklerinin canını yakan bir adam için iyi duygular beslemezdi. Beni değiştirdiğini düşününce bile tüylerim diken diken oluyordu.

"Filmi izlemeyi düşünüyor musun?" dedi Demir meraklı bakışlarıyla beni süzerken. Onun şu bakışlarının üzerine asit dökmek istiyordum.

"Vazgeçtim ben, izlemeyeceğim." Küçük bir çocuk gibi dudaklarını büktü. Kokumdan vazgeçemeyeceğini söylemişti. Eğer kendini bir milim daha bana yaklaştırsaydı öpüşmüş olacaktık. Ama o benimle arasına bir bariyer örmüştü ve sadece aklımda tilki gibi dolaşan sözleri söylemişti. Amacı öpüşmekten daha fazlasıydı.

Öpüşmenin ne demek olduğunu bile bilmiyordum. Anıl sadece bir kere küçücük bir dokunuşla dudaklarımı öpmüştü. Sonra da bir hafta yüzüne bakamamıştım, o da beni görünce kaçacak gibi oluyordu. Ne olursa olsun ilk öpücüğüm ona aitti. Sadece öpücüğüm değil her şeyim Anıl'a aitti. İçimdeki kaltak Mine ne kadar safir mavisi diye kendini parçalasa da ben Anıl'ı seviyordum. Hep sevecektim.

"Sen bilirsin. Git yat o zaman." dedi. Dakikalar önce burun buruna olan biz değilmişiz gibi davranıyordu. Demir'i artık çözmeyi bırakmıştım. Daha onun hakkında bilmediğim o kadar çok şey vardı ki. Mesela; yaptığı yasadışı işler sokak dövüşleri haricinde neydi? Anıl'ın uyarısı tam da bu nokta içindi.

"Uykum yok. Hem sana bir şey söylemem lazım." Yüzünü bana bile çevirmeden "Söyle." dedi.

"Nida'nın hastane masraflarını biri karşıladı." dedim konuyu saçma bir yerden alarak. Öyle mi sorulur Mine?

"İyi çok güzel. Hayırlı olsun mu demem lazım?" dedi kumandayı alıp dudağına bastırarak. Beni zerre kadar umursamıyordu. Ve bilmemezlikten geliyordu.

"Senin ödediğini biliyorum." dedim bedenimi tamamen ona çevirerek. Ellerimi önümde birleştirmiş babasından harçlık isteyecekmiş gibi duran bir kız çocuğuydum resmen. Sürekli kendimi çocuklara benzetmem de onun beni bu şekilde görmesinden kaynaklanıyordu.

"Ben bir şey ödemedim." Hala yüzüme bakmıyordu. Canımın acısını bir kenara bırakıp ona yaklaştım.

"Ödeme sizin holdingten yapılmış. Biliyorum işte." dedim inatla. Kumandayı koltuğa bıraktı ve gözünün ucuyla bana baktı. "Mine, ben para falan ödemedim diyorum."

Kaşlarımı çatmıştım. Ondan başkası ödemezdi ki, kim nereden bilecekti? "Emin misin?" dedim.

"Ne saçma bir soru bu. Eminim tabiki. Ben ödemedim." Kafam iyice karışmıştı. Demir de şimdi kaşlarını çatmıştı. Onunda kafası karışmış olmalıydı.

"Bizim holdingten yapıldığına emin misin?" dedi ayağa kalkarken. Kumandayı aldı ve filmi durdurdu. Cebindeki telefonu çıkarıp yüzüme bakmaya başladı.

SAFİR VE KEHRİBAR (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin