8- MASUMİYET NEDİR

179 33 232
                                    


***

Yoksa siz sabahları kuş seslerinin ılık rüzgara karışıp açık kalmış pencereden içeri sızıp teninize ulaşmasıyla mı uyanıyorsunuz?

"AAhh. Bu pencereyi kim açtı. Neden sabah sabah bir çatışma yapılır ki?" Silah seslerini korkunç bir alarma benzetmiştim. Buda güzel bir uyku çekmemi engellemişti. Ama uyanmamakta direniyordum.

Aklıma dün akşam yaşananlar doluşmuştu. Bir insanın can çekişmelerini engellemek için yapmam gerekeni yapmıştım. Bu gerçekten benim için çok zordu.  Sonra aklıma Adam'ın şok olmuş ifadesi geldi. O da benden beklemiyordu. Ondan sonra da pek konuşmamıştık. 

Wilson Wood'la olan görevim için telefona bakmam gerekirdi. Sürekli uçuşta olamazdım. Arada telefonu açmam gerekirdi. Aslında herhangi bir şey yazacağını da düşünmüyordum. 

***

"Hey melisa." 

Bu eric'in sesiydi odaya girdikten sonra kapıyı peşinden kapatmıştı. Uyuyor numarası yaparsam belki giderdi. Düzgün bir şekilde uyuyamamıştım. 

Neden bir insanı uyurken sarsarsın ki? Artık uyanmam için beni sarsıyordu. 

"Off Eric. Eğer uyanmıyor isem bunun anlamı uyanmak istememem olabilir mi? Hiç düşündün mü?"

"Melisa hanım, İsterseniz bide kahvaltınızı getireyim? Kendinizi tatilde mi sandınız?" İğneleyici konuşmalara başlamıştı.

"Biliyor musun keyfimi sen bile bozamayacaksın."  sesime gururlu ve kendinden emin bir ton katmıştım. Sonra devam ettim. "Dün artık emin oldum. Adam Hunt %90 masum. Bu görevi başardık."

 Tabi ki okulda  öğrendiğimiz bir bilgi varsa o da asla hiç bir şeyden %100 emin olamazsın.

"Hadi ama nasıl emin olabilirsin? Biraz daha zaman geçirmek gerek." Eric benim her şeyi bu kadar çabuk kabullenmemden rahatsız olmuştu.

"Tabi kide ama şuan her şey çok yerinde gözüküyor."  Eric'in üzerinde ki huzursuzluğun gitmesi için ciddi bir ifade takındım.'

Zorla odadan çıkardığım Eric'in ardından dolabın orada ki çantamın yanına gittim. Çantanın gizli bir bölmesi vardı. Oradan telefonu çıkarıp açtım. Açmamla peş peşe mesaj sesi gelmesi beni şaşırtmıştı. 

**

'Nasılsın Audrey? Tatili biraz kısa kestim. Eve dönüyorum.'

'Hem düşündüm de sana verdiğim şu eğitim sözünü yerine getirebilirim.'

'Hala uçuşta olamazsın.'

**

Yok artık. Bu eğitim için ona yalvarırım diye düşünüyordum. Bunu kendisinin söylemesini beklememiştim. Telefonun ekranına bakarken tekrar bir mesaj gelmişti.

**

'İznim bitmeden eğitim verebilirim. Yarından sonra şansını kaybedebilirsin;) '

**

Neden her şeyi bu kadar sıkıştırmam gerekiyordu ki?  İki ayağımı bir pabuca sokuyorlardı. Babam olsa böyle söylerdi. Onun bu deyimi söylemesi komiğime giderdi.

' Belki bir planım var? Böyle bir iyilik mi olur Wilson. Kendimi ayarlamaya çalışacağım.'

Neyse sinirlenmeyeceğim. Çünkü her şey benim için çok kolay ilerliyordu. Hiç bir sorunumuz yoktu. Bu da beni çok mutlu etmişti. 

ADSIZ AJANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin