14-TUZAK

116 14 16
                                    


Düşün....Düşün...

Ne yapacaktım şimdi.. Zaman azalırken sesler artıyordu.

Kapıdan içeri girememeleri gerekiyordu. Oyalamak için bir kaç masa koymayı düşündüm. Fakat bu ceset masaları kapının önüne koymazdı. Kimse kendine böyle bir tuzak hazırlamazdı.

Düşün... Bir plan bulunmalı idi.

Sonra aklıma gelenle hızla cesedin yanına yürüdüm. Kafasına döktüğüm mazottan dolayı tüm vücudu hızla alev almış olsa da henüz ayaklarına ulaşmamıştı. O yüzden ayaklarından çekip sürümeye başladım. Sıcak alev suratımı yalarken kendimi olabildiğince geride tutmaya özen gösteriyordum. Vücudundan çıkan ateşin sıcaklığı beni dayanamayacak seviyeye getirmişti

Sonunda cesedi kapının tam önüne uzunca serdim. Geldiğim zaman kapı kilitli idi. Anahtar buralarda olmalı. Fakat ceplerine bakamazdım. Alev çoktan sarmıştı ceplerini.

Sesler artık yaklaşmıştı.

Hızla çekmeceleri kontrol etmeye gittiğimde masanın üzerinde olduğunu gördüm. Kapıyı hızlıca kilitledim.

Kapıyı açmak için zorlamaya başlamışlardı.

Cama çok yaklaşmadan aşağıyı kontrol ettiğimde herkes yavaş yavaş burayı terk ediyordu. Adam Hunt ise öylece durmuş etrafını inceliyordu. En son o ayrılmıştı.

Kapıyı kırmaya çalışırcasına vuruyorlardı. "Gidin ve bir kaç alet getirin. Şu kapıyı hemen açalım." Gür sesli biri diğerlerine emirler yağdırıyordu.

Kapıya yakın olan taraftan da bir kabloyu koparıp artı ve eksi uçlarını birleştirdim. Böylece kablo saniyeler içinde alev almıştı. İki taraftan birden ateş çıkması ateşin daha hızlı yayılmasına sebep olacaktı. Ayrıca yerde yatan adamın ölümünün çok basit olduğunu düşünmemeleri gerekir. Herhangi bir şüphe duymamalılardı ki üstüne daha da gitmesinler. Kusursuz gözükmeli idi.

Kısa sürede bir duvar alev almıştı.

Birileri aletlerini getirmiş olmalı ki şimdi kapının dışından makine sesi geliyordu.

Hızla cama yöneldim. Artık aşağıda kimse kalmamıştı. Aşağısı biraz uzaktı. Fakat atlamaktan başka çarem yoktu. Kendimi aşağıya ellerimle sarkıttım. Sadece parmaklarım kalana dek. Sonra kendimi bıraktım. Düşüşümü olabildiğince hafif yaparak dizlerimi büktüm. Sadece zemine elim biraz sürmüştü.

Hızla dış kapıdan çıktığım da hiç araç kalmamıştı.

Herkes çoktan ayrılmıştı.

Durup sessizliği dinlediğimde henüz uzaklaşmakta olan aracın sesini duydum.

Sesin geldiği noktayı tanımladıktan sonra hızla arabayı bıraktığım yere koştum. Her ne kadar herkes bir yangınla uğraşıyor olsa da duvar kenarlarından gitmeye dikkat ediyordum.

Hızla bindiğim arabadan sesi duyduğum yöne ilerledim. Bu Adam Hunt olmalı idi. Çünkü buradan en son ayrılan oydu.

Hızla ilerlerken bir yandan sokak aralarında onun bindiği siyah arabayı arıyordum.

Bir anda ara sokaklardan birinde arabasını görünce ani fren yapıp geri döndüm. Aynı şekilde onu takip etmeye başladım.

Bir süre öylece ilerlemiştik.

Mazot göstergesine baktığımda oldukça az seviyedeydi. Lütfen şimdi bitme dedim içimden. Acaba daha ne kadar yolumuz vardı. En önemlisi nereye gidiyorduk. Mesaj kime iletilecekti.

ADSIZ AJANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin