İyi okumalar"Bana güven, Nazenin"
Bana güven diyordu halası.
Peki ya kendisi?Kendine güveniyor muydu bu yola çıkmak için?
Hayır...
Evlenmeye hazır değildi. Özgürlüğüne daha yeni kavuşmuşken zorunlu bir evliliğe tutsak etmek istemiyordu kendini.Gözünden akmaya devam eden yaşlar görüşünü bulanıklaştırıyordu.
İçi yanıyordu.
İstemediği şeylere mecbur olacak kadar aciz bırakmıştı hayat onu."Çıkmazdayım hala, kurtar beni!"
Hıçkırarak ağlarken, Esma hanım yeğenine sımsıkı sarıldı. O da ağlıyordu artık.
O ister miydi böyle olmasını?
Her şey Nazenin'in iyiliği içindi. Canından çok sevdiği yeğeni mutlu olsun istiyordu artık."Her şey düzelecek. Güven bana canım"
Deyip başını öptü kızın.
Biraz da olsa sakinleşmişti Nazenin. Ağlaması durmuş ama hala sesiz sessiz iç çekiyordu.
Onun bu sessizliğini kabul ediş olarak gören kadın yine de,
"Kabul ediyor musun?"
Diye sordu.Ondan bir cevap beklerken Nazenin başını kaldırıp ona acı gözlerle baktı.
O an Esma hanımın kalbi acıyla kasıldı.
Nazenin ona öyle bakıyordu ki, gözlerinden duyguları okuyordu sanki.
Keder, çaresizlik ve umutsuzluk..."Başka çarem mi var hala? Varsa sen söyle!"
Dedi kısık bir sesle.Kadın konuşmadan kafasını olumsuz anlamda salladı.
Bu beladan kurtulmanın başka bir yolu yoktu...&&&&
Nazenin, aynadan giydiği elbiseye bakarken içi kan ağlıyordu. İçinin kasvetinin aksine pembe elbisenin rengi capcanlıydı.
Ağlamıyordu artık. Bu kararlar onu iyiliği içindi, kabullenmeliydi.
Ama yine de kalbi söz dinlemiyordu. Daha doğru düzgün konuşmadığı bir adamla evliliğe ilk adımı atacaktı bugün. Onun kendisini isteyip istemediğini bile bilmiyordu.Daha geçen sefer ona abi dediği aklına geldi. Hüzünlü yüzüne sahte bir gülümseme yerleşti. Yakışmamıştı ona bu gülümseme.
Halbuki gülümsediğinde güneş kıskanırdı onun bu ışık saçan çehresini.Bugün onu istemeye geliyorlardı. 1 hafta önce teklifi kabul ederken işin bu kadar çabuk gelişeceğini düşünmemişti. Halası Ayşe teyzesine haber verdiğinde sevinçle istemeye geleceklerini ve en kısa zamanda düğünün yapılacağını söylemişti çünkü oğlunun kısa zamanda Gaziantep'e taşınması gerekti.
"Çabuk ol Nazenin, gelmek üzereler."
Halasının sesiyle düşüncelerden sıyrılırdı. Hemen topuklu ayakkabılarını giyip salık bıraktığı saçlarını sağ omzuna topladı. Son kez aynadan kendine bakıp çıktı odadan."Ben hazırım"
Dediğinde Ömer ıslık çalıp,"Ooo Nazenin bomba gibi olmuşsun. Benden büyük olmasan tavlardım seni"
Dedi havalı havalı. Küçük çocuğun yetişkin bir adam gibi konuşması Nazenin'i güldürdü.
Saçını okşayıp yanağını öptü haylaz çocuğun.
"Şansına küs küçük adam."O sırada sessizce onları dinleyen Biricik gözlerini devirip yüzünü buruşturdu.
"Gerizekalı! Nazenin zaten senin o tipine bakacaktı."
Dedi.
"Kardeşinle düzgün konuş kızım! Ne o gerizekalı falan? Bir daha duymayacağım"
Annesinden azar işiten Biricik yerine sinerken Ömer'e kötü bakışlarını göndermekten geri kalmıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARALI MELEK
RomanceSonu gelmez aşağılamalar, dayaklar, babası bildiği adamın bitmek tükenmek bilmeyen kiniyle büyüdü. Onun ne haddineydi ki? Şımartılmak, mutlu olmak Yasak meyveydi o Yasak aşkın meyvesiydi Nazenin Öz babasının evinde hizmetçiydi Tıpkı annesi gibi Esma...