2.5

806 69 53
                                    

Taehyung zor zamanlar geçiriyordu. Bu itiraz edilemez bir gerçekti. Zor zamanlar geçirse bile mutlu olmaya çalılıyordu çünkü mutsuz olursa eline bir şey geçmeyecekti. Fakat mutlu olamıyordu...

Sadece mutlu rolü yapıyordu. Sevdiklerinin canını yakmamak için. Belki gözünden yaş gelmiyordu ama üzgündü.

Zaten çok üzgündü, mutsuzdu. Şimdi niye Jin ortalıkta yoktu? Neden Jin yoktu!? Neden bir haftadır Jin uyuyordu?

Tam;

Bir haftadır,

Yedi gündür,

168 saattir,

10.080 dakikadır,

604 800 saniyedir,

Jin yoktu, uyuyordu.

1 hafta önce

Namjoon hazırlıklarını tamamlamıştı. Fakat son kez kontrol etmek için Jin'in olduğu odaya gitti. Odadaki duvarların köşelerine gitti, asmış olduğu kameraları kontrol etti. Hepsi sağlamdı.

Eli ayağı bağlı olan Jin'e baktı.

"Sevgilim niye bu kadar ağlıyorsun ki?"

Namjoon delirmişti. Namjoon'un psikolojisi bozulmuştu. Namjoon artık Namjoon değildi.

"Konuşsana güzelim ağzın bantlı değil."

Jin konuşmuyordu. Namjoon'un ona karşı bir şeyler hissettiğini biliyordu önceden fakat hiç söylememişti. Hiç bu kadar ileri gideceğini tahmin edemezdi.

"Konuşmazsan üzülürüm bak!"

"Konuştum işte orospu çocuğu!"

Jin ani bir sinirle bağırdı. Bu bağırış sadece Namjoon'un yüzünde bir gülümsemeye neden oldu. İkili bir süre konuşmadı. Namjoon Jin'i izliyordu sadece, sevdiği adamı izliyordu. Jin'i seviyordu, aşıktı fakat canını yakmak istiyordu.

Çünkü Namjoon bir psikopattı...

"Neye bakıyorsun orospu çocuğu!"

Namjoon histerik bir kahkaha attı. Olacakları düşünerek gülüyordu. Bunlar ona komik geliyordu.

"Sadece Taehyung gelince nasıl bir hâl alacaksın diye merak ediyordum güzelim."

Jin duyduğu şeyle şaşırdı. Taehyung'un buraya gelmemesi gerekiyordu.

"Onu niye çağırdın!?"

"Hiiç, sadece acı çekin diyee."

Namjoon bunları arkadaş ortamındaki şakalaşan kişiler gibi söylüyordu. Bu da Jin'in daha çok sinirlenmesine neden oluyordu.

"Ne güzel seviyorsun beni."

Jin onu sinir etmek istiyordu.

Namjoon oturduğu sandalyeden hızlı bir şekilde kalktı, sinirli ve korkunç görünüyordu. Sandalyeyi eline aldı. Ve çok hızlı bir şekilde Jin'e fırlattı.

"SEN BENİM AŞKIMA LAF EDEMESİN!!"

Sandalye Jin'in, gövdesine siper ettiği koluna gelmişti. Jin'in canı acımıştı.

"SEN DE BANA KÖTÜ DAVRANAMAZSIN!" diye bağırdı Jin. Namjoon'un sesinin yanında kısık kalıyordu.

"İstediğimi yaparım."

Jin Namjoon'a kocaman açılmış gözleriyle bakıyordu. Hem Namjoon'un yaşamasına inanamıyordu hem de bu kadar kötü biri olmasına inanamıyordu. Ne olmuştu Namjoon'a böyle? Bu kişi Jin'in tanıdığı Namjoon değildi.

not in my dream, taejinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin