Günler hızla akıp gitmiş, Galotor gideli bir buçuk hafta olmuştu. Ama ne gelen vardı ne giden.
Her zamanki gibiydi hayat. Girus gecikmişti. Talot'la Ji bir kaç kere yola çıkmak için plan yapmışlardı. Ama geri vazgeçmişlerdi. Vazgeçmişlerdi çünkü ne yol biliyorlardı ne savaş. Kılıç tutmayı bile daha tam olarak bilmiyorlardı. Bu konuyu bir kere Galotor'a açmıştı Ji. Galotor ona telaşlanmamaları gerektiğini Girus'un çok iyi bir kılıç ustası olduğunu aynı zamanda da çok iyi yay kullandığını söylemişti.
¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤
Talot ve Ji sabah kahvaltısını yapıyorlardı. Hızlıca güzel bir masa kurdular ve yemeye başladılar.
Üç gün önce hanı kapatmışlardı
Girus'u beklemeye çekilmişlerdi. Ve bu süre zarfında Galotor'un onlara verdiği parolayı unutmuşlardı.Yaklaşık kırk beş dakika sonra yeme işlemi bitmişti. Ji masayı topluyordu Talot ise masa da oturuyordu. Aniden kapı çaldı. Talot önce kapıyı açmak istemedi çünkü üç gündür kimse kapıyı çalmamıştı. Ama sonra vazgeçti Ji'ye kapıyı açmasını söyledi. Ji kapıya yöneldi. Eli kapının kilidindeydi. Önce zinciri çözdü sonra kiliti anahtar yardımıyla çevirip açtı.
Ama kapıyı hala açmamıştı. Önce yapması gereken bir şey vardı. Karşı tarafa bir ses gönderdi.-Sende kimsin dedi Ji.
-Eee Gi... dedi karşıdan ses.
-Tam olarak adın ne? dedi Ji.
-Hmm Gi.. aç kapıyı lanet olsun hadi aç artık! dedi karşıdan korkuyla çıkan ses.
-Adın ne dedim! dedi Ji bağırarak.
-Biraz daha oyalarsan ölüceğim geliyorlar kahretsin!
-Onlar kim neden ölüceksin? dedi Ji.
-Fedailer! Bu yeterli mi açman için?
-Seni Galotor mu gönderdi? dedi Ji.
-Galo... Galo... öyle bir şey işte aç hadi.
Bir gıcırdama sesi geldi. Kapı ağızına kadar açılmıştı.
-Hadi hızlı ol! dedi Ji.
-Tamam tamam patlama dedi adam.
Ji kapıyı geri kilitledi hemen. Karşılarında buğday tenli bir adam vardı. Saçları çok uzundu sırtına geliyordu ve çok yakışıklıydı. Gözleri kahverengiydi. Boyu uzundu vücudu iri yapılıydı.
Ji ve Talot adamı iyi bir süzdü.
Talot hala oturuyordu. Konuşmaya girdi:-Anlat neler oluyor? dedi
-Ne ne oluyor? dedi adam saf saf.
-Anlat dedim sana şansını zorlama dedi Talot usanmış bir şekilde.
-Tamam Tamam sakin ol dostum dedi adam.
Adam bir süre sustu ve düşünmeye başladı. Hareketleri şüpheliydi.
En son diyecek bir şey bulamayınca kapşonunu çıkardı. Adamın sivri kulakları gözüküyordu.
Talot şaşkındı:-Yoksa sen Girus musun? Ahh efendim özür dilerim anlayamadım. Niye söylemediniz?
-Sorun yok genç adam. Endişelenme.
Heh bu arada ben Girus. Yarın sabah erkenden yola çıkmalıyız. Hazır olun.-Tamam biz hazırız zaten efendim dedi Talot.
-Güzel...
-Aç mısınız efendim? dedi Ji.
Girus tedirgin olmuştu. Kekeledi.
-H -ha - hayır aç değilim.
-Yorgun musunuz? dedi Talot.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruh Kolyesi
FantasíaGüç kolay kazanılmaz Talot ama kolay kaybedilir. Savaşmalısın ve bunu tüm dünya için yapmalısın. ~GALOTOR~ Kaderin sen doğmadan belli olursa ve senin değiştirme şansın yoksa bir de üstüne dünyanın kader...