Bölüm 5: Karanlık'ta Pusu

137 114 10
                                    

Güneş saklandığı tepelerin arkasından çıkmış günü ışıtmıştı.
Sanki Güneş gecenin hırsını alıyordu.
Işınlarını yeryüzüne sağlı bir şekilde yolluyor göz yakıyordu. Ji gece yatmamış, Talot'un başında beklemişti. Girus yatmış ama erken kalkmıştı.

Uyuyan sadece Talot vardı. Oda kolay kolay uyanacağa benzemiyordu. Güneş'e rağmen. Önceki günden beri baygındı.

Ji sandalyeden tutunarak kendini yukarı çekti.
Tombul ayakları yere bastıkça tahta zemini sallandırıp tıngırdatmıştı. Tezgaha geçti bir bardak su doldurdu içti. Ağızı hala kupkuruydu. Bir bardak daha doldurmak için sürahiyi kaldırdı. Yavaş yavaş taşan su damlalarını farkedemedi. Çok uykuluydu. Tezgahtan üzerine bir ıslaklık geçince her şeyi farketti. Umursamadı. Taşmaya yüz tutmuş sudan biraz içti. Kendine biraz da olsa gelmişti. Bardakta kalan suyuda yüzüne döktü. Arkasına döndü. Talot'a baktı, üzgündü. En sevdiği insan baygındı, kan kusuyordu ve onun elinden bir şey gelmiyordu.
Merdivenlerden gelen tıkırtıları işitti. Bu Girus'tu. Her şeyi hazırdı. Yoksa yola mı çıkacaklardı? Girus yayını omzuna asmış, kılıcınıda sağ taraftaki kına koymuştu. Beyaz saçları merdivenlerden inerken bir yükselip bir iniyordu. Bu haliyle bir meleği andırıyordu. Merdivenin son basamağından da indi.

-Hala uyanmadı mı? dedi Girus.

-Hayır.
Yola ne zaman çıkıcağız dedi Ji.
Girus sanki mecbur kalmış bir ifadeyle baktı.

-Gece. Siyah şeyler giyin gizlenerek gidiceğiz. Umarım ordan geçmek zorunda kalmayız.
Ji merak etmişti. Nerden? diye sordu.

Girus tedirgin bir ifadeyle:

-İnleyen Ağaçlık, dedi.

Ji duraksadı. Adeta buz kesilmişti.
İnleyen Ağaçlık mı? diye sayıkladı. Gözlerini korku kaplamıştı.

-Evet buna mecburuz dedi Girus. Maalesef!
İnleyen Ağaçlık çok korkunç bir yerdir dedi Girus. Birde oraya akşam giriyorsan ya sağ çıkamazsın ya da delirip çıkarsın. Ormanda ki ağaçlarda konuşur ve hareket eder.
Ve onların çoğu Sargon'un habercisidir. Çok dikkatli olmalıyız. Ormanın batı tarafında kurtlar vardır.
Kurtlar siyah kalın tüylü kırmızı gözlü sivri ve güçlü dişli varlıklardır. Isırığı ile saniyeler içinde kemiğinin önünden girip arkasından çıkabilir. Ha birde sürü halinde dolaşırlar.
En az üç kişilik gruplar halinde dolaşırlar.
Ormanda kurtlar dışında goblinler de var. Yeşil manyak herifler! Parlak şeylere bayılırlar.
Ve goblinlerde kurtlar gibi sürü halinde dolaşırlar. Ama onlar yirmi kişilik gruplar halinde dolaşır. Tabiki goblinler kurtlar kadar güçlü değildir zayıflardır, güçsüz ve küçüklerdir. Onları kolayca avlayabiliriz. Yalnız bir sıkıntı var.

Daha büyük ne sıkıntı olabilir ki? dedi Ji.

-Fedailer dedi sessizce Girus. İzimizi bulmuşlardır yakında gelecekler.
Fedailer yirmi bir kişidir. Karanlığın en güçlü askerleridir onlar. Yirmi bir kişilik grupta bir kaç lavadin vardır.
Ama büyük çoğunluğunu farmir denen melezler oluşturur.

-Onlarda ne? dedi Ji şaşırmış bir edayla.

-Onlar orklar ve kurtların çiftleştirilmesiyle oluşturulmuş kara büyüyle güçlendirilmiş çok güçlü varlıklardır. Fedailerin soylu kısmında bulunurlar. Lavadinler ise çaylak kısmında bulunur. Ama fedailerin reisi, o çok güçlü. Onu biz durduramayız. Ona Kara Maske derler.

Kara Maske mi? dedi Ji gözlerini kısarak.

- Evet Kara Maske.
Girus duraksadı, korku dolmuştu çakmak çakmak gözleri.
-Kara Maske bir cadı dedi Girus. Çok fazla gücü var. Sargon onu kızı gibi görür. Onun yüzünü gören olmadı.
O zihin kontrolü, fiziksel ışınlanma ve kara büyü yapabilir. Umarım onlar peşimize düşmez.

Ruh KolyesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin