Bay Brocmann'ın emriyle duraksamadan kızın peşine düşen genç adam, kafasını karıştıran, patronunda görmeye alışkın olmadığı durum karşısında şaşırsa da ifadesinden kendisi için çok önemli olduğunu anlayınca sorgulamadan yerine getirdi. Genç kıza yetişip uygun bir takip mesafesinden izlemeye başladığı sırada, hedefini inceleme fırsatı bulmasıyla olay iyice komiğine gitti. Sonuçta güzel ya da Bay Brocmann'ın yanında görmeye alışkın olduğu çekici kadınlardan birini değil, çirkin ve kılıksız bir genç kızı takip ediyordu. Hele caddeden karşıya geçerken başını çevirmesiyle, yüzünün yarısını kaplayan koca gözlükleri fark edince istemsizce suratını buruşturdu. Neredeyse bileğine kadar gelen koyu renk etekle kalçalarına kadar inen ceketten oluşan kıyafetinin, orta halli bir aileye mensup ve çok zevksiz olduğunu düşündü. Kolundaki o iğrenç sepet de neyin nesiydi? En son ne zaman böyle bir şey gördüğünü hatırlayamadı.
Ne kadar çabalasa Bay Brocmann'ın bu kızda ne bulduğunu, hangi sebeple takip etmesini istediğini algılayamadı. Normalde başını çevirip ikinci bir kere bakmayacağı, hatta dikkatini bile çekmeyeceği bayanı merak etmekten kendisini alamadı. Parkta gelecekleri yeri kendisi seçtiği için ilk defa gördüğüne ve sürekli beraber olduğu adamın daha önce bu kızı tanımadığına emin olduğundan iyice kafası karıştı. Patronu gibi ciddi ve işinin ehli bir iş adamının, hangi sebeple dikkatini çektiğini anlamaya çalıştıysa da kızı kafasında bir yere oturtamadı.
Yürürken garip davranışlar sergilemesi üzerine ilgiyle izlerken, çiçekleri koklamasına, çocuklara laf tıp gülmesine ve en ilginci de yolunu değiştirip ağaçlara dokunmasına anlam veremedi. 'Bu da ne şimdi? Çok komik davranıyor, saf olabilir mi acaba!' diye içinden geçirirken, genç kızın hiç düşünmeden yerde gördüğü kâğıt parçasını alıp çöpe attıktan sonra yürümeye devam ettiğini görünce yanıldığına kanaat getirdi.
Gelir düzeyi orta seviyede olan insanların yaşadığı, iki katlı evlerden oluşan güzel bir sokağa dönünce yakın civarda yaşadığını tahmin etti. Karşılaştığı insanlara selam vermesi üzerine yavaşlayarak, aralarındaki mesafeyi iyice açıp kızı tanıyanların dikkatini çekmemeye özen gösterdi. Bir süre daha ilerledikten sonra yaşlı bir kadınla muhabbet edip, yanındaki eve girdiğini görünce oturduğu yeri bulduğunu anlayıp rahatladı.
Gözlemlediklerinden yola çıkarak görüntüsünün aksine ilginç bir karakter olduğunu düşündüğü kızın, bu yönüyle mi Bay Brocmann'ın ilgisini çektiğini düşündü. Kimin nesi olduğunu öğrenmeden önce cebinden çıkardığı not defterine adresi kaydedip sayfayı kopararak cebine attı. Hakkında bilgi edinebilmek için nasıl bir yol seçmesi gerektiğine karar verdikten sonra deftere aklına gelen beş altı kalem ihtiyacı yazdı. Cuma günü saat iki de Bistro Cafe'yi de ekledikten sonra birkaç alakasız not daha düştü. Duruma samimiyet katmak için cüzdanından yirmi dolar çıkarıp defterin arasına koyduktan sonra tereddüt etmeden yaşlı kadının bulunduğu yere doğru yürümeye başladı.
Arkası dönük vaziyette çiçeklerle ilgilenen yaşlı kadına, "Affedersiniz hanımefendi, rica etsem bakar mısınız?" diye seslenip vereceği tepkiyi bekledi.
"Tabii! Buyurun, nasıl yardımcı olabilirim?"
Kadının tereddüt etmeden yanına gelmesi üzerine gülümsemesine aynı şekilde karşılık vererek mütevazı bir tutum takındı. Meraklı bir mizaca sahip olduğunu bakışlarından anlaşılan bayana, başıyla selam vermesinin ardından konuya girdi.
"Kusura bakmayın efendim, işinizi böldüm. Ben Matthew Colter, genç bir bayanı arıyorum. Biraz evvel önümde ilerliyordu, sokağa döndükten sonra kendisini kaybettim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayalin Yetmez (KİTAP OLDU)
RomantizmEn büyük arzusu kız kardeşiyle birlikte okuyabilmek olan sıra dışı bir genç kızın, hayali sevgilisi ya gerçekse!.. Bütün sesler sustuğunda, dünyanın bu yakası uykuya daldığında, görmemek için karanlıkta, ellerimi birbirine kenetliyorum...