thirty two💫

5.4K 291 200
                                    

final-

Keyifli okumalar🙉⚘💙💜
.
.

2 GÜN SONRA

Gelmişti..

Hah birde ben uyurken gelmişti salak. Hayır insan ses verirdi değil mi? Sırf o yüzden konuşmuyordum onunla. Bana herşeyi uzun uzun anlatmıştı geldikten sonra. Babamın yapmış olduğu pislikten dolayı hırs bürümüş gözünü. Bilerek beni bulmuş ve beni ağına düşürüp sonra -bunu hiç çekinmeden dile getirdi- beni öldürmeyi düşünüyordu.

Söyledikleri korkmamı hatta ondan fazlasıyla uzaklaşmamı sağlamıştı. Insan hiç çekinmeden birine 'seni öldürmeyi düşündüm' der mi? O dedi işte.

Fakat önceki halinden eser yoktu. Ve hala gözlerime inanamadığım bir şekilde mutfakta kahvaltı hazırlıyordu. Ben doğru düzgün yemezdim bile. Fakat şu son iki gündür sayesinde öğünlerimi aksatmadan yiyordum.

Hah! Hala bana utanmadan evlilik yalanını sürdürmeyi istediğini söylüyordu. Böyle birşey yaparsam büyük linç yiyeceğimi bile bile..

"Kahvaltı hazır. Gelmezsen ben yerim."

Seslenmesiyle uzun uzun olup bitenleri düşünmeyi bırakıp mutfağa geçtim. Enfes omlet kokusu yüzümde tebessüm bırakırken yerime oturup meyve suyumdan yudumlamaya başladım.

"Hayır insan bekler yani."

Meyve suyumdan içtiğim için laf yapıyordu bana. Söylediklerini duymazdan gelerek gözlerimi devirip tabağımı doldurmaya başladım. İtıraf etmem gerekirse mükemmel olmuştu masa.

"Afiyet olsun Lisa hanım. Hiç beklemeden göm hepsini."

"Sus. Hala sinirliyim sana."

Derince bir nefes verip yerine geçerek ismimi tekrar edip başını iki yana sallamıştı.

"Tanrı aşkına bana anahtarin yerini söyledin. Sonra da gittin. Uyanman için kapıya mı tıklayacaktım?"

Tabağıma koyduğum zeytini sertçe çatallayarak ağzıma attım.

"En azından mesaj atabilirdin ya da arayabilirdin. Ayrıca içim geçmişti koltukta. Ve sabah kendimi yatağımda buldum!"

Sırıtarak bana bakarken kendine koyduğu kahveden birkaç yudum aldı.

"Senin kadar gıcık birini görmedim."

"Bende senin kadar yalancı birini görmedim."

Kaşlarımı yüzüne çatmış bir şekilde baktıktan sonra yeniden meyve suyumdan içip yerimden kalktım.

"Nereye, tabağın bitmedi."

"Sağol, doydum." diye çıkışarak salona geçtim hızla. Hala o teklifi yaptığım için pişmanlık çekiyordum. Bir yalancı ile ayni evde kalıyordum ve gerçek ismini daha dün öğrendiğim kişiyle. Jeongguk.

"Bana ismini bile yanlış söyledin! Seni evime aldığım için şükür et."

Kollarımı göğsümde bağlaç yaparak yerime otururken masadan kalkıp koltuğa doğru adımladı.

Impatient |liskook| [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin