Anneme son sözleriydi cennetlik adamın. "Sevgili güzel kadınım. Nerdesin? Kimlesin? İnanki bilmiyorum. Çıkarken o kapıdan bana -unut- dedin. Unut.. söyle be gülüm seni unutmaya cesaret edermi bu yürek? Bana -hayatı yaşatmadın kadir- derdin. Oysa ismim ne güzel asılı kaldı dudaklarında. Ne güzelde yakışıyormuş ismim ağzına. Sen gittin gideli dokunduğum yerlere bile dokunmaya cesaret edemiyorum. Bıraktığın eşyayı yerinde bulmayı seversin sen. Geri gelirsen yerinde bulamazsın da kızarsın diye dokunmuyorum eşyalarına. Kokunun sindiği tarağı alıp peçeteye sardım. Kokun ziyan olmasın. Sonra ne zaman gelirsin, ne zaman doya doya öperim saçlarını bilmiyorum. Sevgili bana hasreti öğreten kadınım. Ben kanserdim. Senin gidişine kan-serdim. Yokluğun bir uçsuz kuyu gibi. Düştümmü çıkamıyorum. Eğer geri gelmezsen bil ki bu sana son sözlerim. Maalesef. Kağıdı yanımda taşıyacağım. Azrail beni tutmadan önce seni ilk gördüğüm an eline tutuşturacağım. Velakin o elini eskisi gibi tutuyor olmayacağım. Üşüttüm ben avuç içlerimi be kadın. Üşüttüm ben ruhumu. Cehennem gelse ısıtamaz o eski duygularımı. Şimdi gecenin yarısı. On ikiyi yakaladımı akrep evlilik yıl dönümümüze gireceğiz. Ama unutmuşsundur da belki sen. Her zaman unutkandın zaten. Ben papatyalarla gelerek gülümserdim kapıdan sana. Anlardın o papatyalardan o gün yıl dönümümüz olduğunu. Özür dilerdin her zaman. Unuttuğun için. Şimdi yerine gerekirse ben özür dilerim. Ama gelde yanlız geçmesin bu özel gün. Benim cehennemime gitme zamanım geldi. Herkesten önce sana iyi geceler. Seni rüyalarından öpüyorum..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şehrin Masum Duvarları..
General FictionHerkez hikayesini gülerek anlatırken sıra bana geldi. Nereden başlayayım dedim? En mutlu olduğun an dediler. Durdum öyle. Yutkundum. boğazıma bir yumruk vurdular sanki. Babamın ölümüne dedim. "Bu kadar mı nefret ediyosun" dediler. Nefret sandılar k...