24.bölüm

17 3 0
                                    

Özlem; uçsuz bucaksız karanlık bir kuyu gibi. Düştünmü çıkamazsın. Kimsede el uzatmaz zaten o kuyuya. Kimse yanlızlığın kuyusuna el uzatacaka kadar fedâkar olmadı daha çünkü. Ancak birileri iter seni o kuyuya. Ve sonsuz yaralar açar. Hiçbiri geçmeyecek hatta belki unutacaksın ama yeri geldimi o an ki gibi acıtacak.

Tek çaren alışmaktır o karanlığa. Buda fazlasıyla zamanını alır. Unutma, alışmak zaman ister. Seni o kuyuya iten insan geldimi seni kurtarmak için ip atar zaten. Kimileride ip atar ama boynuna. Alışmalısın o karanlığa. Unutturur sana gökyüzünün mavisini. Ağlamaktan gözler kan çırağı zaten.

Bazılarımız o özlemden başka karanlıktan, kuyudan, ipten korkar. Ben mesela, dayanamam karanlığa. Oysa içimdeki ışıl ışıl şehri yakıp yıkmışlar sanki.

Gidenin özlemeye hakkı yok derler. Neden? Giden de sevmedimi? Ya kalan aldattıysa? Ya ihanet ettiyse? Giden napsın? Oturup izlesinmi içindeki yangınını? Gider tabii. Usul usul, başını eğe eğe, gözlerindeki denizleri akıta akıta gider. Koşarak geldiği adımları pişmanlıkla geri geri atar da gider.

Kadının sevgisi bir bina gibidir. İçinde yaşamasını biliceksin. Penceresine papatyalı saksılar koymayı. Bahçesindeki çiçekleri büyütmeyi. Ama o binayı yakıp yıkmasını değil. Hiçbir kadın yaptığı binanın yıkılışını izleyemez. Yürekleri kaldırmaz bi kere.
Adam olan zaten bırak bina yıkmasınıda, o sevgi yıkılmasın diye yedi yirmidört etrafında nöbette durur. Yanından bile kimsenin geçmesine izin vermez. Sahip çıkar bikere. Sevgiye de, o sevginin kaynağına da. Adam dediğin ağlatmaz. Ağlatırsa mutluluktan. Ve seven bir adam, sevdiği kadının saçına değen rüzgarı bile kıskanır. Ben kıskanmam diyenleri samimi bulmuyorum. Sevdiğinin gözünün içine bakacaklar da, senden başkaları güzelsin diyecekte, başka karşı cins arkadaşları olacakta sen kıskanmayacaksın ha? Öyleyse sen sevmiyorsun.

2019/3/29
01:32

Şehrin Masum Duvarları..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin