Külkedisi gibiydim ben sevgilim. Beni alıp kalbinin sarayına prenses yaptın. Sana yıkık dökük kalbimde bir saray sunamam belki ama kalbimin en ücra köşesini sana ayırdım. Saray olmadan da prensin yaşayabileceğini kanıtladım.
Bir hikayeydi bizimkisi sevgilim. Bir kurtuluş bir çaresizlikti. Bir tükenmişlik, yeniden doğmaktı bizimkisi. Ay ve güneş misali. Bir türlü kavuşamamaktı.
Boğulduğum denizde bana atılan bir can simidi gibiydin. Ağladığımda gözümü silen peçete, en sevdiğim tatlı, en sevdiğim müziğin ritmi, en sevdiğim hava, en sevdiğim kitabın altını çizdiğim cümlesi gibisin.
Bir insanı seviyorsanız, her detayıyla sevmelisiniz. Keşfetmelisiniz o insanı. Yiyişini, içişini, uyuyuşunu, yürümesini, konuşmasını, ağlamasını, sarılmasını, sevgisini, yüz hatlarını keşfedin. Keşfedin ki seveceğiniz çok şey olsun. Her detayını başka sevin. Bir insanı sevecekseniz bütünüyle sevin. Yara izi varsa, o izi sevin. Bir yeri açıyorsa, acısını sevin. Bir yeri eksikse, eksikliğini sevin. Farklıysa, farklılığını sevin. Zaten sevdiğiniz kişi sizin için herkesten farklı olacaktır. Yanlışlarıyla, ayıplarıyla, kusurlarıyla sevin. Yeter ki onu sevin. Çünkü o, bunların kendisinde olduğunu bile bile sana gelerek umut yolu kat etmiş. Onu geri çevirme. Senin için doğru kişiyse, onu çevirme. Hisset.
Her insanın bir kusuru vardır şüphesiz. Her insanın ders aldığı pişmanlığı vardır. Ben onun neyini mi sevdim? Çay içmeden önce ağzına şeker küpünü koyup üstüne çay içmesini sevdim. Bisküvi ile yoğurdu sevmesini sevdim. Heyecanlanınca kekelemesini, sinirlenince çıkan boynundaki damarı, utanınca ellerini kaşamasını, ağlayınca çocuk gibi omuz aramasını, uyumadan önce parmaklarıyla saçlarımı kıvırmasını, ona sarılarak uyurken nefesinin bana ninni olmasını, sesi dünyanın en güzel müziğiymiş gibi kulağıma fısıldamasını, kaşının üstündeki beneyi, ellerindeki yaranın sayısını ve bir çok detayını daha sevdim. Ben onu hep sevdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şehrin Masum Duvarları..
Ficción GeneralHerkez hikayesini gülerek anlatırken sıra bana geldi. Nereden başlayayım dedim? En mutlu olduğun an dediler. Durdum öyle. Yutkundum. boğazıma bir yumruk vurdular sanki. Babamın ölümüne dedim. "Bu kadar mı nefret ediyosun" dediler. Nefret sandılar k...