₃₀

493 60 89
                                    

-
kapını açık bırak.

bu telefonunuza atılmasını beklediğiniz son mesajlardan biri olmalıydı, hele ki mesajın yeqon'dan geliyor olması onu haliyle endişelendirmişti.

ggukie
ne?

-
diyorum ki, bu gece kapını açık bırak.

kaşlarını çattı, eğer birinin gecenin bir yarısı evine girip poposunu izlediğini görmek istiyorsa buyurabilirdi.

ne biçim bir istekti bu böyle?

ggukie
neden böyle bir salaklık yapayım yeqon.

ggukie
evimdeki her şeyin çalınmasına falan mı uğraşıyorsun?

-
hayır, salak.

-
geleceğim.

ne?

ggukie
ne?

-
ah, kookie..

öyle demeseydi ya, kalbi hızlı hızlı atıyordu.

bu iyi değildi zannınca; ne zaman hızlı hızlı çarpsa böyle yanakları kızarıyor, nefesleri hızlanıyordu.

hem öyle çarparsa yeqon gelip bunun icabına bakmalıydı, değil mi?

-
kapını açık bırak, çünkü gece gelip seni kontrol edeceğim.

-
kim bilir belki biraz kalırım bile yanında..

siktir çarpıntıyı, jungkook'un kalbi ağzında atıyordu.

niye böyle diyordu ki şimdi, kendini affettirmeye mi çalışıyordu?

ggukie
neden ki?

eğer öyleyse böyle şeylere hiç gerek yoktu, o bir daha güzelim dese jungkook hemen affederdi ki onu zaten.

-
öyle istiyor canım.

ggukie
peki.
görüldü, 22.14

kendini yatağa bıraktı ve gözlerini kapadı, liseli aşıklar gibiydi. gördüğünü bile hatırlamadığı bir adamın silik hatıraları peşinden hafifçe kırılmış bir kalple koşar adım ilerliyordu.

-
tamam ya

-
geliyorum, çünkü özledim jungkook.

-
beline sarılmayı özledim.

ggukie
yeqon..

-
hm?

ggukie
beni öldürüyorsun.

onu öldürüyordu.

ama jungkook yine de onu çok sevecekti.

çok kalpli böyle, pamuk şekerli olan sevmekten sevecekti onu.

-
ben izin vermeden ölemeyeceğini biliyorsun sevgilim.

hide and seekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin