₈₂

284 41 65
                                    

uyarı: kendine zarar vermeyi işler.

lütfen etkilenecek olanlar okumasın.

cevap vermiyordu, sikeyim, neden cevap vermiyordu?

tanrım.. elleri neden bu kadar çok titriyordu?

"y-yoongi?"

yerde öylece oturuyordu, kollarıyla gevşekçe dizlerini sarmış ve ellerini önünde birleştirmişti.

"yoongi..? ellerinde ne var sevgilim?"

korkuyordu, ölesiyle korkuyordu. öylesine titriyordu ki hayatında muhtemelen hiç bu kadar korku tatmamıştı güçsüz yüreği, olduğu yere çökecekmiş gibi zangırdıyordu.

yoongi kafasını iki yana sallayarak olduğu yerde küçüldü, gözleri boş ve yaşlarla dolu bir şekilde tam karşıya bakıyordu. ellerini sıkışı faslasıyla endişe vericiydi çünkü eklemleri beyazlaşma noktasını geçeli çok oluyordu.

jungkook odaya girdiğinden beri ilk defa dikkatini yoongi'den başka bir şeye verme fırsatı buldu çocuk sessizce burnunu çekerken ve destek aramışcasına elini yanı başındaki fayansla kaplı duvara koydu.

lanet olsun.

lanet olsun.

sikeyim lütfen bu bir kabus olsun.

yapamazdı, bununla yüzleşmeye hazır değildi. şimdi olmazdı, mutluluğu damarlarına kadar hissettiği o gecenin ertesinde olmazdı. yapamazdı, bunun hakkında konuşamazdı.

iyileşmemiş yaralarının kabuklarını soyamazdı şuan, kan akıtmaya hazır değildi.

"yo-yoongi? lütfen... özür dilerim bak l-lütfen..."

yalvarmaktan başka yapabileceği hiçbir şey yoktu. kahverengi kutunun yanı başına, adamın gözlerine bakamazken yapabileceği başka bir şey yoktu.

yoongi titrek bir nefes aldı ve yine başını iki yana sallayarak yumruğunu sıktı. jungkook sinirli olmadığını biliyordu, saf ve tamamiyle duygudan yoksun bir krizdi bu ve nedeni de belliydi.

kahverengi kutunun içindekiler etrafa saçılmıştı.

belki de zamanı gelmişti de geçiyordu bile.

ne yapması gerektiğini bilmiyordu, ilk defa sakinleştirilmesi gereken kişi o değildi ve bunun yükü omuzlarına fazla geliyordu, olduğu yere çöktü.

konuşması gerekiyordu.

konuşması, bir tepki vermesi gerekiyordu, şoku atlatması gerekiyordu çünkü lanet olsun, ona ne diyeceği hakkında en ufak fikri yoktu.

siktir, avcundan kan damlıyordu.

açıklama yapması gerekecekti ve anlatması ve sorulara cevap vermesi... bandajları açıp kan akmasına izin vermesi gerekecekti ve göstermesi.

telkin etmesi gerekecekti, bir daha olmayacak, özür dilerim.

kaçıp gidemezdi.

"yoongi? sevgilim?"

çocuk boş gözlerini hızla çocuğa kaydırdı ve birkaç defa anlamsızca göz kırptıktan sonra sıktığı yumruğunu gevşeterek irislerine bir anlam yüklemeye çalıştı, bir insaniyet. tamamen delirmediğini, tamamen gitmediğini gösteren bir işaret.

" j-jungkook?"

adını duyduğu anda dizlerinin bağı çözüldü ve gürültüyle yere kapaklanırken burukça gülümsedi, "iyi misin?"

hide and seekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin