₉₀

245 34 37
                                    

"yoongi?"

çattığı kaşlarıyla bilgisayar ekranına bakan adam cevap vermedi, "gi?"

son birkaç saattir jungkook'un vokalini tamamladığı final projesinde sunacağı şarkıyı tamamlamaya çalışıyordu. teslim tarihi bu haftasonunaydı ve yoongi hiç bu kadar hızlı çalıştığını hatırlamıyordu.

"sevgilim?"

şarkıyı bitirmesi uzun sürmemişti aslında, önceden deneyimi olmasa bile jungkook yapması gerekenleri çabuk kavrıyor ve sesini şaşırtıcı bir şekilde doğru ve güçlü kullanıyordu. "efendim?"

"bitti mi?"

"hayır daha.." saatine bakınca yüzü düştü ve ekrandan kafasını kaldırarak büyüyen gözbebekleriyle jungkook'a baktı, "en az gece ikiye kadar işim var."

ama daha saat sekizdi.

"ciddi misin?"

yoongi oturduğu yerden kalkarak kaşlarını çatmış ona bakan çocuğun yanına gitti, "üzgünüm.." kollarını beline sararken cidden üzgün gözüküyordu.

jungkook adamın sarılışına karşılık verirken derin bir nefes verdi, "sorun değil.."

"projenin ders notunun yüzde seksenine karşılık geldiğini ve muhtemelen yıl sonu ortalamanı hayli etkileyeceğini, bu yüzden çok uğraşman gerektiğini ve mükemmel olana kadar orasını burasını değiştireceğini, uyumayacağını, yemek yemeyeceğini ve kendini hasta edene kadar o bilgisayarın başında oturup çalışacağını biliyorum."

"kookie?"

çocuk başını yavaşça yoongi'nin omzuna bıraktı ve gözlerini kapadı, "haklıyım. ve sadece seni özlüyorum."

"özür dilerim ama dersi geçmem gerek. geçmeyi bırak AA almam gerek ve eğer AB sınırına yaklaşırsam biterim."

"ortalaman 4.7 yoongi. daha ne yapabilirsin ki?"

jungkook çocuğu kendinden uzaklaştırdı ve bir süre yüzüne baktıktan sonra yorgun gözlerinden öptü, "kaç kişinin ortalaması bu kadar yüksek olabilir ki?"

yoongi cevap vermedi ve gözlerini kapatarak jungkook'un yanaklarını okşamasına izin verdi, "kendini çok zorluyorsun.."

bu doğruydu, kendini çok zorluyordu.

sahip olmayı istemediği bir hayatı yürütmek için neden bu kadar çabalıyordu?

parmak uçlarında yükselerek çocuğun dudaklarına bir öpücük kondurdu ve geri çekildi, "son otobüs dokuzda."

jungkook gülümseyerek öpüşüne karşılık verince biraz daha oyalansalar da gitmesi gerektiğini biliyordu.

"dolapta yemek olduğunu biliyorsun. ikiye kadar sürer dedin ama ikimiz de en az beşe kadar uğraşacağını biliyoruz bu yüzden lütfen saat altıya gelmeden biraz uyu çünkü yarın sadece öğleden sonra derslerin var."

"astımın ya da alerjilerin tutarsa ilaçların nerede biliyorsun, eğer başın ağrırsa en alt çekmecedeki parlak mavi kutuda ağrı kesici-"

"kookie?"

"efendim."

yoongi gülümseyerek dudaklarını adamın yanağına bastırdı ve endişeli bakışlsrını yakalayarak geri çekildi, "iyiyim, tamam mı? hem, bebek olan ben değilim, sensin."

yine de eve birlikte gitseler daha iyi olurdu çünkü jungkook adamın ince belini hissetmeyi bile özlemişti.

son bir kez daha gülümsedikten sonra sadece absürt zamanlarda geçmeyi alışkanlık edinen belediye otobüsü durağına ilerlemeye başladı.

son günlerde olduğu gibi bugün de yağmurluydu, kapüşonunu daha da çekiştirirken başını eğdi ve gözlerini yağmurdan korumaya çalışarak ayakkabılarına baktı.

yeqon sürekli ona vazgeçebileceğini, kendisi için sorun olmayacağını, sadece onu unutarak hayatına devam edeceğini söylüyor, kendince onu rahatlatmaya çalışıyordu. jungkook minnettardı ancak söylediği şeyler onu rahatlatmak yerine korkutuyordu çünkü..

yeqon bu konuşmaları yaptığını bile hatırlamayacağını söylemişti.

"o" dediği her kimse gelecek, hayatında ona dair kalan bütün izleri silerek yerine geçecekti ve jungkook her ne kadar yeqon'dan yorulsa da başkasının onun yerine geçecek olduğu fikri onu fazlasıyla rahatsız ediyordu.

hayatının bir kısmını zehre çevirse de onu seviyordu.

seviyordu çünkü yeqon oydu.

o yağmurlu gecede ona dondurma alıp dizlerine yara bantları yapıştıran ve avuç içlerini temizleyip krem süren oydu.

yatakta birlikte boğuştuğu ve geceleri birlikte nefes nefese kaldığı oydu, elinden tutarak öylesine bir dükkana sürüklediğinde heyecanlı bakışlarına gülümseyerek göz kapaklarından öpen oydu.

kollarını saran oydu.

kahverengi kutuyu alan oydu.

dizlerinde uyutup gözyaşlarını silerken her şeyin geçeceğini fısıldayan oydu.

ona şarkılar yazıp posta kutusuna bırakan yeqon'du; sarılıp, ama sımsıkı sarılıp saçlarından öptüğünde kıkırdayan oydu, seokjin'le kavgaya tutuşup bilgisayar oyununda namjoon'u yendiği için oyun kumandasını kıran oydu.

içince gülümseyip kızaran oydu.

dudaklarını sevdiğiydi yeqon ve yaralarını sarandı, jungkook bundan çok emindi.

ggukie
hey.

ggukie
iki yıl önce öpüştüğümüzü sen de hatırlamıyor musun?

hide and seekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin