₇₇

350 38 79
                                    

"eh.."

"başlıyorum o halde."

başı çatlıyordu ve boğazı acıyordu ancak yine de boynuna sıcak nefesini üfleyen çocuğu rahat ettirmek adına hareket etmedi, "ilk tanıştığımız günü hatırlıyor musun?"

yoongi çocuğun sarıldığı parmaklarını dudaklarına götürdü ve bir öpücük bırakırken kafasını sallayarak mırıldandı, "hmm.."

"namjoon ve seokjin'in konuşmalarına dahil olamamıştım ve öyle sessiz sessiz oturduğumu görünce beni konuşturmak için denemediğin şey kalmamıştı."

gülümsüyordu şimdi jungkook, boştaki eliyle usul usul yoongi'nin belini okşuyor,  başparmağını arada kazağından içeri sokuyordu.

"ne yapayım..?", sesi mayışık ve sakindi, deminki konuşmalarındaki tedirginliği halen daha sezebiliyor olsa bile jungkook birazcık bile olsa sakinleşebilmesine sevinmişti, "öyle dışlanmış çocuk gibi oturmanı istemedim."

kısa bir sessizlik olmuştu aralarında, yoongi bu birazcık daha devam ederse uyuyakalacağına emindi, "saçlarının rengini hatırlıyor musun?"

adam yüzünü buruşturdu, "bilmem ki. kötüydü?"

jungkook içine keskin bir nefes çekti ve gözlerini kapayarak başını geriye attı, "şaka mı yapıyorsun?" yoongi dudaklarını ısırarak gözlerini açtı ve çocuğa baktı göz ucuyla, gerçekten kötü mü olmuştu bu kadar?

mavi değildi o sıra saçları, o iki yıl önceydi.

"yoongi yunan tanrısına benziyordun.."

ne?

".. ne?"

"beni duydun."

saçları maviyken de böyle demişti. "yunan tanrısına benziyordun yoongi. tanrım.. muhteşemsin."

"inanılmazdın. cidden, iki saniyede bir sana bakıp kızarıyordum, fark etmedin mi?"

farketse ne yazardı ki, her şekilde gözlerinden başka bir yere bakamamıştı. o kadar uzun zaman sonra unutmayacağını, uyandığında istese gözlerinin rengini hatırlayacağını bilerek bakabilmek öyle güzel gelmişti ki.

sadece bakmıştı.

"ne renkti ki saçlarım?"

hatırlıyordu.

"açık sarı."

açık sarı.

çünkü ilk defa bu renge o boyamıştı saçlarını.

"bak çok güzel olacak yoongi. inanmıyor musun yoksa bana hm?"

inanmıştı ki, o ne dese inanmıştı.

iyi olduğunu söylediğine, iki saniye evvel gözlerinden akan yaşları ve kanları temizleyip bir güzel gülümsediğinde bile inanmıştı ona.

"hmm.."

"ve sonra da evime bırakmıştın hani.."

bırakmak istememişti.

kollarına sarıp kendi evine götürmek ve uzun bir süre öyle kalmak istemişti.

"bırakmak istememiştim."

hide and seekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin