Aşk insanı henüz kaçındayken bulur?
Aşk ilk görüşte mi olmalıdır yoksa her görüşte mi? Peki ya bir insan yıllar sonra birine aşık olur mu?
Leyla illa Mecnun'a, Kerem illa Aslı'ya mı aşık olur?
Kerem ve Leyla birbirini sevemez mi?
Leyla abi dediği Ke...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Günümüz
Miray evde ön hazırlığı yaparken Alper gençleri gidip otelinden almıştı. Evleriyle otel arasında fazla bir mesafe yoktu. Beyleri solona yollayan kızlar el birliğiyle bir şeyler hazırlamaya başladılar. En nihayetinde tüm gün Miray da onlarla birlikteydi. Kız hangi ara yemek hazırlayacaktı ki? Dün geceden yaptığı Mercimek çorbasını ocağa koyan Miray buzluktan çıkardığı içli köfteleri kızartmaya başladı. Çalışan kadınlar pratik olmak zorundaydı...
Leyla salata yaparken Mihriban da yemekten sonra yemek için helva yapıyordu. O sırada Miray ise köfteleri yağa atıyor ardından buzluktaki mantılarını kaynayan suya atıyordu. Meşhur su böreğini de ısınası için fırına atınca bir sürü yemek bir anda hazır olmuş oluyordu.
Masayı hazırlaması için Alper'e seslenen Miray ile Kerem ve Rıdvan da Alper'e yardım için kalktılar. Masayı hazırladıklarında ise içeride hazır olan yemekler masaya taşındı. En son Miray Vişne kompostosunu da masaya getirince oturuldu sofraya. Yalnızca yarım saat-kırk beş dakika içinde çok zengin bir masa hazırlanmıştı.
Çorba servisleri yapılmış sonra da derin bir sessizlik hakim olmuştu masaya. Masadan kaşıkların tabağa değme sesinden başka bir çıt çıkmıyordu. Hepsi öylesine acıkmıştı ki bir an önce karınlarını doyurmaya bakıyorlardı.
Köfteler yenilirken Kerem kendinden geçmiş, onunla göz teması kurmaya çalışan Leyla'ya hiç bakmamıştı.
Oysa baksa Leyla ona 'dünyaya dön. Herkes sana bakıyor' diyecekti.
En sonunda Leyle baktı ki olacak gibi değil boğazını temizledi. Tüm bakışlar ona dönünce de gülümseyip Kerem'e baktı. "Evlenmeden dul kalmak istemedim. Nefes al hayatım."
Kerem mahcupça masadakilere bakıp Miray'a döndü.
"Ellerine sağlık tadı harika olmuş Miray."
"Afiyet olsun Kerem." Diyen Miray da gülmemek için köftesini bölüp bir parça ağzına attı.
"Miray ben bu köftenin tarifini alabilir miyim senden?" diye sordu Leyla. Madem müstakbel kocası çok sevmişti Leyla ona her zaman yapardı.
Miray "Tabi ki veririm. Ooo sana daha ne yemek tarifleri veririm ben.." derken Rıdvan da "Çok gozol gorçokton, Mohrobon son do torofo ol." Diyerek ağzı dolu bi şekilde derdini anlatmaya çalışınca herkes ona güldü.
Diğer tüm yemekleri, özellikle su böreği de çok beğenilmişti. Kızlar sofrayı kaldırıp mutfağı toplamaya başladı. Mihriban da helva ile beraber içmek için çayı ocağa koydu ve o kutsal zaman geldi.
Dedikodu time...
"Ee Miray sen anlatmadın nasıl tanıştınız bakalım." Diye sordu Mihriban ocağın altını açarken.
"Bizimkisi çok çile dolu bir hikâyeydi." Diye başladı Mihriban gülerek.
"Japonya'daydım demiştim ya. Döndüm. Buradaki üniversitede kadro açılmıştı. İşte Kerem'in dayısı yani Ali Hoca yardımcı oldu sağ olsun. Dönünce onun yanına geldim ben de ilk. Sonra Alper'in turu için rica etti benden. Üç günlük tur... Ben burada okudum ama 6 yıl geçmiş aradan her şey değişmiş. Tedirgindim o yüzden. Neyse işte hatır minnet borcu derken kabul ettim. Alper'le buluşmaya giderken bir dede gördüm tarlada bayılmış. Attım onu römorka patpatla hastaneye götürdüm ve biz Alper'le ilk o hastanede tanıştık. Beni patpat kullanırken görüp peşimden gelmiş. Tamamen rezil bir andı. Ben de Alper'i görünce tansiyonum, şekerim fırladı herhalde heyecandan düşüp bayılmayayım mı?"
